Taha Akyol

Taha Akyol

Adalet IMF Başkanı’nı tutukladıIMF’nin başına Kemal Derviş

Adalet IMF Başkanı’nı tutukladıIMF’nin başına Kemal Derviş

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn gibi önemli ve güçlü bir ismin “tecavüze teşebbüs” suçundan tutuklanması, her şeyden önce, “hukuk devleti”nin ne demek olduğunu gösteren çok önemli bir olaydır.
Satır başlarıyla belirtmek istiyorum.
- Önemli ve güçlü adamdır diye olayın üstü örtülmedi. Tutuklanıp hapse atıldı...
- Avukatı 1 milyon dolar kefaletle serbest bırakılmasını istedi. Fakat Amerikalı hâkim, “kaçacakken uçakta yakalandı” gerekçesiyle Kahn’ı tutukladı. Demek ki, hukuk devletinde, kaçabilir diye faraziye yürütmek yetmez, bu konuda somut deliller olması gerekir tutuklama için.
- Savcının tutuklama talebinde bulunurken, tecavüz suçundan mahkûm edilen ünlü yönetmen Polanski’yi örnek göstermesine hâkim izin vermedi. Bu da sanık hakları konusunda bir duyarlılıktır. Mahkûmiyetin örnek gösterilmesini hâkimin ‘masumiyet karine’sine aykırı bulduğunu düşünüyorum.
- Tecavüz teşebbüsüne maruz kalan kat görevlisi kadının ismi gizli tutuluyor, hiçbir yerde resmi yayınlanmıyor. Bu, insan onuruna gösterilen titizliğin ve mağdure için gösterilen saygının güzel bir örneğidir.
- Kat görevlisi kadının, Strauss-Kahn hakkında karakola giderek resmen şikâyetçi olması, hem adaletin güvenilirliği, hem kişinin kendi haklarına sahip çıkmasının çok önemli bir örneğidir.

Derviş’in adaylığı
Şimdi, IMF Başkanlığı için adı dış basında belirtilen isimlerden biri Kemal Derviş’tir. Wall Street Journal “Türk hükümeti Derviş’e destek vermez” diye yazdı. Ben buna inanmıyorum.
IMF için Türkiye’den kim güçlü aday ise, hükümetin onu desteklemesi tabiidir.
Hele de dış dünya ile ilişkilere parti gözlüğüyle bakmak ülkenin de hükümetin de ufkunu daraltır.
Derviş 2001 reformlarıyla Türkiye’de bugünkü sağlam mali yapıyı kurmuştur; küresel krizde dayanıklı olmamızın önemli etkenlerinden biri budur... AKP hükümeti de devraldığı ekonomimizi dünyada 17. sıraya çıkarmıştır.
Milletlerin hayatında “hizmet” böyle bir bayrak yarışıdır.
Abdullah Gül’le Kemal Derviş’in ilişkileri öteden beri iyidir. Gül’ün Dışişleri Bakanlığı sırasında çeşitli dış politika konularında ‘paslaştıklarını’ biliyorum.
Şimdi IMF Başkanlığı konusunda Cumhurbaşkanı Gül’ün tavrı ne olur?
Basın Başdanışmanı Ahmet Sever’e sordum...

Gül destekliyor
Sever, Derviş’in 2005’te UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı) Başkanı olmasını hatırlattı. O zaman Gül AKP Dışişleri Bakanı’ydı; Derviş ise CHP milletvekili.
Dışişleri Bakanı Gül, BM Genel Sekreteri Koffi Annan’ı arayarak “UNDP Başkanlığı için Türkiye’nin Derviş’i kati olarak desteklediğini” bildirmişti.
Ahmet Sever şöyle devam etti:
“Muhalefet milletvekili olduğu sırada Derviş’in UNDP Başkanı olmasını bu şekilde desteklemiş bulunan Sayın Cumhurbaşkanı, şimdi de Derviş’in IMF Başkanı olması için gereken her türlü desteği verecektir. Sayın Cumhurbaşkanı uluslararası bir kurumun başına bir Türkün gelmesi onur verici olur, diye düşünmektedir.”
Gerçekten bir Türkün IMF Başkanı olması Türkiye için onur vesilesi olacaktır. Aynı zamanda IMF’de “kalkınmakta olan ülkeler”in ağırlığının artması bakımından dünya için de iyi olacaktır.
Merkel çelme takmazsa bu mümkün.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi