Hasan Aksay

Hasan Aksay

Kendini bilmek

Kendini bilmek

Yunus’umuz uyarır: “Sen kendini bilmezsin. Bu nice okumaktır.” Kendini bilmek kolay mı? Göz kendini görmüyor. Hakkı batıldan, güzeli çirkinden ayıran İslam gerek. İnsanın, maymun değil, ekmel-i mahluk ve eşref-i mahluk oluşunu bilmek gerek. Kuvvetine güvenen Ömer’i, Hz. Ömer yapan, silinmez harflerle tarihe yazdıran iman gerek. Haz ve bedeni ihtiyaçlarımızın önüne, ruhumuzun, inancımızın, fikrimizin gereklerini almak gerek. Arzu ve çıkarlarımızın güdümünden kurtulup, kendimize hakimiyet gerek. Kendimize hakimiyeti, yalnız Allah için kılıp yaşayacağımız rahmet ayı mübarek ramazan fırsatına ulaştık.

İslam ferdin dini, toplumun hayatıdır. Oruç fert olarak ibadetimiz; Ramazan, 1 milyar 550 milyon Müslüman olarak bütünlüğümüzdür. Hac, fert olarak dünyadan soyunup, üstün bir yaşamın tatbikatı. Dünya Müslümanları olarak, renk, ırk, dil, adet, coğrafya farklarını aşarak, milyarla insanın en güzel ahlakta, kardeşlikte, İslam’da vahdete ermesidir. Namaz, yeryüzünde bir an kesilmeden saadet ve selamete çağrı olan ezan davetiyle yaşanan evrensel bir bütünlüktür. Zekat, komşu açken tok yatmamak erdeminin iradesidir. Yüz milyonlarca kurban, ayrım gözetmeden tüm insanlığa sunulan, her yıl tekrarlanan bir ziyafet sofrasıdır. Bu duygu ve düşüncelerle bütün Müslüman kardeşlerimin Ramazan-ı Şeriflerini tebrik ediyorum. Çok daha güzel günlerde, birlik, dayanışma, güven, huzur kardeşlik duyguları içinde nice Ramazanlar diliyorum. Fıtratta kardeş olduğumuz bütün insanlara da aynı huzur, güven ve güzellikleri nasip etmesini Allah’tan niyaz ediyorum.

Kendimizi ve sorumluluklarımızı bilip yaşama yolundaki Ramazan nimetiyle arınıp hazırlandıktan sonra en büyük davete, eşi-benzeri olmayan bir eğitime, hacca, Allah’ın davetine yöneleceğiz. Ramazan boyu bu yönelişi ruhen yaşayacak, Hac ikliminin, Türk’ü, Arab’ı, Acem’i, İngiliz’i, Zenci’yi, Rus’u, Japon’u aynı iman ve ahlakta kardeş yapıp bütünleştiren, tüm fani değerleri geride bırakan, bir yaprağı koparmaktan kötü söz söylemeye, öfkeye, kine, hasede kadar her çirkinlikten uzaklaşıp, her güzelliği yaşama şuur, irade ve nasibi olan Haccı yaşayacağız.

Mevlana, “Beden yere bakar. Basit, fani, küçük çıkarlar peşindedir. Ruh ise, insanı yükseklere, ölümsüzlüğe taşımak ister” der. Bu düşünce, İslam inancının, ahlakının, geçici dünya hayatından üstün değerlere sahip olmanın ortaya koyduğu bir neticedir. İşte İslam’ın ilk savaşı Bedir’de, her iki tarafın pür dikkat takip ettiği teke tek savaş bölümünden dünya durdukça yaşayacak eşsiz bir sahne:

Arap adetine göre, kılıçlar çekilip saldırı başlamadan önce, iki taraf üçer cengaver çıkıyordu. Teke tek dövüşüyorlar. Neticede altı kişiden üçü sağ kalıyor. Başka şekli yok. Savaş ondan sonra. Kureyş’ten Abduvet oğlu Amr’a karşı, Hz. Ali çıkıyor. Amr, Hz. Ali’ye:

“Baban benim dostumdu. Sen gençsin. 40 yıldan beri, benim karşıma çıkan, bir daha sevdiklerini göremedi. Var git, başkası gelsin”

Hz. Ali, “Müslüman ol, kardeş olup beraberce gidelim. Yoksa başkası değil ben buradayım” diye ısrar eder. Neticede Amr’ın vurduğu gürzle Hz. Ali’nin zırhı parçalanır. Hz. Ali kanlar içinde yere düşer. Düşer ama hızlı bir hareketle Amr’ı düşürüp altına alır ve kılıcını boğazına dayayarak, “Gel, zulmün kılıcını taşımaktan kurtul. İslam ol, kardeş olalım” der. Amr, “Benim hakkımda yazılan bunca kahramanlık destanları ne olacak? Kim, nasıl okuyacak?” Karşılıklı ısrarlar devam ederken Amr, aşağıdan yukarıya tükürür. Hz. Ali durur. Amr:

“Bu çirkinliği, bir an önce öldür diye yaptım. Benim gibi bir kahraman, bu halde daha fazla görülmesin istedim. Sen ise hepten durdun” der.

Hz. Ali de “Ben sana, bana yaptığın için değil, hakka, iyiliğe düşman olduğun için düşmanım. Şimdi öfkem girdi araya. Halbuki biz, yalnız insanla İslam arasındaki engelleri kaldırmak için cihat ederiz. Öfkem geçinceye kadar bekleyeceğim” der.

Namaz, niyaz, zekat, oruç, hac ikliminde yeşerir Kur’an ahlakı, şuur ve iradeyle yaratılış hikmetine yükseltir. “Leyse lil insani illa ma sea” diye çalışır ve sonra mutmain bir kalple, “Mevlam görelim neyler, -Neylerse güzel eyler” der. İntihar etmez. Ümitsizlik yok. Vahşetlere maruz kalsalar da sonları güzeldir. Hayırla anılırlar.

Zalimlerin İslam’dan korkusu artıyor. Saldırılar, Tacikistan, Doğu Türkistan gibi yerlerde İslam’ı yasaklama telaşları. İslam ışığına yarasa kesilenler, sadece kendi harabelerini hazırlıyorlar. İnsanlık tarihi ortada. Zalimlerin heykelleri yıkılıyor. Zulmettikleri mazlumlara gönüllerde taht kuruluyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi