Taha Akyol

Taha Akyol

Totalitarizmi eleştirmek

Totalitarizmi eleştirmek

ŞEHİT cenazeleri elbette layık oldukları büyük kalabalıkların dualarıyla ve terörü lanetleyen haykırışlarıyla kaldırılıyor. Elbette öyle olacak, bunlar bir toplumun hayatiyet tablolarıdır.
Terör yaparsanız kitlelerin tepkisi kaçınılmazdır.
Legal parti kimliğiyle politika yapanların ağzından bir tek kınama cümlesi çıkmıyor!
Seçimler sırasında Silvan Belediye Başkanı’nın oğlu kaçırıldı, sustular... Seçimlerde AKP’nin 150 kadar seçim bürosu saldırıya uğradı, sustular... Tunceli’de seçimleri kazanan CHP’nin il binası saldırıya uğradı, sustular...
Kürt aydınları tehdit edildi, sustular...
Son olarak 13 asker şehit edildi, susuyorlar...
Çıkan tek ses, Aysel Tuğluk’un “demokratik özerklik ilanı” ve Bengi Yıldız’ın bunu “cumhuriyet ilanına” benzetmesi...
Hangi parti sizinle sağlıklı diyalog kurabilir; siz kendinizi dışlıyorsunuz!

Gövdenin yarılması!
Şunu hemen belirteyim; kansız bir formülü bulunsa ben ayrılma amacı güdenlerin ayrılmalarına karşı değilim! Bir Pol Pot rejimi kurarlar, kendi bilecekler iş.
Ama ayrılmanın kansız yolu yok... Bu kadar iç içe geçmiş iki toplumun ayrılması, Çeklerle Slovakların yaptığı gibi tokalaşarak olamaz, kolun, bacağın kopması gibi de olmaz!
Gövdenin yarılması gibi olur!
Belki bunun için tehdit ediyorlar: “Kötü şeyler olacak, devrimci halk savaşı çıkacak!”
Sanki bir felaket tek taraflı olur...
Tarih hiç bir iç savaş kaydetmemiştir ki, bir taraf korkup boyun eğsin!
Onun için insanlığın geldiği tecrübe, demokrasinin hem siyasi felsefe hem siyasi metot olarak benimsenmesidir.
Fakat karşımızda demokrasiyi felsefe olarak da, metod olarak da hazmedememiş totaliter bir etnik milliyetçilik var; çözümü tıkanayan da onun bu totaliter niteliğidir: Demokratik metotlarla çözüm ihtimali belirince ölüm saçıyor her defasında...

Liberaller, solcular
Asla inkar edilemez, Türkiye demokratikleşiyor. İfade özgürlüğü genişliyor. Ordu, yirmi yıl evvel hayal edilemeyecek kadar eleştiriliyor...
Peki Kürt hareketi demokratikleşiyor mu?.. Stalinist örgütlenme modelinde en ufak bir yumuşama var mı?.. Güneydoğu’da, totaliter “mahalle baskısı” olmadan seçimler yapılabiliyor mu?
Hemen her yerde AKP’nin, Tunceli’de de CHP’nin seçim bürolarına niye saldırıldı?
Ordunun eleştirildiğinin onda biri kadar Kürt aydınlar ve politikacılar PKK’yı eleştirebilir mi?
Bir tararafta demokratikleşen, gitikçe hukuka bağlı hale gelen, kamuoyu ve parlamentonun, dahası demokrasi dünyasının denetimine tabi olan devlet var...
Öbür tarafta Stalinist metotlarla örgütlenmiş, farklı sesleri infazlarla, tehditlerle susturan totaliter etnik milliyetçi bir hareket...
Liberal ve solcu olduğunu, hele de BDP kontenjanından vekil seçmiş sosyalist olduğunu söyleyenler ya tablonun böyle olmadığını anlatmalı...
Veya tablo böyle ise totalitarizmi eleştirmede daha aktif olmalıdırlar.
Liberal, solcu ve demokrat aydınların Kürt hareketinin totaliter karakterini yoğun bir biçimde eleştirmeleri halinde, Kürt hareketi içindeki demokrat unsurların ortaya çıkması ve çözümün kolaylaşması mümkün olacaktır.
Çözmüyorsun diye AKP’ye yüklenmek sadece insafsızlık değildir; Hitler’i bırakıp Alman liberallerine ve sosyal demokratlarına yüklenen Komünistlerin yaptığı gibi bir basiretsizlik olur.
Yarın: AKP ne yapabilir, ne yapamaz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi