Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Kanlı tarih Kürt halkına mı ait?

Kanlı tarih Kürt halkına mı ait?

Aşağı yukarı 33 yıla yakındır ülkemizin bir bölümünde ırmaklar gibi akan kanın vebalinde kimseler çıkıp niyet tazelemek istemiyor.

Olaylar karartma ile geçiştirildi.

Gidenlere bakın Allah aşkına...

İster asker şehidi olsun, ister dağ teröristi olsun fark ediyor mu?

33 yıldır tabutların kimin kapısına dayandığı önemli.

Bu ateş çemberinde yas tutan kaç tane ulusalcı, kaç tane Kemalist, kaç tane aşiret ağası, paşası, tuzu kurusu var?

Yanan yüreklere bakın, birisinin dili Türkçe, diğerinin ki Kürtçe, sonuçta her iki aile Müslüman. Allah’ın(C.C) “müminler ancak kardeştir” buyurduğu milletten.

“Kürtçülük” bu coğrafyada artık Müslüman kanı akıtıyor.

Adıyla sanıyla İngiliz oyunu...

Bu sinsi oyun Kürt halkının bağını bahçesini yıkıyor, ekmek parasını engelliyor, çocuklarını tehditlerle dağa kaçırarak terörist yapıyor...

En acıklısı, Kürt halkı adına birileri kanlı tarih yazıyor...

13 askerimiz şehit edilir edilmez Başkent televizyonundaki yorumlara bakıyorum, canlı yayına bağlananların ortak noktası, Balyoz ve de Ergenekon soruşturması kapsamında bileklerine kelepçe takılan “generaller”...

Sözde bu generallerin morali bozulunca 13 askerimiz de şehit edilmiş.

Şahadetin gerekçesine “morali bozuk asker” dediler.

CHP’nin İkinci Kemal’i de aynı görüşte. Askerin morali bozuk olanını keşfedince ihanetin üçgeni oluştu. Ne demektir morali bozuk asker?

Bu yalanları yan yana koyduğunuzda altından kirli ilişkiler çıkar...

Öyle ya, bu kadar asker, bu kadar ağır masrafa rağmen 30 yıldır 5000 teröristle başa çıkılamıyorsa, bunun altında bir bit yeniği olmalı.

Rusya 1500 general sayısını 750’ye indirdi. Bizdeki hantallaşma resmi ideoloji adına kutsanmışlık zırhına büründü. Kimseler çıkıp da bu tapınağa dokunamıyor.

Biz hâlâ kışlasında ezanı susturan kadrolarla yola devam etmek istesek de olmuyor.

“Özel Harekat” göz doldurmuş olacak ki kendisini cumhuriyet adına “kollamacı”, “kayırmacı” görenler belli ki karşılarında ikinci bir kuvvet istemiyor.

Darbe saati geldiğinde kendi çalacak kendi oynayacak...

Daha yeni, DEP’in eski Genel Başkanı Yaşar Kaya açıkladı.

Öcalan’ın geçmişte Şam’da kendisine söylediği:

“Hoca biz işimizi subaylarla halledeceğiz, askerlerle halledeceğiz.”

Bölücübaşı’nın ikide bir İmralı’dan tehditler savurmasından anlaşılıyor ki bu yapı içerisinde hâlâ güvendiği dağlar var. Ama korkarım, o dağlara yakında karlar yağacak...

Gördük ki Öcalan bir telden, diğerleri bir başka telden çalınca olanlar yine oldu...

Kan aktı, analar dövündü...

Bu arada Kürt halkının kaderi ile oynayanlar, yine o halkın içerisinden çıkıp da halkını satanlardır. Birkaç maceracı...

O maceracılar şimdilik “özerklik” dediler...

Milletvekilliği az geldi, sonra da “Bağımsız Kürdistan” diye tutturacaklar.

İyi de bu işin sonu nereye varacak?

“Bağımsız Kürdistan” olayı yerde kalır mı?

Yoksa, yurdun dört bir yanında ateş bacayı saracak mı?

Batıdakiler ne olacak, doğudakiler ne olacak, arkadaşlığımız, kardeşliğimiz, hısım ve akrabalığımız ne olacak?.. İşte bu “ne olacak” sorusu önemli...

Cevabını bulun, Kürdistan’ı kurun.

Değilse oturun oturduğunuz yerde.

Herkes sorumluluğunu bilmeli.

Mahkûmsan mahkûm gibi yerinde yat, avukatsan avukatlığını bil ikide bir terör örgütüne yardım ve yataklık etme, siyasetçi isen siyasetin gereğini yap ortalığı karıştırma.

Sabır meselesi, o da bir yere kadar.

Bu ülke sahipsiz değildir... Şimdiye kadar yapılanlar dişe görünmese de bundan sonrası sanırım pek de yumuşak geçmeyecek...

Bıçak geldi kemiğe dayandı.

Bir ipte iki cambaz oynamaz, ya terör, ya devlet.

Ya kuzgun leşe, ya devlet başa...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi