Hasan Aksay

Hasan Aksay

Ümmet için geçen asır kayıp mı diriliş mi?

Ümmet için geçen asır kayıp mı diriliş mi?

Fikirlerinden istifade ettiğim değerli düşünürümüz Sayın Rahim Er’in 9 Ağustos tarihli yazısındaki önemli bir hükme başka bir açıdan bakmak istiyorum.

İslam ümmeti için, geçen asrın kayıp bir yüzyıl değil, son derece önemli bir asır olduğuna inanıyorum.
Bambu için arazi hazırlanıyor. Tohum atılıyor. Beş sene bakımı yapılıyor. Ortada hiçbir şey görünmüyor. Ancak beşinci sene sonuna doğru çıkıyor filizi. Ama ne çıkış. 6 haftada 27 metre boy atıyor. Bunun için internette bir soru var: “6 haftada mı 27 metre büyüyor, beş yılda mı?” “Tabii beş yılda” deniyor.
Büyük fikirler ve milletlerin durağanlık dönemleri, çetin imtihanlarla geçen ağır bir oluşum dönemidir. Durağanlık dönemi aşıldıktan sonraki kalkınma hızlı olur. Bambuya benzer. Bu inanç ve heyecan ölümsüz değerlere değil de maddi güce dayanıyorsa, ömür kısa çöküş hızlı olur. Doğuşun gücü içte, çöküşün çürümesi içtedir. Dün Rusya, bütün haşmetiyle ayakta zannediliyordu. Bugün de Batı.
Civciv, yumurtasının kabuğunu kırar, yürür. Ekmel-i ve eşref-i mahluk olan insanın yetişmesi için yıllar gerekir. Darbeciler, bir karanlık gecede iktidar olur. Öyle de giderler. Ölümsüz fikirler, milletler, inanç, ahlak ve erdem değerleri için yeni bir bahar heyecanı ve iradesi doğuran bir oluşum dönemiyle hızlı kalkınan büyük bir devlet olabilirler. Ümmet, geçen asrın çileleriyle bu zemini hazırladı. İstiklal savaşlarını kazandı. Şehadet inanç ve iradesiyle diriliğini, dinamizmini korudu.
Geçen asır İslam ümmetinin diriliş sürecini oluşturan, insanlık tarihinin en önemli dönemlerinden biri olmuştur. Meseleye bu yönüyle bakarak sorumluluklarımızı kuşanmak zorundayız. Bu büyük oluşumun filizleri, bütün yeryüzünde ve her konuda görülmektedir.
Evet, Müslüman kanı akıyor ama bu kan, çöküş habercisi yağma, ırkçılık ve vahşet yolunda dökülen kan değil. Vatan, iman-ahlak, hak-hukuk ve insanlık uğrunda dökülüyor. Yüce değerler uğruna dökülen kan ve ter, büyük medeniyetler kuran, hayattan üstün değerlerin fideliğidir. Müslüman kızlar-hanımlar, başörtüsü zulmüne maruz kaldılar. Büyük bedeller ödediler. Ama dünya şahittir ki bu mücadeleyi izzetle yürüttüler. Ne inançlarından ödün verdiler; ne yese düştüler. Bu tavır, neticede kazandıkları zaferden de büyük bir zaferdir. Hz. Ali’nin, “Hak, hakikat ve insanlık uğruna dökülen kan, insani yüceliği yaşatan bir ruh ve koruyan bir zırh olur” anlamında bir sözü vardır.
Geçen asra baktığımızda siyasi realitenin rakamları nettir. Asrın başında Batı, siyasi olarak dünyanın % 48,7’sini yönetiyordu. Osmanlı yıkılmış. Müslümanlar siyasi hakimiyette % 2’ye düşmüşlerdi. Asrın sonunda Batı, % 24,2’ye geriledi. Müslümanlar, % 21,1’ini yönetiyor. Daha iyi yönetmek için, kanla bedel ödemeye devam ediyor.
Geçen asır ümmetin zulme direnişiyle geçti. Sağlam temeller atıldı. Ne yapıldı? İslam’ın ölümsüz değerlerine sarılındı. Sömürüye karşı istiklal savaşları verildi. Her iki temel de son derece sağlamdır. Dış görüntüdeki yanıltan husus, kanla kazanılan istiklal savaşı neticelerinin, bazı yerde Baas partisi gibi partiler veya darbelerle çalınarak, şehitlerin hedeflerine ters istikamette kullanılmış olmasıdır. Ama o hareketleri doğuran iman ve cihat ruhu dipdiri ayaktadır. Hırsızlardan, işgalcilerden geri alma mücadelesi devam etmektedir. Zalimin, zulümle girdiği her yeni gün karanlığını ve şaşkınlığını artırır. Hak yolda ödenen her bedel, tecrübe, güç ve ufuk kazandırır. Fedakarlık olmadan iyilik hareketi doğmaz. Yaz yağmuru gibi geçici fedakarlık olmaz.
Geçen asrın başlarında İslam dünyası nüfus olarak, öndekiler arasında gösterilmedi. Siyasi irade öne çıkmayınca bireysel kimlik kayboldu. Bugün ümmet, 1 milyar 650 milyon. İlk sıra. Ve giderek arayı daha da açıyor. Elbette asıl övüncümüz İslami değerlerimiz. Sevgimiz, ahlakımız. Bu rakamın önemi, bilgi çağı insanlığı, “İslam!” diyor.
20. Asır İslam dünyasının ayağa kalkışta, birin karesini alma dönemini geride bıraktığı bir çağdır. Şimdi gayret, ikinin üstündeki rakamların kareleriyle yola devam ederek bütün insanlığa destek olmak, iyilik, güzellik sunmak hazzını yaşama zamanıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi