Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Demirel, Kılıçdaroğlu ve MHP

Demirel, Kılıçdaroğlu ve MHP

Demirel’in CHP ve MHP’deki seçilecek yerden aday olacakların sayısı bir grub kuracak kadar çok.
Bu seçimlerde CHP de MHP de Demirel’in stratejik ortağı.. Bu misyon CHP’nin Ergenekonun avukatlığından daha önemli bir rol..
Başarabilirlerse sanki seçimleri yaptırmayacaklar. Bu konuda Kandil ile Silivri arasında bir işbirliği var. Seçim olacaksa da meşruiyetini tartışma haline getirmeye çalışacaklar..
MHP’nin Genel Başkanının Diyarbakır için seçtiği tarih bile bu açıdan dikkat çekici. Seçimlere o kadar az zaman kala, güvenlik sağlanamadığı için kendimizi anlatamadık diyecekler.. Ortamı germek için gerekiyorsa onu yapacaklar.. Seçimlerden umutlarını kaybetmeye başladılar. Kandilli ve Silivri bu konuda el birliği etmiş gibi gözüküyor. Sanki birileri “Tavşana kaç, tazıya tut” diyor..
Birileri Güneydoğuda sanki yangına körükle gidiyor.. Bölgedeki askeri operasyonlar garip bir şekilde iktidara yönelik öfkeyi artırıyor. Eskiden seçime yakın bölgeden şehid haberleri gelirdi, şimdi tam tersi oluyor.. BDPliler de bu durumu AK Parti’ye karşı kullanıyor..
Özellikle son açıklamalardan sonra MHP’nin işi oldukça zor.
MHP lideri daha önce kaseti çıkanları neden partiden ihraç etti ve şimdi neden istifa ve ihraç mekanizması işletilmiyor?
O zaman daha önce istifa edenlerin günahı ne? O zaman onlar partiye geri dönecekler mi?
Bu internet sitesi eğer elindeki kasetleri yayınlayacak olursa parti bu baskılara ne kadar dayanabilir?
Bana kalırsa birileri siyaseti yeniden dizayn ediyor.. Bir psikolojik savaş sözkonusu.
Burada dikkatlerden kaçan bir konu var. Tamam özel hayata müdahale edilmiştir! Bu ayrı bir suç. Bu suç diğer suçu ortadan kaldırmayacaktır. Bu şeyin dava konusu edilip edilmeyeceği ayrı bir konu. Bu yapılan işin meşru olduğu anlamına gelmez.
Yine dikkat çekici başka bir ayrıntı var. MHP o kredi kartı ve telefon görüşmesi kayıtlarına nasıl ulaştı?. Bu da aynı şekilde özel hayata müdahale değil mi? Bu suçun varlığı, eğer bir kişi gerçekten bu işlerin arkasında bir rolü varsa onun hakkında bu bilgilerin hukuk dışı yollarla elde edilmiş olması suçu ve kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırır mı?
O zaman bu kişinin bu bilgileri birine illegal bir şekilde sızdırması, suçu ortadan kaldırır mı?
MHP’nin şüpheli araç ve plaka konusunda fotomontajla ürettiği sahte araçla ilgili de cevabını arayan sorular var.. Güvenlik kamerasından pekala görünmüyor. Bir diğer aracın emniyete ait olduğu ve bir görev nedeniyle orada bulunduğu açıklandı.. Biri bir ihbarda bulunuyor ve bir plaka numarası veriyor. MHP de o plakayı taşıyan aracı photoshopda üretiyor..
Kılıçdaroğlu’nun Hayati Yazıcı adına YÖK’e gönderilen maille ilgili açıklaması da ilginç. Gerçek fail İstanbul’da yakalandı.. Peki bu mail Kılıçdaroğlu’na nasıl ulaştı? Bu sözkonusu bakanın özel hayatına müdahale değil mi? Bu olayın doğru olduğunu düşünelim. Özel haberleşmeye illegal bir müdahale sözkonusu. Birileri ÖSYM Başkanı ile YÖK Başkanı arasındaki haberleşmeden de haberdar. Peki bu nasıl oluyor? Kim bu konuşmayı dinledi ve bilgiler Kılıçdaroğlu’na nasıl ulaştı?
Ya da YÖK’e gönderilen bir mail nasıl Kılıçdaroğlu’nun eline geçiyor.. Kimse bunu tartışmıyor.
Kaldı ki, öyle bir mesajı bakan göndermemiş. Bu mesaj bir başkası tarafından YÖK’e gönderilmiş. Bakanın sözkonusu mesajda konu edildiği bir yeğeni yok. Yani ortada bir iftira ve komplo var.
Peki bir Anamuhalefet partisinin lideri nasıl böyle basit bir olaya alet olabiliyor?
Yoksa Kılıçdaroğlu bu olayı örgütleyenler, servis edenlerin oyununa mı geliyor?.. Birileri Kılıçdaroğlu’nu kullanmış mı oluyor?.. Kılıçdaroğlu bu komplonun içinde yer almış olabilir mi? Sanmıyorum ama insanın aklına gelmiyor da değil. Bana kullanılmış olması ihtimali daha fazla gibi geliyor.
Bu konuda ilgili kişilerin savcılığa suç duyurusunda bulunup bulunmadığını bilmiyorum.
Bakalım şimdi çıkıp özür dileyecek mi?
Hani bazen özür dilerken de özrü kabahatinden büyük yanlışlıklar yapmıyor da değil.. Kürşad Tüzmen ile ilgili yolsuzluk iddiasından çark ederken olayı nasıl çarpıttığı ekranlara yansıdı.. Ama onun adı Kemal. Yüzü hiç kızarmadı. Özür de dilemedi. Şecaat arz ederken kabahatlerini saymaya devam ediyor.
Kılıçdaroğlu’na yolsuzluk konusunda hiç Yuvacık Barajı skandalını soran yok mu, merak ediyorum.. Hani şu Sefa Sirmen’in İzmit belediye başkanlığı döneminde yaşanan yolsuzluk olayları..
İzmir belediyesindeki olaylara da hiç değinmiyor zatıalileri..
Mızrak çuvala sığmıyor. Birileri çırpındıkça daha çok batıyor.. Selâm ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi