Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ne bu telaş!

Ne bu telaş!

Bir felaketin yıldönümünde dua bâbındadır:
Senaryolar, komplo teorileri, yorumlar.
Ne bu telaş.. Her şey kendi yolunda..
Hayat böyle.
Sonuçta imtihan oluyoruz.
Allah (c.c.) bizi mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecek.
Servet iktidar aramızda dönüp dolaştırılacak.
Kimimiz iktidar içinde Cennete, kimi iktidardayken cehenneme gidecek, kimimiz zulüm altında Cennete, kimi zalimlerden yana olup, ya da sesini kısıp Cehenneme gidecek.
Sonuçta herkes yaptıkları ve yapmadıkları, söyledikleri, söylemedikleri ile, ya kendi Cehennemlerine kendi sırtlarında odun, ya da kendi cennetlerine kendi sırtlarında tuğla taşıyacaklar..
Bu işler dün böyle idi, bugün de böyle. Yarın da böyle olacak..
Sonuçta herkes yaptıklarının karşılığını görecek.
Cennette başını okşadığınız yetimin mutluluğunu kat kat fazlası ile, Cehennemde, taş atıp ayağını kırdığınız kedinin acısını tadarak karşılık göreceğiz..
Yaptığımız her şey, aklımızdan geçenler tek tek not ediliyor.
Aslında sandığımızdan daha kalabalık bir dünyada yaşıyoruz. Melekler, cinler, şeytanlar...
Sabredenlerden olabiliyor muyuz, akledenlerden, zikredenlerden ve dua edenlerden..
Dualarımız olmasaydı ne işe yarardık ki!
Bizi gören, duyan, aklımızdan geçenleri bilen, mutlak iktidar sahibi bir Allah (c.c.) var.
O zaman korku, umutsuzluk, karamsarlık niye!
Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah (c.c.) hayır murat etmiş olabilir. Biz bilmeyiz, Allah (c.c.) bilir.. Kadere, ecele ve rızka hükmeden bir Allah'a (c.c.) iman edenler için ne gam!
Hayat inişli-çıkışlıdır. Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır..
Unutmayın, Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir ve sakın Şeytan sizi Kur’an'la aldatmasın. Sakın din adına zulmedenlerden olmayın, sakın kanaatlerinizi dinleştirmeyin, din büyüklerinizi İlah ve Rab edinenlerden olmayın..
Şunu da düşünmemiz gerek: İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden Allah bizi helak eder mi acaba! Onlara bozgunculuk yapmayın dediğimizde “Biz ancak islah edicileriz” diyorlar.. Ama sonuç ortada..
Aslında karanlık aydınlığın yokluğudur. Peki biz ne kadar ışık üretiyoruz. Kafamız ve kalbimiz, dünyayı aydınlatıyor mu? Karanlığa küfretmeyi bırakıp bir mum yakmamız gerekmiyor mu? Allah (c.c.) bizim ellerimizle zalimleri cezalandırıp, mazlumlara yardım etmek istemiyor mu?
Hep dışımızdaki gelişmelere odaklanıyoruz, ama kendimizi değiştirmek konusunda pek az bir şey yapıyoruz. Ve fani insanlara umut bağlıyoruz. Zaferi neredeyse Allah'tan (c.c.) değil, Halid'den beklemeye başladık.. Birinin bize Zaferin Halid’den değil, Allah'tan (c.c.) olduğunu hatırlatması gerek.
Allah (c.c.), cahil ve zalim bir kavme hidayet nasib etmez!
Bu dünya sonuçta imtihan yeridir.. Sadece ve sadece imtihan oluyoruz.. Ne doğduğumuz zamanı biz seçtik, ne doğduğumuz toprağı ve ne de ocağına doğduğumuz anne-babayı..
Ne basit tutkularımız var.
Geçen gün GS'nin zafer kutlamalarına baktım da. çeşme'den kalkıp bu maç için gelen, forma giyip sokaklarda bayrak sallayan 40 yaşlarında insanlar gördüm.. Bakalım işgalin 60. yılı için aynı duyarlılığı kaç kişi gösterecek..
“İman ettik demekle yakanızın bırakılıvereceğini mi sanıyorsunuz. Sizden öncekilerin başına gelenler, sizin başınıza gelmeden cennete girdirilivereceğinizi mi sanıyorsunuz. O süsleyip bezediğimiz güzel evleriniz, o bol ürün veren ekinleriniz, o bol gelir getiren ticarethaneleriniz, eğer sizi Allah (c.c.) yolunda mücadele etmekten alıkoyuyorsa yakın olan azabı bekleyin” denmedi mi bize..
Tik tak.. Tik tak.. Zamanın kalbini dinleyin.. Her nefes alış-verişte ölüme yaklaşıyoruz. Nefes alıp vererek yaşamaz insanlar, nefes alıp vererek ölürler.. çünkü nefesler sayılıdır ve insan o nefesleri tek tek tüketir.. Ve ölür.. Ve dirilir ve..
“Vay o namaz kılmayanların haline ki..” der bir melek..
Allahım bizi koru..
Bize hakkı hak, batılı batıl göster, hakda toplanmayı nasib et.. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil.. Bizi zalimlerden etme ve zalimlerin eline bırakma.. Ele güne muhtaç etme, dert verip derman aratma..
Bize yardım et. Bizi bize bırakma.. Dualarımızı kabul et.
Kalpleri çeviren sensin. Şüphesiz ki; senin her şeye gücün yeter.
Bizi Affet (Amin)
Selam ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi