Tabii ki zil takıp oynayanlardan değiliz.
Üzülürüz, şuna üzülürüz...
Ülkenin talihsizliğine bakın ki...
27 Mayıs sonrasında general sınıfında oluşan anlayış, CHP çizgisi dışına çıkan hükümetleri darbe planları ile alaşağı etmek gibi bir yanılgıda birleşiyor.
Medyadan edindiğim bilgilere göre, general darbecilikten tutuklanmış.
Harp Akademileri Komutanı, önemli bir görev...
Giderek bu darbe hastalığı askerimizin başını yiyecek.
Öyle olmuyor mu? BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’in deyişiyle, “Orduya dua eden imamın peşinde namaz kılınmaz.”
Asker durduk yerde(!) çocuklarını öldürüyormuş.
Hadi askere dua ettiren imamın peşinde namaz kılma, ama ülkeyi yıllardır kana boyayan PKK terörü hakkında hiç olmazsa bir şeyler söyle.
“Terörist” de, “40 bin insan katletti” de, alkışlayayım...
Peşine takıldığın Dersimli Kemal Bey ne derse o.
O diyor ki, “Ergenekon nerede, gösterin de gidip kaydolayım.”
Kayda gerek var mı?
Sivas katliamında PKK militanlarının geç de olsa belirlenmesi önemli bir gelişme değil mi?
Demek oluyor ki; Ergenekon çetesine kaydolmadan “gündüz külahlı gece silahlı” aramızda dolaşan pek çok ittihatçı haini var. O hainler...
Kürt çocuklarının gözü açılmasın diye şimdi de yurtları ateşe veriyor...
Ateşe verme olayını hiç kuşku duymadan Ergenekon hesabına yazabilirsiniz, Kürtçülük, Türkçülük, darbecilik de olsa yılanın başı orada...
Silah kaçakçılığı orada, uyuşturucu ticareti orada, terör orada.
Odak noktaları Mustafa Kemalci, çağdaşçı, lâikçi, bölücü...
İslâm düşmanlığı...
Seçim öncesi Kürt açılımına taş koyuyor diye BDP, hani CHP’ye karşı idi?
Hani BDP, Kürt açılımında MHP’yi karşıt ilan etmişti?
Şimdi bakıyoruz, kafalar tekleşti.
Üçlü ittifak halinde çalışıyorlar.
Göreceksiniz...
CHP ile BDP’nin oy oranı çok az olan yörelerde her iki parti MHP’yi destekleyecek.
MHP’nin oy alamadığı kesimlerde ise CHP desteklenecek...
Sebebine gelince, ortak kaygıları var...
MHP barajın altında kalır da AK Parti Anayasa’yı değiştirirse onlar da biter...
Etki-tepki yerine ülkeye barış gelir.
Müslüman Kürt halkı BDP’nin PKK örgütüne dayalı politikalarından oldukça kuşkulu.
Biliyor ki; dış güçler eliyle kullanılıyor.
Hele de tabandaki esnaf bitkin ve de çaresiz...
Şehirde önemli bir hareketlenme başladığında bakıyorsunuz silahlı teröristler esnafın kapısına dikiliyor; “Kepenklerini kapat.”
O da zorunlu olarak kapatınca, o gün beş kuruş kazanç yok.
Bir gün değil, her gün...
Bir başka gün vergi adı altında haraç.
Memur haraç verir, esnaf haraç verir, işletmeci haraç verir.
Zoraki gençler dağa.
Yöre halkı bıktı usandı.
Bağına gidemez, köyüne gidemez, yatağında rahat uyuyamaz.
Şimdi de sandıkların güvenliği tehlikede...
BDP’nin belirlediği, terör suçundan sabıkalı isimlere oy verilmediği takdirde tehlike kapıda...
Yine tehditler, yine şantaj...
Bu şartlarda yörede sağlıklı bir seçim olacak mı?
Yarın da bundan bahsedeceğiz.