Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Ne ABD ne AB, bizim aklımız bize yeter

Ne ABD ne AB, bizim aklımız bize yeter

AKP hakkında kapatma davası açılması ile birlikte ABD ve AB cenahından bir takım telkinler ve yol göstermeler gelmeye başladı... Gerçi, kapatma davası olmasa da ABD ve AB bize neyi nasıl yapacağımızı söyleme alışkanlığına sahipti ama şimdi bu alışkanlıklarını biraz daha ileri götürdüler. İleri götürdüler de bilinmeyen bir şeyi söylüyor ve teklif ediyor da değiller...

Söz gelimi ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya İlişkilerinden sorumlu Müsteşarı Matt Bryza , “Türkiye’nin siyasi geleceğini Türk seçmenin belirlemesi gerekir” buyurmuş... Ne de büyük laf etmiş... Sanki Türkiye’nin geleceğini seçmenin belirlemesi ABD’yi çok ilgilendiriyormuş gibi... Tabii bu arada akla hemen ülkemizde askeri müdahalelerin hemen hepsinin ardında ABD onayı ya da desteği olduğunu hatırlayınca insan “Bay Bryza sen git kendi işine bak... Biz ABD’nin demokrasi, insan hakları ve seçmen iradesinden neyi anladığını çok iyi biliyoruz. Irak’a getirdiğiniz demokrasi ve özgürlüğü de görüyoruz. Sizi tek ilgilendirenin ülkelerin nasıl yönetildiği değil, ABD çıkarlarına uygun hareket edip etmedikleridir” demeden geçemiyor. Sanki bu ülkenin insanı Türkiye’nin geleceğini Türk seçmeninin verdiği oyların belirlemesi gerektiğini çok iyi biliyor... Ne var ki, kendi çıkarlarınız için zaman zaman ülkemiz ve pek çok ülkede sergilediğiniz uygulama ve müdahalelerle halk iradesinin rafa kaldırılmasını sağlıyor, ardından da seçimler olsa bile çıkarınıza uygun olmayan bir yönetim biçimi oluştuğunda halkın iradesini rafa kaldıracak bir takım düzenlemeleri bu olağanüstü dönemin yöneticilerine yaptırıyorsunuz. Ondan sonra da şimdi Türkiye’nin geleceğini Türk halkının belirlemesi gerektiğini söylüyorsunuz... Bu isteğinizde samimi olmadığınızı, olamayacağınızı biliyoruz. çünkü, bu ülkede seçmen iradesi belirleyici olsa ülkemiz kesinlikle başta ABD olmak üzere sömürgecilere fırsat vermez... Büyük İsrail Projesi’nin poşetlenmişi olan Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eşbaşkanı olmakla bir Türk Başbakanı kesinlikle övünemez.

Bu arada AKP hakkında açılmış olan kapatma davasının ardından ABD başta olmak üzere AB’nin birden bire harekete geçmesi, laikliği korumanın tek yolunun parti kapatmak olamayacağı, yüzde 47 oy alarak iktidar olan bir partinin kapatılmasının demokrasiye aykırı olacağı şeklindeki açıklamalarının birbirini takip etmesinin samimiyetten uzak olduğunu anlamak için geçmişte Refah ve Fazilet Partileri’nin kapatılması sırasındaki tavırlarını hatırlamak yeterlidir.

Lafı uzatmanın anlamı yoktur… Bizim ne ABD ne de AB’nin aklına ihtiyacımız yoktur. Samimi olabilsinler yeter. Bu arada elbette bizimde kendi kendimizi değerlendirmemiz ve bizim aydınlarımızın da samimi olabilmeleri gerekir.

öncelikli olarak AB’ye gireceğiz diye yıllardan beri yırtınıp duranların bugün yukarıda aktarmaya çalıştığım açıklamalar karşısında egemenlik haklarımıza müdahale şeklindeki değerlendirmeleri tam bir samimiyetsizlik ifadesidir... Egemenliğine bu kadar sahip çıkanların AB’ye girmekten yana olmaları mümkün değildir. çünkü, AB’ye girmenin egemenlik haklarımızın AB’ye devredilmesi anlamına geldiğini bilmemeleri mümkün değildir. Zaten Türkiye’yi aralarına almaları mümkün olmakla birlikte adamlar, alacakmış gibi davranarak sürekli ev ödevleri veriyorlar, hukuk sistemimizi baştan sona kendilerine uydurmamızı istiyor ve bu ödevleri yapıp yapmadığımızı da kontrol ediyorlar... Bu şartlar altında egemenlik hakkından söz etmek mümkün mü?

Kısacası bizim ne ABD’nin ne de AB’nin aklımıza ihtiyacımız var, olmamalıdır. Artık biliyoruz ki, ABD’nin bölgemizde tek müttefiki ve stratejik ortağı vardır o da İsrail’dir... Büyük İsrail’in oluşması için bu ikili birlikte hareket etmektedirler... Bu arada elbette bölgenin enerji kaynaklarına el koymak da ABD’nin çıkarları açısından çok nemlidir. Bizim aklımız bize yeter ama ülkemiz üzerinde hesapları olan devletlere yaptıklarımız ile fırsat vermemeliyiz.

Bu ülkenin insanları hangi görüşe sahip olurlarsa olsunlar meselelerimizin çözümü hususunda yapancılardan destek arama ve bulma gayretine düşmemeliyiz. Biz yabancılara çanak tutar fırsat verirsek onların çıkarcı akıllarının esiri oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi