Mehmet Talu

Mehmet Talu

Mebrûr hac 4

Mebrûr hac 4

Hac yolculuğu, bir ibadet yolculuğudur. Hac anlatılamaz, târif edilemez, yaşanır. Kısaca şu kadarını söyleyelim ki: Hac, bir Müslümanın hayatında büyük bir dönüm noktası teşkil eden, ruh ve şahsiyetinde önemli değişim ve gelişmeler meydana getiren ve dünya hayatında yaşayabileceği en saadetli, en hoş, en lezzetli bir hâdisedir. O mübarek hâdisenin her anında herkes "ALLAH! ALLAH!" demekte, kâinatın yaratıcısına yönelmekte. Herkes hızlı adımlarla Harem-i Şerif'e gitmekte... Kâ'be-i Muazzamâ, bir başka isimle Beytullah, Cenab-ı Hakk'ın binbir ismiyle, â'zâm derecede tecelli buyurduğu muhteşem bir mekan. İnsan Beytullah'ın avlusundan içeri girer girmez, bambaşka bir mekana geldiğini hissetmekte. Şayet farz namazı kılınmıyorsa, Kâbe'nin etrafını tavaf edenler kuşatmakta.

Hac, kefen misali giyilen ihrâmlarla dünya malının, mülk ve servetinin geçici olduğunu telkin eden, âhiretteki mahşeri hatırlatan, aynı kıyafet içinde zengin-fakir, şehirli-köylü ayırımını ortadan kaldıran, "ben"liği yıkıp "biz"i öne çıkaran, helal olan bazı şeylerin ihrâma girdikten sonra haram kılındığı ve böylece nefis terbiyesi, irade ve sabır eğitiminin yapıldığı, ALLAH Teâlâ'ya açılan ellerin boş çevrilmediği, dînî duyguların, ihlas ve samimiyetin doruk noktaya çıktığı bir ibadettir.

Hac, kişinin maddi ve manevi hayatını gözden geçirmesi, günahlardan arınması, manevî dünyasını geliştirmesi ve ruhî bir yenilenme ger-çekleştirebilmesi için çok büyük, çok önemli bir fırsattır. Tüm dünyevî kayıtları ve kaygıları bir kenara bırakıp her şeyi arkasına atarak kefen misali bir giysi içerisinde Yüce Rabbimizin huzurunda olmanın zevkine erebilmektir. Cenab-ı Hakka ve O'nun gösterdiği dosdoğru yola yönelmektir, manevî hayatın azığı takvayı kuşanmaktır.

İşte bu manevi iklimi yaşamak, mukaddes mekânları ziyaret etmek ve İslam tarihini yeniden okumak, kişinin kendini, yolunu, hayat yolculuğundaki yerini ve sonuçta Rabbini tanıması için bu fırsat ve hacca ayrılan zaman dilimini çok iyi değerlendirmek gerekir.

Bu nedenle, daha işin başında iken kendimizi, niyetimizi ve kalbimizi başka işlerle meşgul etmeden "sadece hac ve ibadet yapma" niyet ve arzusuyla hazırlamamız, başından sonuna kadar bu yolculukta ibadet bilincini muhafaza etmemiz gerekir. Sadece ve sadece hac ibadetine yoğunlaşmalıyız.

Çünkü manevî dünyasında yeni bir pencere açmak, hayatında olum-lu bir gelişme meydana getirmek amacıyla çıktığı bu kutsal yolculukta kişinin gayesine ulaşabilmesi için, zihnen, kalben, fikren yoğunlaşarak hac yapması gerekir. Böylece yanlış yöneliş, duygu, düşünce ve günah-lardan arınacak, temizlenecek ve hayatında yepyeni tertemiz bir sayfa açmış olarak bu yolculuktan dönecektir.

Fakat bu bilinç kaybedilirse yapılan yolculuk anlamını yitirir ve manevî açıdan içi boşaltılmış bir seyahate dönüşür. Hac yolculuğuna çıkanlar bağlamında düşünüldüğünde, şeytanın en çok uğraştığı hususlardan biri, bu mübarek yolculuğu sıradan bir yolculuk hâline dönüştürmek ve bu kutsal yolculuğun içini boşaltmaktır. İçi boşaltılmış bir tür hac yolculuğundan ALLAH Teâlâ'ya sığınmak gerekir. Bu bakımdan hac yolculuğunun, tertemiz bir milada dönüştürülmesi hedeflenmelidir. Basit birtakım meselelere takılıp kalıp hac yolculuğunu anlamsız hâle getirmemeye özen göstermelidir. İbadeti anlamsızlaştıran bu tür bir yolculuğun haccın işlevini yansıtması düşünülemez.

Tıpkı namaz kıldığı hâlde namazından gafil olanlar ve kıldığı namazı, kendilerini kötülüklerden alıkoyamayanlar gibi. İşte bu sebeple, hac yolculuğumuzun içi boşaltılmış kuru, kupkuru bir seyahat olarak kalmaması ve yalnızca kutsal topraklarda karşılaşılan birtakım olaylarla anılan ve yaşanan hatıraları anlatılan kuru bir seyahate dönüşmemesi için, bu randevumuzun hayatımızda yeni ve temiz bir sayfa açma sözleşmesine dönüşmesi gerekir.

Harem iklimi, tövbelerin kabul edildiği bir iklimdir. Tövbe esasen dönüş demektir. Bu dönüşü gerçekleştirmek için hac bize en güzel fırsatı sunmaktadır. Hayatımızdaki yanlışları anlamak, kendimizi kontrol etmek, nefis muhasebesi yapmak için önemli bir fırsattır bu. Kendimizi ye-nilemek, eksikliklerimizi gidermek, iyi bir insan ve iyi bir Müslüman ola-bilmek için bir mîlattır.

İnsan olarak, kul olarak herkesin geçmişte birtakım eksiklikleri, hataları ve yanlış yönelişleri olabilir. Muhakkak ki bunları işlememiş olma-yı çok arzu ederiz. Ancak kutsal iklimde içinde bulunulan atmosfer, geçmişte içine düştüğümüz yanlışların ve günahların ağır yükünü atabilmek, geleceğe yönelik olarak da hayatımızda tertemiz bir sayfa açabilmek için büyük bir imkân sunmaktadır. Çünkü ALLAH Teâlâ'nın insanları affettiği ve duaları, tövbeleri geri çevirmediği mübarek mekânlarda bulunmak, bunun için önemli bir fırsattır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi