Mehmet Talu

Mehmet Talu

Haccı, mazeretsiz olarak terk etmenin vebali 5

Haccı, mazeretsiz olarak terk etmenin vebali 5

Hicretin 9. senesinde hac farz kılınmıştı. Fakat müşrikler de haccetmekte idiler. Çünkü fetihten sonra hicretin 8. yılında Mekke-i Mükerreme'de vali bırakılan Attâb b. Esid'in başkanlığında, Hz.İbrahim (A.S.)ın sünneti olarak hacceden Müslümanların yanı sıra, Müslüman olmayan Araplar da câhiliyye âdetlerine göre hac yapmışlardır.

Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimiz ise, onların şirk bulaşmış haclarına karışarak beraber telbiyede bulunmak, çırılçıplak yaptıkları tavâfa iştirak etmek istememiştir. Ayrıca müşriklerin haccı her yıl bahar mevsimine denk düşürmek için vakitler üzerinde oynayarak ayların yerini değiştirmeleri ve ayları geri bırakmaları yüzünden, Zilhicce ayının asıl zamanı da değişmişti. 9. yıl ilan edilen Zilhicce ayı, gerçek Zilhicce ayı değildi. Aslında o ay Zilkade ayı idi.

İşte bu iki sebeple Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimiz, haccı bir yıl tehir etmiş ve o sene Hz.Ebu Bekir Sıddık (R.A.)yu hac emiri tayin buyurup hacca yollayarak Berâe yani Tevbe sûresini halka duyurma vazifesini vermişti. Berâe suresi, müşriklere bir ültimatom yani onlarla yapılan anlaşmaların müddetleri bitince yenilenmeyeceğinin ilanı hususunda ciddi bir uyarı idi. Vakitler üzerinde oynayarak ayların yerini değiştirmek ve ayları geciktirmek işi kaldırıldı. Daha bir çok sert tebliğler de vardı. Hatta bazı alimler sûrenin başında besmele olmayışını bu sertlikle izah etmişlerdir. Hz.Ebu Bekir (R.A.) vazifeyi alıp yola çıktıktan sonra, Cebrail (A.S.)ın:

- Berae suresini, Senin ehl-i beytinden biri ilan etmeli! diye ihtarı üzerine Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz arkadan Hz.Ali (R.A.)yu gönderir. Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin Adba adındaki devesi ile yola çıkan Hz. Ali (R.A.) hızla giderek Arc denilen mevkide Hz. Ebu Bekir (R.A.)ya yetişmiştir. Hz. Ebu Bekir (R.A.), Hz. Ali (R.A.)ya:

- Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, seni hacca emir mi tayin etti? diye sorar. Hz. Ali (R.A.):

- Hayır! Beni, sadece Berâe sûresini hacılara ilân ve tebliğ etmek ile vazifelendirdi, der.

Berâe sûresinin ilân işi, tebliğ edilme vazifesi Hz.Ali (R.A.)ya verildi. Çünkü bu, bir ültimatom ve müşriklerle yapılan anlaşmaların kaldırılmasıydı. Arapların mevcut örf ve adetlerine göre, bir anlaşmayı kim yapmış ise, ancak o bozabilirdi, başkası bozamazdı. Bunu bozmak için en azından, onu yapanın ehl-i beytinden biri olması lazımdı. Bu sebeple Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, Hz.Ali (R.A.)yu göndermiştir. Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz bu davranışıyla mezkûr örf ve âdete uymuş ve Enes b. Malik (R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

"Bunun, aileme mensup olmayan biri tarafından tebliğ edilmesi uygun olmaz!" buyurmuş ve Hz. Ali (R.A.)yu çağırarak onu Hz.Ali (R.A.)ya vermiştir. (Tirmizî, Tefsir, Tevbe, No:3090, 5/275)

Şu halde günümüz diplomasisinin diliyle tam bir ültimatom olan bu sûre, esas itibariyle antlaşmaların bozulduğunu haber vermektedir.

Ebu Hureyre (R.A.) anlatıyor: Hz.Ebu Bekir (R.A.) Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz tarafından Veda haccından önceki hac mevsiminde hac emiri olarak tayin edildiği hacda: "Bu yıldan sonra müşriklere haccetmek yasaktır.", "Çıplak olarak Beytullah tavâf edilemez." diye ilân etmek üzere vazifelendirdiği bir grupla beni de gönderdi. Ancak daha sonra Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, Hz. Ebu Bekir (R.A.)nun arkasından Hz. Ali (R.A.)yu gönderdi ve Berâe sûresini halka ilân etmeyi O'na emretti.

Hz. Ali (R.A.) bizimle birlikte Mina'da, bayramın birinci günü Akabe Cemresi yanında ayağa kalkarak, kendisinin Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu bildirdi ve halka, Berâe sûresini ilân etti. Bu sûrenin başından 30 veya 40 âyet-i kerime okuyarak dedi ki: Dört şeyi tebliğ etmeğe memurum:

1- Bu yıldan sonra hiçbir müşrik hac yapamaz,

2- Hiç kimse çıplak olarak Kâbe'yi tavâf etmeyecek,

3- Mü'minden başkası cennete giremeyecek,

4- Müşrik kabileler tarafından bozulmamış anlaşmalar, anlaşma süresinin sonuna kadar yürürlükte kalacak.

Bunun üzerine ertesi yıl, yâni Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin bizzat katılarak Veda haccını yaptığı zaman, tek müşrik hacca katılmadı. (Buharî, Salât:10, Hac:67, No:1543, Cizye:16, Meğazi:68; Tefsîr, Tevbe:2, 3, 4; No:4105; 4/1587; Müslim, Hac:435; Ebû Dâvud, Hac:67; Tirmizî, Tefsir:6; Nesâî, Hac:161)

İşte böylece ilk olarak İslâmî hac, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz tarafından hac emîri olarak görevlendirilen Hz.Ebu Bekir (R.A.)nun hac emirliğinde ifâ edilmiş, bundan sonra da artık müşriklerin hac yapmaları yasaklanmıştır.

ÖNEMLİ NOT: Hacca veya umreye gidecek olan kardeşlerimize:

1- "Ya Rabbi! Ben Senin Rızan İçin Hac Yapmak İstiyorum" isimli eserimizi,

2- "Ya Rabbi! Ben Senin rızan için UMRE yapmak istiyorum" isimli eserimizi,

3- "Ya Rabbi! Ben Senin rızan için DUA yapmak istiyorum" isimli eserimizi,

4- "Ya Rabbi! Ben Senin rızan için ZİYARET yapmak istiyorum" isimli eserimizi önemle tavsiye ederiz.

Eserler İçİn müracaat:

Tereke Yayıncılık,

TEL: 0216 521 39 56 - 0532 610 33 49

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi