BAKÜ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte günü birlik bir ziyaret için Azerbaycan’dayız. Seçimler bitti Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden başbakanı oldu. Devlet geleneğimizde yeni seçilen bir Cumhurbaşkanı ya da Başbakan ilk ziyaretlerini yavru vatan Kıbrıs’a, ardından da kardeş ülke Azerbaycan’a gerçekleştiriyor.

Bu geleneği bozmayan Erdoğan’ın KKTC’den sonra ikici durağı Azerbaycan oldu.

Bakü’ye hareketinden önce bu geleneğe özel vurgu yaptı Erdoğan...

Ziyarete verilen özel önemden olsa gerek çok kalabalık bir heyet eşlik etti Erdoğan’a...

Heyette Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Enerji Bakanı Taner Yıldız, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ve AK Parti Grup Başkan Vekili Ahmet Aydın da bulunuyor.

Yüzde 94’ü Müslüman olan, halkları arasında soy bağı bulunan, aynı dili ve aynı kültürü paylaşan Kardeş Azerbaycan, Türkiye açısından son derece önemli bir ülke.

Azerbaycan ekonomisi, ticareti ve enerjisiyle bölgenin parlayan yıldızlarından.

Hazar’ın kenarına kurulmuş Bakü, geniş ve kaliteli yollarıyla, her alana yayılmış yeni inşaat alanlarıyla dikkat çekiyor.

Kafkas enerjisinin hatırı sayılır kısmını bünyesinde barındıran Azerbaycan ile Türkiye’nin her alanda sağlayacağı ittifak her iki ülkeyi de şüphesiz daha güçlü kılıyor.

Azerbaycan’ın merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in ifade ettiği gibi “Biz bir millet iki devletiz.”

Bundan hem Türk halkının hem de Azerilerin hiçbir şüphesi yok.

Bu yüzden olsa gerek Bakü’ye giderken evimize gider gibi rahattık.

Ne güzel söylemiş rahmetli Aliyev, “Bizim tarihimiz bir, dilimiz bir, dinimiz bir. Hiçbir kuvvet, hiç kimse, hiçbir ülke Türkiye-Azerbaycan dostluğuna mani olamaz. Bizim dostluğumuz sarsılmazdır. Ebedidir ve ebedi olacaktır” diye...

Erdoğan’ın da şu sözleri en az Aliyev’in sözleri kadar önemli: “Biz Azerbaycan bayrağını Türkiye bayrağı gibi, Azerbaycan topraklarını Türkiye toprağı gibi aziz ve mukaddes bildik ve yine öyle bileceğiz. Bakü’de yatan şehitlerimiz bunun canlı şahitleridir... Azerbaycan’ın menfaatlerini Türkiye’nin menfaatlerinden geride tutmadık, tutmayacağız.”

Evet bunlar karşılıklı güzel dilek ve temenniler...

İki ülke arasındaki dayanışma bu tür güzel dilek ve temennilerden ibaret değil elbet.

Türkiye’ye baktığımızda, bunun gereğini layıkıyla yaptığını görüyoruz.

Azerbaycan’ın Karabağ sorunu konusunda Türkiye’nin Ermenistan’a karşı takındığı tavrı hatırlayın mesela.

Ermeni işgali altında bulunan Karabağ’ın geleceği Türkiye’nin de milli meselesi.

“Komşularla sıfır problem” misyonuyla hareket eden ve bu yolda Ermenistan’la da ilişkileri normalleştirmek için bazı adımlar atan AK Parti Hükümeti döneminde de bu böyle.

İyi ilişki başka, taviz başka...

Daha dün Başbakan Erdoğan bu konuda önemli bir açıklamada bulundu.

Malum, bölgenin en güçlü ülkelerinden biri olan Türkiye, Ermenistan için tek çıkış kapısı.

Dolayısıyla gerek içimizdeki gerekse uluslararası arenadaki Ermeni lobileri Türkiye’nin sınır kapılarını Ermenistan’a açması için bastırıyor.

Başbakan dün bu çevrelere “Ermenistan, Azerbaycan’la olan sorunlarını çözdü mü ki sınırları açalım” mesajını verdi.

Erdoğan, aksi halde bunun hiçbir zaman mümkün olmayacağını söyledi.

Aynı şekilde Azerbaycan da kardeşliğin gereği olarak örneğin PKK terörü konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor.

Azerbaycan, pek çok Avrupa ülkesinin alttan alttan destek verdiği PKK’ya karşı hep Türkiye’nin yanında yer almayı bildi.

Tekrar Azerbaycan’a dönecek olursak...

Yaklaşık 40 derece sıcaklık ve Hazar’ın taşıdığı yüksek nem altında Türk şehitliğinde yaşadığımız o duygusal anlar ise o temennilerin vücut bulmuş hali...

Bir devlet iki millet olmanın gereği Bakü’de yeni iktisat temelleri ve enerji köprüleri kuruldu.

Bu gezide Azerbaycan ile aramızdaki siyasi, askeri, ticari, ekonomik, kültürel ve sosyal alandaki irtibatları daha da güçlendirmenin adımları atıldı.

Daha nice adımlara inşallah...