Mehmet Talu

Mehmet Talu

Miraç Gecesi'nin hatırlattıkları

Miraç Gecesi'nin hatırlattıkları

Mü'minlerin gönüllerinde huzur veren duygu ve hislerin oluşmasına, zaman zaman oluşan olumsuz düşüncelerden zihinlerin temizlenmesine vesile olan miraç gecesini, fert ve toplum olarak bu duygular içerisinde değerlendirmek durumundayız. Çünkü, hayatımızda maddi ve manevi yönden denge oluşturmaya, tutarlı yaşamaya, insanlarımızı ayırmadan ve yargılamadan anlamaya, kendi içinde ve çevresiyle barışık olmaya, paylaşmaya, ekonomik sıkıntılardan dolayı ümitlerini ve ahlaki değerlerini kaybedenleri nasıl kazanacağımızı düşünmeye, insanlıktan sorumlu topluluğun bir parçası olarak eğitim ve bilimde ahlaki ve evrensel değerleri ortaya koymada, üretim ve kalitede hukuk ve adalete bağlı kalmada yükselmeye ihtiyacımız vardır.

Duyguların ve hislerin coştuğu, dua ve niyazların yükseldiği, inananların huzur bulduğu böyle gecelerde; insanlarımız kalplerinde iyimserlik ve ümit kandillerini yakmalı, miraç'ın engin mesajını ruhlarında hissetmeli, ufuklarını açacak aydınlatıcı bilgilere doğru koşmalı, İslam dininin yaratanı tanıma ve ona bağlılık, yaratılanı sevme ve güzel ahlak dini olduğunu idrak etmeli ve gönül kapılarını herkese açmalıdır.

İslam alemi bu geceyi her yıl hüzün, keder ve kalplerdeki burukluğu yaşayarak idrak etmektedir. Çünkü İsra ve Miraç mucizesinin bir bölümünün vuku bulduğu Mescid-i Aksa ve çevresinde meydana gelen ve uzun zamandır çözümü de mümkün olmayan hadiseler, sağduyu sahibi bütün insanları üzmekte ve derinden yaralamaktadır. İnanıyor ve ümit ediyorum ki aklı selim galip gelecek, şiddet ve akan kan durdurulacak barış hakim olacaktır. İnsanlık adına hayır düşünen ve şiddetin yürekleri parçaladığına inanan herkesin gerekli hassasiyeti göstermesini diliyorum.

Dünyanın muhtelif bölgelerindeki Müslüman toplumlarda, isteme-sekte İslam'ın yüceliği, saygınlığı, engin rahmet ve hoşgörü anlayışı ile bağlantı kurulması asla mümkün olmayan esef verici hadiseler yaşanabilmektedir. Adı ve özü barış ve esenlik olan İslam'ın, düşmanlıkla, suçsuz ve masum insanları öldürmekle, terörle, huzur ve barışı bozmakla, insanların malına ve canına açık ve gizli zarar vermekle, uzaktan ve yakından ilgisi yoktur.
Muhterem okuyucu!

Şaban ayının kıymetini bilelim. Hz. Aişe Validemiz (R.Anha)dan rivayete göre, Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimizin nafile oruç tutmayı en çok sevdiği ay: Şaban ayıdır. (Ebû Dâvud, Sıyam:57; Nesâî, Sıyam:70; A.b.Hanbel, 4/188; Hakim, Müstedrek, 1/434; Beyhaki, Sünen, 4/292) Ayrıca Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimiz: Ramazan-ı Şerif ayını daha fazla ibadetle ve yüksek bir ubudiyet, kulluk şuuru ile karşılama hazırlığına binaen, bu ayda diğer aylara nazaran daha fazla oruç tutmuştur.

Nitekim Hz. Aişe (R.Anha) validemiz şöyle der: Resûlullah (S.A.V) Efendimiz, o derece oruç tutardı ki, biz; bu, artık orucu bırakmaz, derdik. Bazen de orucu öyle terkederdi ki artık bu, oruç tutmaz, derdik. Ben Resûlullah (S.A.V) Efendimizin Ramazan-ı şerif ayından başka hiçbir ayı tamamen oruçlu geçirdiğini görmedim. Şaban ayı kadar hiçbir ayda çok oruç tuttuğunu da görmedim. (Buhari, Savm:52; Müslim, Sıyam:175; Ebû Dâvud, Sıyam:59; Tirmizi, Savm:37; Nesâî Savm:70)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi