Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Geçmişte devlet dinle savaşmasaydı

Geçmişte devlet dinle savaşmasaydı

Eğer devlet 70 yıldır dinle savaşmasaydı, Cumhuriyet’in ilk kuruluş felsefesi hayata geçirilseydi, bugün bu belaların hiçbirini yaşamayacaktık.
Kurtuluş Savaşı’nda milletimizin topyekün; “İslâm’ın istiklali için” savaştığı göz ardı edilmeseydi bunlar olmayacaktı.
İçinde yaşadığımız zaman dilimi, “Geçmişte şu olmasaydı, bu olmasaydı” diyerek ağıt yakılacak bir zaman değil, bunun farkındayım. Sadece bir tespitte bulunmak istedim.
PKK başta olmak üzere, bilumum terör örgütleri ve bunlara destek veren siyasi çevreler, belli sivil toplum örgütleri, geçmişte devletin dinle savaşmasının bir ürünüdür.
Bunun anlaşılması için memleketin ve milletin başına bela olanların, halka ve devlete karşı temeldeki eksikliklerinin ne olduğuna bakmak yeterlidir.
İslâm’ı kabul etmiş, İslâm terbiyesi almış, İslâm Peygamberi’ni (s.a.v.) bilen, onun dediklerini tutan, sünnetlerini işleyen bir Müslüman tüm canlıların bir emanet olduğunu bilir.
Bu milleti bin yıldır ayakta tutan maya dini değerleridir. Bu gerçeği bütün dünya insanlığı bilmektedir.
İngilizler bile; “Müslümanların elinden Kur’an-ı Kerim’lerini almaz, camilerini kapatmaz ve ibadetlerine fitne ve fesat sokmazsak, bu milleti parçalamamız imkânsız” dememiş midir?
Bugün ülkede kargaşa ve şiddete başvuranların gayeleri İngilizlerinkinden farklı olmadığı gibi, onların emellerini gerçekleştirmektedirler.
Camiler ve Kur’an kursları kapatıldı, Kur’an-ı Kerim’ler yakıldı, yıkıldı. Darbeler, muhtıralar, 28 Şubat, 27 Nisan ve Ergenekon kim için, ne için hayata geçirilmek istendi?
¥
Sözün özü; 70 yıldır resmi ideoloji, devleti ve milleti kalkındırmak yerine, halkın inançlarıyla mücadele etmiş ve canım memleketimizi bu hale getirmiştir.
Mevcut iktidarın son dokuz yıldır, 70 yıllık tahribatı tamir için ne çektiği ve başına neler geldiği ortadadır.
Bugün memlekette şiddetten, kargaşadan, kaostan beslenen ve yarına dair hiçbir ideali olmayan kesimlere bakıldığında ne görülmektedir?
Resmi ideolojinin; “Dinden uzaklaşsınlar da ne olursa olsun” felsefesi gözükmektedir.
Her aklıselim insan bilir ki, barışın yolu, dini değerlerin anlaşılması ve anlatılmasıyla sağlanabilir.
Bu milletin mayasındaki dini değerler canlı tutulmadıkça, hayata geçirilmedikçe; huzur, barış ve kardeşlik lafta kalır.
İktidar elinden geldiğince bu konuya eğilmeye çalışsa da şer güçler; terörüyle, medyasıyla, partisiyle, sivil toplum örgütleriyle belalardan bela seçmektedir.
¥
İnsanı hakikate ulaştıran en seri, en keskin, en selametli yol, ilim ve irfanla donatılmış iman yoludur.
Ruh, baş döndürücü o büyük zaferlerini hep bu yolla elde etmiştir. İrfanla beslenmiş imanın olmadığı bir ortamda, hakikatin de hukukun da yerini kaba kuvvet alır.
O zaman böyle bir zeminde her zaman kuvvetin zorbalığıyla karşılaşmak kaçınılmazdır ve sık sık silaha başvurulur.
Herkes ciddi bir ferdi sorumlulukla; “İş başa düşüyor, gücümün yettiğince ben yapmazsam, herhalde başkaları da yapmayacaktır” diye barışa, kardeşliğe hizmet etmek mecburiyetindedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi