'Fırtına'lı bir yazı

'Fırtına'lı bir yazı

Aralık’ın ikinci haftasında Hacı Sururi Kale ve Hacı Ahmet Sarı ile Orta Anadolu yollarına düşmüşken, yurt dışından gelen bir dost sesi, İstanbul’da bir “Fırtına” estiğini haber verdi.
Dersaadet’te bulunamadığıma üzüldüm. Mezkûr “Fırtına”, benim Hakan Albayrak ismine yakınlık duymama sebeb olmuştu. Şimdi yine Hakan kardeşimize kulak verelim:
“Dhoruba, Svahi dilinde ‘Fırtına’ demekmiş. Arapça kökenli bir kelime… Adamımıza fena halde yakışan bir isim… İHH İnsani Yardım Vakfı'nın misafiri olarak Türkiye'de bulunan ‘Kara Panter’ kökenli özgürlük ve adalet savaşçısı Dhoruba Bin Vahad'a üç gündür mihmandarlık ediyorum ve itiraf etmeliyim ki bu 63 yaşındaki devrimcinin hızına yetişmekte zorlanıyorum.
“Ortalığı kasıp kavuruyor Dhoruba.. Devrimci bir heyecan dalgası yayıyor. Konuştuğu herkese yumruğunu sıktırıyor. ‘Ben Adem'den üstünüm’ diyen İblis'in ideolojisi olan ırkçılığa karşı… Kapitalizme karşı… Sömürgeciliğe karşı… Emperyalizme karşı… ‘Safları sıklaştıralım’ diyor.
“Ve safları nasıl sıklaştıracağımızı şöyle anlatıyor: ‘ümmet şuurunu canlandıracağız. Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanları tek bir aile olarak göreceğiz ve öyle gördüğümüzü somut bir şekilde ortaya koyacağız. Amerika'da bir Müslüman'ın başı derde girdiğinde Türkiye'deki Müslümanların sesi çıkacak! Darfur'da bir Müslüman zulme uğradığında Suriyeli Müslümanlar ayağa kalkacak! Niye öyle olmuyor? çünkü Müslümanların kardeş olduğunu prensipte kabul etsek de bunu tam olarak içimize sindirebilmiş değiliz. Dışarıdan bir saldırı sözkonusu olduğunda aile kenetlenir, safları sıklaştırır; değil mi? Fakat biz, ümmet olarak, Amerika Birleşik Devletleri'nin İslâm'a açtığı savaşa rağmen birbirimize kenetlenmiyoruz, safları sıklaştırmıyoruz. Neden? çünkü ümmet-i Muhammed'i bir aile olarak görmüyoruz. Bakın, benim 4 yaşındaki oğlum Mücahit, Türkiye'den Hakan Albayrak telefon açtığında ‘Aaa, Hakan Amca mı?’ diye soruyor. Türkiye'de bir amcası olduğunu biliyor. Cezayir'de de bir amcası var. Gana'da, Gine'de de amcaları var. Ve elbette Amerika Birleşik Devletleri'nde. O, bütün Müslümanları bir aile olarak görüyor, çünkü tanıdığı bütün Müslümanların babasıyla kardeş olduğunu görüyor. Şunu söylemek istiyorum: Gerçekten ümmet olabilmek için, gerçek ma'nâda aile olabilmek için, önce birbirimizi tanımalı ve çocuklarımıza da tanıtmalıyız. Kucaklaşmalı, kaynaşmalı, aile sıcaklığını iliklerimize kadar hissetmeli ve çocuklarımıza da hissettirmeliyiz. İşte o zaman, dışarıdan gelen saldırılar karşısında bir aile ne yaparsa onu yapacağız; kenetleneceğiz, birleşeceğiz, omuz omuza mücadele edeceğiz. Bütün ümmetin selameti için. Sadece ümmetin değil, dünyadaki bütün mazlumların selameti için. Beyaz Avrupalıların üstünlüğü inancına ve vahşi kapitalizme dayanan mevcut dünya düzeninin tek alternatifi İslâm'dır. Düşman bunu çok iyi biliyor. Biliyor ki, tek başına faiz yasağı bile bu düzenin altını üstüne getirmeye yeter. Onun için vargüçleriyle İslâm'a saldırıyorlar. İslâm dünyasını fitne ve fesada boğuyorlar. En büyük fitneleri, ümmet şuurunu zedelemek, bütün Müslümanları tek bir aile olarak görmemizi engellemek, bizi ırk ve mezhep davalarıyla birbirimize düşürmek. Savaşı kazanmak istiyorsak, her şeyden evvel bu fitneyle mücadele etmeliyiz. Her şeyden evvel, dünyanın bir ucundaki Müslüman'la öbür ucundaki Müslüman arasında somut bir bağ kurmalıyız. Bugüne kadar Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Müslümanlarla Türkiye'deki Müslümanlar arasında somut bir bağ yoktu. İHH'ya ve bilhassa İHH Başkanı Bülent Yıldırım'a, beni buraya davet edip Türkiye'deki kardeşlerimle tanıştırdığı için minnettarım. Size Amerika'daki mes'elelerimizi anlatıyorum ve sizden buradaki mes'elelerimizi dinliyorum. Bu iletişim mutlaka devam etmeli.’ ”(Yeni Şafak, 12.12.07)
Kara Panter’le tanışamadığıma üzüldüm. Ondaki “ümmet” şuûruna hayrânım. Hakan kardeşime de bu güzel yazısından dolayı teşekkür ediyorum. İnşâallah bizim çocuklarımızın da pek çok “amcası” olur.
Bütün mü’minlerin mübârek Kurban Bayramlarını şimdiden tebrîk ediyor, ümmetin gerçek bayramlarını en kısa zamânda idrâk etmeyi Rabbimizden niyâz ediyorum.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi