Yener Dönmez

Yener Dönmez

Keramet kimde?

Keramet kimde?

Siyasi partilerin seçim çalışmaları tüm hızıyla sürüyor.
Geçen hafta Ankara temsilciliğimizde önemli bir partinin genel başkanını ağırladık.
Bu isim Saadet Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Mustafa Kamalak idi.
Prof. Kamalak SP Genel Başkanı olduktan sonra ilk röportajını Yeni Akit’e vermişti.
Tıpkı Merhum Erbakan Hoca’nın Saadet’e yeniden Genel Başkan olduktan sonra ilk röportaj için bizi tercih ettiği gibi...
O gün Milli Görüş’ün köklerine ve tarihi derinliklerine vurgu yapan Rahmetli Erbakan Hoca, hükümet oldukları dönemdeki başarılarından söz edip şu ilginç değerlendirmeyi yapmıştı: “Bize ‘Siz nasıl bu kadar başarılı oluyorsunuz?’ diye soruyorlar. Biz de onlara: ‘Keramet bizde değil, Milli Görüş’te’ diye cevap veriyoruz.”
Ayrıca Rahmetli Erbakan Hoca, İcra Kurulu Başkanımız Mustafa Karahasanoğlu Ağabey’in başarılarından bahsettikten sonra Akit’in bir misyon gazetesi olduğundan söz edip şunları ifade etmişti: “Sizin gazetenize büyük vazifeler düşüyor. Maalesef bugün gazeteler gerçekleri yazmaya cesaret edemiyorlar.”
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun da, şimdi onun yerine görev yapan BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu’nun da Akit misyonuna hep vurgu yaptıklarına tanıklık ettim.
Buradaki ilgi ve yakınlığın Akit’in muhafazakar partilere karşı eşit mesafede durma hassasiyetinden ve ortaya koyduğu duruştan kaynaklandığını düşünüyorum.
Bu yüzden olsa gerek bunca seçim yoğunluğuna rağmen SP Genel Başkanı Kamalak, Basın Müşaviri Mustafa Yılmaz ile birlikte Ankara temsilciliğimizi ziyaret etti.
Önceki gün de yine beraberindeki heyet ile birlikte gazetemizin İstanbul merkez binasına gelerek İcra Kurulu Başkanımız Mustafa Karahasanoğlu Ağabey ile görüştü.
Öncelikle gazetemize olan özel ilgisinden dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz.
Prof. Kamalak ile görüşmemizin ayrıntılarını haberlerimizden takip ettiniz ancak önem atfettiğim bazı şeyleri bir kez daha paylaşmak istiyorum.
Prof. Kamalak’ın bir hayli ilginç öngörüleri var.
Mesela yeni anayasa ile ilgili söyledikleri dikkatimizi çekiyor: “Tamam, yeni bir anayasa yapalım da, nasıl bir anayasa olacak bu” diyen Kamalak, “Yeni anayasa demekle iş bitmiyor. Türkiye’yi Avrupa kapısına bağlayacak bir anayasa mı yoksa milleti özüne döndürecek ve Türkiye’yi lider yapacak bir anayasa mı? Nasıl bir anayasa?” diye soruyor.
AB konusunda tavrı en net parti olarak dikkat çeken SP’nin Genel Başkanı Mustafa Kamalak, “Milleti özüne döndürmeden” kastını açarak eğitime, eğitimin önemine vurgu yapıyor.
İktidara gelmeleri halinde İmam Hatip okullarının orta kısımlarını açacaklarını, Kur’an eğitimine 12 yaş sınırlamasını kaldıracaklarını, ilkokuldan üniversiteye kadar Osmanlıca’yı seçmeli ders yapacaklarını yineleyen SP lideri, “Bunlar yeni bir anayasadan daha önemlidir, ülke için çok daha hayırlıdır” düşüncesinde.
Terörün kaynağının da bu anlamda bir eğitimsizlikle alakalı olduğunu söyleyen Kamalak; “Kurtuluş Savaşı’nda yaklaşık 10 bin şehit verirken, 1984 ile 2009 yılı arasında yaklaşık 11 bin şehit vermişiz. Teröristler de gökten yağmadı. Onlar da bu ülkenin insanları, üstelik bu devletin eğitim sistemi içinde yetişmiş gençlerdir. Dikkat ederseniz teröristlerin başları hep okumuş ve milli eğitimin çarklarından geçmiş insanlardır. Türkiye’de terörizmin merkezi içeridedir, devletin okullarıdır, İslâmı hedef olarak alan eğitim sistemidir. 28 Şubat sürecinde mütedeyyin insanlar iç düşman diye tanımlanmadı mı? Mütedeyyin insanlar düşmansa, dost kim? Kamuoyunu yönlendirmek için uydurulmuş sözlerdir bunlar. Bozuk düzenin kendisidir bu ülkeyi çıkmaza sokan” görüşünde.
40 yılı aşan, köklü bir geçmişe sahip bir siyasi partinin genel başkanı olan Kamalak, açılım konusuna da değinip, “Doğu ve Güneydoğu’daki insanlar dindardır. Bugün etnik duygu din duygusunun önüne geçmiş ise, bu noktaya yanlış eğitim sistemi nedeniyle gelindi. İslâm’dan bahsedilmeyen açılımdan bir şey çıkmaz...” diyor.
Özetin özeti: Milli ve manevi değerleri ön planda tutan bir siyasi partinin zor bir dönemde genel başkanlığını üstlenen Kamalak, milli ve manevi değerler önündeki engellerin tam manasıyla kaldırılmamış olmasının kendisine acı verdiğini söylüyor.
Bunu da şu sözlerle ifade ediyor: “12 yaş altına konulan yasak çok acıdır. Kendi dininin kutsal kitabına yasak koyan başka bir millet var mı acaba?”
Bir bakmak lazım...
Var mı acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yener Dönmez Arşivi