Türkiye'nin demokrasi röntgeni

Türkiye'nin demokrasi röntgeni

Türkiye toplumunun arzusuyla içinde bulunduğu ruh hali arasında derin çelişkiler var.
Bir yandan her şeyin en iyisini istiyor öte yandan o "iyi"nin ne olduğu konusunda kararsızlık yaşıyor.
Seçimde öne çıkan "demokrasi" meselesinde de benzer bir durum söz konusu.
Birkaç gün önce Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi, National Democratic Institue ve Metropoll Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin ortaklaşa gerçekleştirdikleri "Türkiye'de Demokrasi Algısı" başlıklı çalışma çok çarpıcı veriler sunuyor...
Özge Kemahlıoğlu ve Prof. Dr Fuat Keyman'ın analiziyle Metropoll'ün saha verileri bir araya gelince ortaya Türkiye'nin "demokrasi röntgeni" çıkıyor. Demokrasi doktoru bu röntgeni incelese, yapacağı tek şey, acil müdahale etmek...
Ameliyat mı, yoksa ilaç tedavisi mi ona doktor karar verecek ama o flu röntgen filmi üzerine hepimizin düşünmesinde yarar var.
Önce Prof. Dr. Ergun Özbudun'un tanımlamasıyla dünyadaki siyasal rejimleri sıralayalım:
Bir: Tam demokrasiler; (Demokrasilerini pekiştirmiş ve derinleşme aşamasına geçme noktasında bulunan ülkeler.)
İki: Kusurlu demokrasiler; (Demokrasiye geçmekle birlikte, özellikle siyasal haklar ve sivil özgürlükler alanında demokrasilerini pekiştirememiş ülkeler.)
Üç: Melez rejimler; (Demokrasiye geçmekle birlikte, gerek devlet- hükümet ilişkileri, gerekse de haklar ve özgürlükler alanlarında ciddi demokrasi eksiklikleri yaşayan ülkeler.)
Dört: Otoriter rejimler; (Demokrasiye hâlâ geçememiş ülkeler.) Peki, Türkiye hangi kategoriye giriyor?
Metropoll araştırmaya göre Türkiye demokrasisine vatandaşın not ortalaması 5.03.
Yani vatandaşa göre Türkiye'deki sistem, demokrasi ile otoriterlik arasında bir yerde duruyor. Bu, durumun iyi olmadığını gösteriyor. Ancak umut verici bir başka veri var. Yine aynı araştırmada "Sizce demokrasi ne anlama gelmektedir?" şeklindeki açık uçlu soruya verilen cevaplar "özgürlük" kavramını ön plana çıkartıyor. Oran bir hayli yüksek, yüzde 33...
İkinci umut verici soru yeni anayasa ile ilgili.
"Yeni Anayasa vatandaşları mı yoksa devleti mi korumayı esas almalıdır?"
Türkiye toplumu yüzde 69.9 oranında vatandaşın korunmasını istiyor.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi derin çelişkiler içinde bir toplum yapımız var. Bu kadar özgürlük ve sivilleşmek isteyen bir toplum, aynı zamanda ve ciddi oranda askerin müdahalesine de onay veriyor.
Vatandaşa sorulan "Bazı durumlarda ordunun yönetimi ele almasını onaylar mısınız?" sorusuna "onaylarım" diyenlerin oranı yüzde 39...
Yorumculara göre bu durum Türkiye'de demokrasiye desteğin çok da kuvvetli olmadığını gösteriyor.
Bu rakamlar özellikle siyaset sınıfına şunu gösteriyor: Bu ülkenin "ileri demokrasi" seviyesine çıkması için sadece yasal düzenlemeleri değiştirmek yetmiyor, eğitiminden, yerel yönetimlere, her alanda köklü bir "zihniyet devrimi"ne ihtiyaç var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi