Kıbrıs çıkışı bir işaret fişeği mi?

Kıbrıs çıkışı bir işaret fişeği mi?

Türkiye 12 Haziran seçimleriyle yeni bir döneme girdi. Önünde birikmiş devasa sorunları var. Dışarıda AB, Kıbrıs ve Ermenistan, içeride Kürt sorunu ve onun çözümünü de kolaylaştıracak yeni anayasa yapma meselesi...
Türkiye, bu yüzyıllık meselelerini kısa ve orta vadede çözmek istiyor.
Peki, çözebilir mi?
Nereden baktığınıza bağlı... Türkiye tarihi bir fırsatı yakalamış durumda. Küresel dünya da, yakın coğrafya da iç dinamikler de bu sorunları çözmek için uygun. Daha doğrusu Türkiye bu sorunlarını çözmezse çağın gerisine düşecek. Çözerse de sadece bölgesinin değil, dünyanın güçlü devletleri arasına girecek.
İlginçtir, şu anda çözüme en yakın durumdayız. Yaşanan yüksek sancının nedeni bu...
Milliyetçi gelenekten gelen Zaman Gazetesi yazarı Ahmet Turan Alkan, Aksiyon dergisinde şöyle yazıyor:
"Bu kadar büyük problemlerle boğuştuğumuz bir demde yüzde 50'lik oy oranıyla hükümet etmek, Türkiye için büyük avantaj sağladı; şimdi bu avantajın problem çözme üstünlüğüne dönüştürülmesini bekliyoruz. Futbolda şike ve Deniz Feneri davasında önemli adımlar atılmasına ilâveten Kıbrıs'ta nihai barışı müjdeleyen haberler gelmesi sebepsiz değildir."
Başbakan Erdoğan'ın Kıbrıs çıkışı tam da bu nedenle siyaset çevrelerinde bir "işaret fişeği" olarak yorumlandı. "Yemin krizi" ve PKK'nın Silvan saldırısıyla kilitlenen ve umutsuzluğa kapılan Türkiye'nin yeni bir çıkışa ihtiyacı vardı. Kıbrıs çıkışı bu ihtiyacı karşılar mı göreceğiz ama gelen tepkiler bu doğrultuda...
Çünkü bu keskin çıkış, iç siyasette de karşılığını buldu. Kıbrıs meselesinde "şahin" kesilen CHP'den Mümtaz Soysal'a, herkes Başbakan'a destek verdi. Bir anlamda "ulusalcı" muhalefet "çözüm" siyasetinin içine çekildi.
Bu aynı zamanda iktidarla ana muhalefet arasında buzları da eritecek gibi...
Peki, Kıbrıs'tan sonra ne bekleniyor?
İşin can alıcı yanı burası... Türkiye içeride terör nedeniyle, dışarıda ise dünyayı sarsacak ekonomik kriz sinyalleri nedeniyle derin bir belirsizlik içinde görünüyor. Ancak bu negatif duruma rağmen artıları daha fazla... Ekonomik durumu dünyanın birçok ülkesine göre çok daha iyi. The Ekonomist dergisinin araştırmasına göre, dünyada nüfusu 70 milyonu geçen, milli geliri 10 bin doların üzerinde olan 6 ülkeden biri. Ve bölgesinde lider konumunda...
Bu artılar, Türkiye'yi sorunlarını çözebilecek bir pozisyona getiriyor.
Alkan sıranın iç sorunlara geldiğini şöyle anlatıyor:
"Başbakan'ın 'Ustalık dönemi' vurgusunun ana hatları şimdi çok daha iyi anlaşılıyor. Bellidir ki aynı cesaret ve kararlılık, yeni anayasa metni çerçevesinde Kürt meselesinin halli için de gösterilecektir."
Şimdi beklenen adım çok açık, Kürt meselesi ve yeni anayasa konusunda cesur adım atmak... Arkasında yüzde 50 oy desteği olan Başbakan Erdoğan, "ustalık dönemi" ne yakışan kucaklayıcı bir çıkış yaparsa Türkiye rahat bir nefes alır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi