Kimse mırın kırın etmesin; 12 Haziran 2010 seçimleri, sivil anayasa için yetki istenen bir seçim oldu.

Yok kurucu meclismiş, yok olağanüstü şartlarmış, yok şuymuş yok buymuş!.. Bunlar bitti!..

Meclis’e giren tüm partiler, seçim sürecinde “sivil anayasa” çizgisine geldiler. Öyle ki, bırakın “hilal kart”ı, bırakın “her eve 600 lira” gazını, çılgın projeler bile pek etkili olmadı. Halk varsa yoksa hep sivil anayasayı konuştu.

Yani, bir yerde 12 Haziran seçimleri bir tür sivil anayasa referandumu oldu. Ve halk 24. dönem TBMM’sini, sivil anayasa için oluşturdu.

Kimse buna karşı çıkamaz!..

Artık korku stratejisine dayalı siyaset pompalama devri bitti. Artık laiklik de, Atatürkçülük de, cumhuriyet de elden gitmiyor. Bunun böyle olduğunu söyleye söyleye dilimizde tüy bitmişti. İşte gördünüz... İki kişiden biri, bunun böyle olmadığını sandıkta gösterdi. Artık, oy kullanırken hiçbir korkuya yer yok!.. Ne bir şeylerin elden gitmesinden korkuluyor, ne de silah tehdidinden!.. 12 Haziran’dan itibaren, 1923’ten beri yaşanan “korku cumhuriyeti” dönemi sona ermiştir.

Önce Sevr korkusu vardı... Osmanlı korkusu vardı... Cumhuriyet herşeyini bu korkuya göre şekillendirmişti. Halkından, coğrafyasından, tarihinden, dininden, dilinden korkan bir cumhuriyet!..

Korkunun beslediği “güvenlikçi milliyetçilik” dönemi bitti...

Herşeyin “öteki”ne göre belirlendiği korku devrinin ruhuna Fatiha!..

12 Haziran, eski devlet anlayışının miadının dolması, yeni bir devlet anlayışının miladıdır. Yeni dönemde hiçbir şey mevhum korkular üzerine bina edilmeyecektir. Muhalefetini bile dizayn eden AK Parti, topyekûn ülke insanını “zamanın ruhu”na yanaştırmıştır ve bunun temelinde korku yoktur.

Yeni dönemde terör belası ve korkusu da sona erecektir. Bunu sivil anayasa tartışmaları sağlayacaktır. 36 milletvekili kazanan BDP, sivil siyaset yolunun açıldığını görecek ve “silahlara veda” çağının geldiğini anlayacak; bu yüzden sivil anayasaya destek verecektir. Eylemsizlik kararının Ekim ayına kadar uzatılması da bunu göstermektedir.

Korku ve kan üzerinden siyaset yapma çağı geçeceği için MHP de sivil anayasaya destek verecektir. Hem böylece MHP, 2010 referandumundaki strateji hatasını telafi ederek yüzde 70’lik kitlenin sempatisini kazanacaktır. Kim bilir, belki bu sempati, gelecek seçimlerde sandığa yansıyacak ve MHP daha büyük bir oy oranına ulaşacaktır. İktidarın da MHP tabanına yönelik kucaklayıcı dili, sivil anayasa yolunu daha da kolay hale getirecektir. Sol liberaller, şimdiden MHP’yi dışlayan bir CHP ve BDP alternatifini körüklemeye başladılar bile. Oysa, iktidarla kan bağı ve duygudaşlığı olan MHP tabanı ile iletişim kurmak, iktidar için daha kolay bir yol. CHP ve MHP tabanındaki korku giderildiği takdirde, sivil anayasa çıkarmak, tereyağından kıl çekmek gibi olacaktır.

Allah kimseyi CHP’li ve FB’li yapmasın(!)

Tek parti dönemi dışında CHP iktidarını, rahmetli babam görmedi...

Ben görmedim...

Oğlum görmedi...

“Şimdi FB ne iş hoca?” diyenlere bişi demiyorum(!)...

Tebrik: Milletvekili seçilen Nabi Avcı, Mustafa Şentop, Ayşenur İslâm, Naci Bostancı ve Selçuk Özdağ’ı tebrik ediyorum. Bu isimlere dikkat edin lütfen. 24. döneme mührünü vuracak isimlerdir bunlar.