Serdar Arseven

Serdar Arseven

Kriz, partiler ve pozisyonlar...

Kriz, partiler ve pozisyonlar...

“CHP, BDP, MHP birlikteliğini” pekiştiren “mahkûm, tutuklu vekil” krizinde hangi parti neye oynuyor, bir bakalım...
AK PARTİ... BELİRSİZLİK YOK,
İSTİKAMET AÇIK!..
“Yemin günü” başta Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Cemil Çiçek olmak üzere parti yöneticilerinin nabızlarını tutmaya çalışmıştık.
Dün de Genel Merkez’e uzandık...
Sayın Erdoğan yeni vekilleri ile ilk istişare toplantısında hayli rahat bir görüntü verdi.
Altını çizdiğim, Sayın Erdoğan’ın ruh halini gösteren müthiş sözü:
“CHP ontolojik sorunlar içinde!..”
Ne demek bu?..
Şu demek:
CHP dediğin, nereden geldiğini, nereye gideceğini, neye hizmet ettiğini bilemeyen; kimlik problemlerinin pençesinde kıvranan bir parti.
AK Parti rakiplerinin “kimlik bunalımları”yla başa çıkmaya çalıştığı bir vasatta siyaset yapmanın rahatlığı içinde.
Kendi plânı, programı belli...
Lider problemi yok, Sayın Erdoğan’ın “Cumhurbaşkanı” olması halinde, kimin Başbakan olacağı sorusunu da “Güçlü Cumhurbaşkanı Zayıf Başbakan” formülü anlamsız kılıyor.
AK Parti yönetimi, iktidarlarının sona erdirilmesi için bugüne kadar mümkün olan bütün tezgahların kurulduğunu biliyor...
Bu kadar badireyi başarıyla atlatmışken ve yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişken; herhangi bir yerde “geri adım” atmayı aklının ucundan bile geçirmiyor.
Erdoğan’a “geri adım” tavsiyesinde bulunan da yok artık; bütün kurmayları “muhalefet tehditlerine” prim verilmesi halinde vatandaşla olan bağın zayıflayacağını belirtiyor.
AK Parti’nin milletten başka gücünün olmadığının ve milletin gözünden hiçbir şeyin kaçmadığının altını sık sık çiziyorlar.
AK Parti tarafında, “Biz kendi oyunumuzu oynarız. Krizler, çıkartanları boğar” inancı hakim.
Rahatlar yani, çok rahat!..
CHP... ŞAŞKINLIK... KORKU... İSYAN!..
Kemal Kılıçdaroğlu, son olarak “Yemin krizini Adalet Bakanlığı bürokrasisi çözsün” dedi.
Saçma!..
Durumu gerçekten çok zor; seçim başarısızlığının ardından kendisine yönelen “Parti içi muhalefetin” dikkatini bir “kriz” çıkartarak başka taraflara çekme taktiği vatandaşın gözünden kaçmış değil.
Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının “12 Haziran seçiminden birinci parti olarak çıksaydınız yemin etmeyecek miydiniz? Hükümeti kurma görevini almayacak mıydınız? Hükümeti kurma görevini almak için içeridekilerin çıkmasını mı şart koşacaktınız?..” sorularına verecek cevapları yok.
Bugüne kadar siyasallaşmış askeri ve sivil bürokrasiye bel bağlayan CHP, milletten sonra “Millet adına karar veren” yargı üzerindeki kontrolünü yitirmiş olmanın sıkıntısını yaşıyor...
Parti’nin BDP’nin peşine takılmış olması da içerideki tepkileri tırmandıracak bir hal.
Kemal Kılıçdaroğlu “seçim mağlubiyetini” unutturmak isterken iyice çarşafa dolanmış durumda. CHP’nin pozisyonu ters yani!..
MHP, “İTTİFAKTAN KOPMANIN” DERDİNDE!..
Genel Başkan Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “yemin krizini aşma amaçlı” davetini reddedişini kendince iki sebebe bağladı:
1- Abdullah Gül’e güvenmiyoruz.
2- Sorunun parçası değiliz!..
Birinci gerekçeyi boş ver; o önceden de dile getirilen bir görüştü.
Yeni olan; “sorunun parçası olmamak!..”
“Bakmayın Balyoz sanığını Meclis’e taşımak isteyişimize. Aslında biz CHP ve BDP’den farklı durumdayız” mesajını vermeye çalışıyor Sayın Bahçeli!..
Yani, “seçimdeki CHP-BDP-MHP bloğu”ndan sıyrılmaya çalışıyor!.. Elindeki yegâne malzeme de “Meclis’e gelip yemin etmiş olmak.”
Balyoz sanığı Engin Alan’ı hiç listeye almamış olsaydı, gerçekten de bu sorunun bir parçası haline gelmeyecekti Sayın Bahçeli...
Ancak; bu durumda sorundan kaçamaz!..
“Bana ne Balyoz’dan, Ergenekon’dan, darbeden, krizden” diyemez!..
Sayın Bahçeli, 12 Haziran seçiminden “CHP ile koalisyon yapmasına” imkan verecek bir sonuç çıkartamayınca şimdilerde “ittifaktan bir süreliğine kopmayı” uygun gördü.
Bakalım; Yeni Anayasa çalışmaları esnasında görürüz... Koptu mu, kopmadı mı, kopamadı mı, “Statüko Bloğu”ndan!..
BDP-EN İYİSİ O!..
Bence en başarılı parti!..
Adamlar, CHP ve MHP’yi peşinden sürükledi.
CHP’yi tam istediği yere, MHP’yi ise “istediğine yakın” bir yere park etmeyi başardı. “Anamuhalefet” aslında BDP oluyor bu durumda!..
BAŞBAKAN, CEMİL ÇİÇEK’İ İŞARET ETTİ
AK Parti grubunun basına kapalı bölümünde Meclis Başkanlığı için tek isim öne çıktı: Cemil Çiçek.
Başbakan O’nu işaret edince, grup üyeleri,
“Arka kapı diplomasisi”nin uzmanı olan bu tecrübeli Devlet Adamı’nın son derece yerinde bir tercih olduğu görüşünde birleşti. Hayırlı olsun.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi