Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Ardımızdan rahmet okutacak işler yapalım

Ardımızdan rahmet okutacak işler yapalım

Dinimizde "kul hakkı" diye bir tabir vardır. Bunun her Müslüman için bilinmesi ve gereğinin de yerine getirilmesi farz-ı ayn'dır.

Kaynaklarımızda "kul" ve "hak" kelimelerinin tarifi ve izahatı yapılmış, inkâr edilemez delillerle konu hakkında bilgiler verilmiştir. Buna göre kul, Allah (c.c.)'a ibadet için yaratılan varlıklardır. (Zariyat Sûresi, ayet: 56) Hak kelimesinin kaynaklarda çeşitli tarifleri yapılmış, çeşitlendirilmiş ve bunların üzerinde ayrı ayrı durulmuştur.Hak kavramı Kur'ân ve hadislerde çok geniş yer tutmaktadır. Mesele bu kadar ciddidir. Kelime-i Tevhit'ten sonra hak ve adaletin tesisi emredilmiştir.

Kur'ân-ı Kerim'de hak kelimesi isim ve fiil sigalarıyla 287 defa geçmektedir. Ayetlerin çoğunda batılın zıddı olarak kullanılmaktadır. (Bakara: 42. Nisa: 105)

İslâm alimleri (hukukçuları), Kur'ân-ı Kerim'deki hak kelimesini onbir manada kullanıldığı üzerinde ittifak etmişlerdir. Bunlar: Allah (c.c.), Kur'an, İslâm, Adalet, Tevhid, Sıdk, gerekli olma, batılın zıddı, mal, daha layık, pay hisse-nasip.

İslâm dini hak, kavramına büyük önem vermiştir. Üzerinde en çok durulanı da kul hakkıdır. Kul hakları karşılıklı helalleşme ile af olunur. Kul hakkı tevbe ve gözyaşı ile ödenmiyecek haklardandır. Dünyada hak sahibi ile helalleşmedikçe ahirette adl-i İlahi'de ödetilir.

Kur'ân-ı Kerim'de:

• "Mü'minlerin mallarında yoksul ve muhtaçların belli bir hakkı vardır." (Zariyat Sûresi: 19)

• "Haklar hak sahibine verilmelidir." (Rûm Sûresi: 38)

• "Bu görev geciktirilmeden yerine getirilmelidir." (En'am Sûresi: 141) şeklinde emirler vardır.

Kul hakkına tecavüz dinimizde büyük günahlardan sayılmıştır.

Kul hakkına tecavüzlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

• Rüşvet almak-vermek.

• Yalancı şahitlik yapmak.

• Mahkemelerde gerçek dışı savunmalar yapmak. (Avukatlık mesleğinde bu büyük önem arzeder.)

• Hortumculuk.

• Yetim hakkının gasbı.

• Yalancılık.

• Gıybet, dedi-kodu, iftira.

• Kötü lâkap takmak.

• Alay etmek.

• Çirkin tavır takınmak. (Hucurat Sûresi, ayet: 11-12)

Bir hadiste şöyle buyurluuyor ki:

"Kıyamet gününde üç kimsenin amel defteri götürülecek, af edilmiyecektir.

1- Cenab-ı Hakk'tan korkmayanlar.

2- Hakk Teâlâ'yı bir sözle olsun hatırlamayanlar.

3- Af edilmemiş kul hakkı ile oraya gelenler."

Bu hadise göre, Allah'tan korkmayanlar şirk yoluna sapanlardır. Allah'ı hatırlamayanlar zulmedenlerdir. Allah'ı düşünselerdi zulmetmezlerdi. Halk tarafından affedilmeyenler de zâlimlerdir.

Bu konu üzerinde durulmuşken şu hususa da değinmek zarureti hâsıl olmaktadır. Her yıl adına günler ve haftalar tahsis edilen "insan hakları" ile ilgili beyanların kul hakları ile alakası yoktur. Bunlar birbirinden farklı hususlardır.

"İnsan hakları" terimi dünyevi bir bakış açısı ürünüdür. Alanı insanlar arası ilişkilerdir. Bu anlayış, insanın sadece dünya ile alâkalı olduğunu ileri sürerek davranışları buna göre tanzime yöneltir. Kul hakları kavramı ise insan, Allah, insan ilişkileri içinde ele alır. Yaptırımı hem maddi hem de manevidir. Hukukun korunmasında maddi yaptırımdan çok manevi yaptırım daha ağırlıklıdır. Pratik olarak da çok etkilidir.

Konumuzu bir noktaya dikkat çekerek bitirelim: Ardımızdan rahmet okutulacak işler yapalım. Dünya ve ahiret böyle kazanılır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi