Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Böyle bir dua iman ister

Böyle bir dua iman ister

Sultan Murad’ın duasını yapabilmek için hakiki bir iman gerekir.
Kosova’nın Priştina şehrinde bulunan Murad Hüdavendigâr türbesini ziyaret edenler, bu duadan çok etkilenirler.
Sultan I. Murad’ın hedefi tüm Avrupa’yı fethetmektir. Bu hedef karşısında ise; Lehistan, Sırbistan, Macaristan, Bosna, Romanya, Hırvatistan ve Bohemya kuvvetleri vardır ve Osmanlı ordusundan çok fazladır.
Murad Hüdavendigâr, oğulları Bayezid ve Yakup ile Veziri Çandarlı Ali, Gazi Evrenos ve diğer komutanlarıyla toplanıp durum muhasebesi yapar.
Müşavere sonunda Vezir Ali Paşa, Kur’an-ı Kerim’den ayetler okuyarak; “Cenab-ı Allah’ın sabredenlerle beraber olduğunu, azın çoğa galip gelebileceğini” ifade eder.
Sonuçta savaş kararı alınır ve sabah beklenir. O gece Kosova çevresinde şiddetli bir rüzgâr çıkar, göz gözü görmez, insanlar, atlar seçilemez olur.
Murad Hüdavendigâr herkes yattıktan sonra abdestini alır, iki rekât namaz ifa eder ve şöyle dua eder:
........
“Ya Rab! Bunca kere duamı kabul edip beni mahcup etmedin Duamı yine kabul eyle.
Bir yağmur verip şu tozu toprağı def et. Tâ ki, düşman askerini gözümüzle görüp yüz yüze cenk edelim.
Ya İlahi! Mal ve mülk Senindir, kime istersen verirsin. Benim durumum Sana malumdur ki, mal ve mülk istemem. Yalnızca Senin rızanı isterim.
Ya Rab! Beni bu Müslümanlara kurban eyle. Tek bu müminleri küffar diyarında mağlup ve helâk eyleme.
Beni bunca insanın ölümüne sebep eyleme. Bunları üstün ve muzaffer et. Onlar için ben canımı kurban ederim.
Yeter ki Sen kabul et. İslam askeri için ruhumu teslim etmeye hazırım.
İlahi! Beni kendi yanına alıp; müminlerin ruhuna benim ruhumu feda kıl. Beni önce gazi kıldın, sonunda da şehadeti göster!”
..........
Savaşın başına ve sonuna bakıldığında, Sultan Murad’ın duası kabul edilmiştir. Yağmur yağar, tozu toprağı yatıştırır.
Savaş yaklaşık sekiz saat sürer ve düşman büyük kayıplar verir. Sultan Murad meydanı dolaşmaktadır.
Duasında istediği gerçekleşmiştir. Son arzusu ise biraz sonradır. Miloş Kobiloviç adlı Sırplı biri tarafından hançerlenerek oracıkta şehid edilir.
Sultan Murad şehid olur ama geriye Balkanlarda 500 yılı aşkın; “barış, sevgi ve kardeşlik” sistemiyle idarecilik yapan bir Osmanlı bırakır.
Altmış üç yaşında şehid olan Sultan Murad’ın iç organları ve kalbi, şimdiki türbesinin olduğu yere misafir edilir.
Geriye kalan vücudu ise Bursa’ya getirilerek Çekirge’deki kabrine konulur.
İç organlarının gömüldüğü yere, oğlu Bayezid tarafından bir “Makam-ı Türbe” yaptırılır ve yeniçerilerden biri, ailesiyle birlikte türbenin nöbetçisi olarak bırakılır.
O günden itibaren de türbedarlık vazifesi aksatılmadan yürütülür.
Bugün de Sultan Abdülmecid Han zamanında tayin edilen Buharalı Hacı Ali Efendi’nin soyundan gelenler, türbedarlığı devam ettirmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi