Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Ya hemen harca, ya da bekle

Ya hemen harca, ya da bekle

İki hafta önceki yazımızda “seçimden sonra zam yağmuru mu var” sorusunu gündeme getirip cevabını vermiştik. Evet, zamlar olacak ancak bunlar iğneden ipliğe her kalemde olmayacak demiştik özetle. Seçim sonuçları heyecanının yatışmasından sonra şimdi ortalık daha net. Zam-vergi artışı olmayacak denmesine rağmen bazı kalemlerde doğrudan yahut direkt artışların olacağı kesinlik kazandı denilebilir. Artışlar vergileri arttırmak suretiyle mi olacak, yoksa satın alınan ürünleri büyük ölçüde finanse eden banka kredilerinin maliyetleri arttırılarak, bu zamlar mümkün olan en az şekilde hissedilecek şekilde mi olacak? Şimdi konuşulan hangi kalemlerde tedbirlerin ne şekilde alınacağına yönelik.

İlk düzenlemenin otomotiv sektöründe olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu yılın ilk beş ayında satılan her 100 otomobilden 60 tanesi ithal otomobil oldu. Beş yıl aradan sonra otomotiv sektöründe ithalat ihracatı geçti. Yani Türkiye’de üretilen (aslında büyük ölçüde sadece montajı yapılan) araçları yurt dışına satıp ülkeye kazandırdığımız para, yurt dışında üretilmiş araçlara ve parçalarına gönderdiğimiz paranın altında kaldı. Esas sıkıntımız cari açık olduğuna göre yurt dışına giden her kuruşun kısılması için ithal malların satışı frenlenecek. Otomobil de bu kategoride ilk sırada yer alıyor. Piyasaya bu yönde en rahat müdahale banka kredilerinin maliyetlerini arttırılarak yapılıyor. Bu yüzden araç kredilerinden alınan vergi arttırılarak taşıt kredilerinin oranları yükseltilecek, kredi ile araç almayı planlayanlar bu maliyet artışı yüzünden araç alımlarını bir kere daha gözden geçirmek durumunda kalacaklar. Kredi ile işim olmaz, para biriktirip nakit alırım diyenleri de bu fikirlerinden caydırabilmek için tüm araçlarda, özellikle de ithal araçlarda ÖTV artışı mutlaka gündeme gelecektir. Sıfır araçlarda başlayan fiyat artışı dalgası ikinci ele de mutlaka yansıyacaktır. Yakın zamanda otomobil almayı planlayanların acele etmesinde fayda var..

Konut alımlarında kredi kullanımı epey yaygın. 2010’un Nisan ayı sonu itibarıyla 47 milyar TL olan konut kredileri bu yılın Nisan sonunda tüm önlemlere rağmen % 38 artarak 65 milyar TL’yi aştı. Bu kalemde getirilmesi muhtemel düzenleme de konut kredilerine vergi konulması. Şu an konut kredilerinden her hangi bir vergi alınmıyor. Diğer bireysel kredilerde olduğu gibi kullanılan kredinin en az % 15’i kadar (mevcut KKDF oranı) bir vergi konut kredileri için de söz konusu olabilir. İlaveten, satın alınmak istenilen konutun eksper değerinin en az % 25’inin satın alan tarafından peşin ödenmesi zorunluluğunda oran arttırılabilir. Şu an telaffuz edilen peşinat oranı % 40. Böylece bu iki önlemle konut kredisi kullanmak isteyenlerin satın alma istekleri ve satın alma güçleri frenlenmiş olacak.

Tüketicileri en çok etkileyecek muhtemel bir tedbir de kredi kartlarına getirilecek azami taksit sayısı olacaktır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu yetkililerinin zaten epeydir her fırsatta sınır getirilmesi gerektiğini ifade ettikleri taksit sayıları bu defa kısıtlanacak gibi görünüyor. Artık 18 taksit beyaz eşya, 24 taksit mobilya vs gibi taksitlendirmeler olmayacak. Satın alma gücü olmayan kişilerin dahi taksitlere güvenerek harcama yapmaları yahut bu taksitli satışların kolaylığı ile en pahalısından lüksünden satın almalar frenlenecek bu tedbirle. Özellikle beyaz eşya sektörünün itirazları var bu konu ile ilgili ama bu itirazların ancak kademeli kısıtlamayı sağlamaktan öte geçemeyeceği düşünülüyor. Önce azami 18 taksit, 2012’den sonra azami 12 taksit.. gibi bir düzenlemeye gidilebilir bu itirazlar da göz önüne alınarak.

Çoğu dolaylı denebilecek bu tedbirlerden başka, bazı ithal mallara getirilecek doğrudan vergi artışlarıyla bunlara olan talep kısılmaya çalışılacaktır. Burada görülebilecek ilk vergi artışı, zaten sektöre malum, tekstil ürünlerinde olacaktır. Bununla da “ithal olanı değil, yerlisini kullan” yönlendirmesi yapılmış olacak.

Peki tüm bu tedbirler niçin? En özet cevap, ülke olarak döviz giderimiz döviz gelirimizden fazla olduğu için. Basit önlemlerle mal ihracatımızı, turizm gelirlerimizi vs bir an önce arttırıp bu açığı (meşhur cari açık) kapatamayacağımız için, tüm vatandaşlardan harcamalarını kısması isteniyor ki yurt dışına daha az para göndermiş olalım. Özellikle direkt ithal edilmiş malların yahut aslında önemli ve pahalı parçaları yurt dışından satın alınarak burada sadece montajı yapılmış “çakma yerli mallarının” satın alınmasından caydırılmak isteniyor tüketiciler. Tedbirler sadece bunlarla sınırlı kalmayacak, önümüzdeki haftalarda bunlar sıklıkla konuşuluyor olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Deniz Arşivi