Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Bıyıksız Diyanet!

Bıyıksız Diyanet!

Bıyık imanın şartlarından değilse de, cami cemaatinin önüne geçen görevlinin “tüysüz” olması pek hoş görüntü sergilemiyor.

Tüysüzlük, Tanzimat kalıntısıdır.

Sakal ve bıyık Allah Resulünün sünnetlerindendir, Tanzimat sonrası bu sünnetler Kopenhag kriterleri doğrultusunda batıcılık akımına kapıldı gitti...

Bıyıklar, sakallar gitti neyse de etekler de kısaldı.

Batı en çok Müslümanın bıyığı, sakalı, sarığından korkar. Çünkü onları gördükçe Osmanlı haşmeti aklına gelir. Şuuraltı karışır...

Hayasızlık kadın ve erkeğin başından başlıyor desem yanlış olur mu?

Baş her şeyi ile önemli. Eskiler “ayağını sıcak tut, başını serin” derlerdi.

Balık bile baştan kokmaya başlar.

Anlaşılan, yozlaşma cenahında oldukça yol almışız, bir asırdır hem imanımızı törpülediler, hem de imamlarımızı. Nerelerden nerelere geldik.

“Batılılaşma” diyerekten düştük yollara...

Yıllardır git ha git... Sakalımızı kestik, bıyığımızı kazıdık, eteğimizi kısalttık yine de tam anlamı ile gavur gibi gavur olamadık, ama hamur gibi yozlaştık...

Cemaat sorup duruyor, yahu bu imam efendilerin bıyıklarına ne oldu?

Bir avuç tüyden ne olacak demeyin, bir metre bez sayılan şapka yüzünden bu ülkede adam astık. Sarıklıyı dışladık, sakallıyı garnizonlardan içeriye almadık...

Belki basit bir konu ama geldiğimiz muasır medeniyet(!) noktasında nerede durduğumuz açısından oldukça önemli. Diyanet denilen bir teşkilat var.

En azından memurlarına bir çekidüzen verse dünya mı yıkılır?

Korkmayın, Mustafa Kemal’in rejimine bir şey olmaz, hesabını kitabını yapan iyi yapmış ve gitmiş. Göreceksiniz, örtü yasağı kaldırılsın yine de birkaç sefer umre yollarını tepenler, geceler diyerekten tutuşanlar ne kendi başlarını ne de çocuklarının üstlerini başlarını örtmeyecekler. Örtmezler, çünkü Yaşar Nuri gibi din baronları sağda solda ötüp duruyor.

Kur’an’da başörtü ayeti yokmuş.

Ama omuzlara kadar örtü ayetini gözlerine soksanız kör olurlar da inatlarından yine de vazgeçmezler. Ben konuya daha ziyade inanırlık noktasından bakıyorum. Bıyığı ile sakalına kendiliğinden kıyan imam efendi, elindeki kağıt parçasından cemaate durmadan okusa ne yazar, okumasa ne yazar. “Madem öyle, önce sen yap da görelim” demez mi cemaat?

İmamlar örnek olsa, toplumun rengi hemen değişir.

Komşu İran’a bakın, oradaki tarihi renk değişikliğinde imamların damgasını göreceksiniz. Bizde sayı çok ama etkinliği hiç yok...

“İmamın Ordusu” diyebilsek, diyemiyoruz.

Hele de, cemaati Mustafa Kemal ile arkadaşlarına dua ettiren imamlara ne demeli!

Sanki ondan dua isteyen varmış gibi.

Bu imam efendi tarihi mi bilmiyor, yoksa şirin görünmek hesabına birtakım havalara mı giriyor? Mustafa Kemal ile arkadaşlarının nasıl bir laik dünya hayatı istedikleri ortada.

Ama ısrarla devlet adamı deniyorsa neden Fatih Sultan hazretleri değil de, ille de Paşa hazretleri ile arkadaşları? Yoksa, bin yıllık tarihimizde bir tane mi devlet adamımız kaldı?

Diğerlerine ne oldu?

Bıyıksızlık...

Komik oluyor vallahi.

“Erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere, Allah lanet etsin!” buyuruyor Allah Resulü. [Taberani]

İmamlık tarihimizde önemli bir görev. “Üç kişi yola gidince birisi baş (imam) olsun” sözü Allah Resulü’ne aittir.

İslam’da din adamı (ruhban-teolog) yoktur ama imam vardır (tabii cami imamı değil).

İmam rehber, devlet başkanı, içtihat yapan demektir. Her Müslüman dinin adamıdır.

“Din adamı” yerine “bilim adamı”...

Çünkü Kur’an’ın ayetleri ilmin temel esasıdır...

Bu esasları inceleyene de “bilim adamı” denir, “din adamı” denmez.

Benim gördüğüm, camilerde (ama sürekli) para toplamakla mevlid okuma sahneleri birinci sırada. Hani farz olan ayetler? Tesettür ayetleri, zina, faiz, içki...

Cumalara gittiğinizde manzara gerçekten ilginç.

Minberde imam ayet ve hadis okuyarak para istiyor, merdivenlerde dilenciler dileniyor... Para geldi, para gitti...

Sonra da bu havada Cuma namazı eda ediyoruz. Allah(c.c) kabul etsin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi