Haberin özeti şu:
“The Economist’in internet sitesinde ilginç bir makale yayınlandı. İmzasız yayınlanan makalede açıkça CHP için oy istendi...
“Mayısta yayınlanan sayısında Türkiye ekonomisinin aşırı ısındığını ve acilen önlem alınması gerektiğini belirten Economist, Başbakan Erdoğan hakkında en sert yazısını kaleme aldı.”
Sözü uzatmaya hiç gerek yok. Belli ki The Economist CHP’yi sevmiş, AK PARTİ’yi sevmemiş...
Kimsenin sevgisine, nefretine karışmayız. Seven sever. Lakin “Acaba bu sevginin kaynağında ne var?” diye düşünmek de görevimiz...
Ne var sahi?..
Bu dergiyi çıkaranlar ve malum yazıyı kaleme alan yazar ya CHP’nin uzak ve yakın iktidarları döneminde, Türkiye’nin karnelerle, kuyruklarla, yokluklarla ve baskının envai çeşidiyle boğuştuğunu bilmeyecek kadar kara cahil ya da Türkiye’yi o günlere yeniden çekmek için çabalayan bir uyanık!..
Bence ikinci ihtimal akla daha yakın ve yatkın...
Eloğlunun çıkarlarına da daha uygun...
Öyle ya, Avrupa ekonomik krizlerle sarsılırken, Türkiye “teğet” geçmiş. Üstelik yüksek seviyede bir büyüme de sağlamış. TÜSİAD gibi, içi tıka basa “ekonomist” dolu kimi kurumların “Erdoğan IMF ile anlaşmazsa batarız” demesine rağmen, IMF’siz yola devam edilmiş ve başarı sağlanmış...
Dahası var: Önceki dönemlerde alınan yüksek faizli IMF borçlarını da sıfıra yaklaştırmış...
Dışpolitikada “Emredersiniz” dönemi bitmiş, Türkiye’nin etkisi artmış, eskiden olduğu gibi İslam dünyasının liderliğine doğru ilerlemeye başlamıştır.
Türkiye ilerledikçe Batı emellerinin gerileyeceği, Ortadoğu’daki hâkimiyetini git gide kaybedeceği artık aşikârdır.
Bu durumda, Türkiye’nin bir şekilde durdurulması gerekmektedir...
Irak’a yaptıklarını yapamayacaklarına göre, geriye tek yol kalıyor: CHP’yi iktidara getirerek Türkiye’yi durdurmak!
The Economist de işte bunu yapıyor.
Batılı menfaatler açısından tutarlı ve mantıklı bir çaba...
CHP’nin yönetim mantığında hizmet bulunmadığını, ayrıca söz üretme ve vaad sallama dışında hiçbir hazırlığı olmadığını, esasen ideolojik takıntılarının sürdüğünü, bunun da reel hizmet üretmeye mani olduğunu en iyi onlar biliyor.
Nasılsa bu ülkede yaşamıyorlar...
Ucu onlara dokunmuyor...
Batılı çıkarlar Türkiye’nin çıkarlarıyla örtüşmeyince, daha doğrusu Erdoğan “Olmazsa olmasın” deyivererek, AB önünde Türkiye’yi elli küsür yıldır bekletmenin keyfini çıkaran Avrupalı kodamanların kulağına kar suyu kaçırınca, belli ki karar verilmiş:
“AK PARTİ iktidarı devrilmeli!”
Ne tesadüf: “Bizim Çiftetelli Medyası” da aynı fikirde...
Her seçim öncesi yaptıklarını yapıyor, “CHP iktidara geliyor” havası basarak halkın oylarını etkilemeye çalışıyorlar.
Elbette gelebilir, sonuçta CHP de bu ülkenin bir partisi...
Ancak gelemeyecek! Çünkü geçmişiyle hesaplaşmayı henüz göze alamadı, geçmişten gelen “İttihadcı” kafasını da bir türlü çağdaşlaştıramadı.
Yakındır, göreceğiz.