Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Terör tekrar atağa geçerken!..

Terör tekrar atağa geçerken!..

Her gün terör eylemleri sonucu hayatını kaybeden ya da kaçırılan asker ve sivil haberleri geliyor. Her haber yüreğimize yumruk gibi oturuyor. Sanki terör örgütü meydan okuyor, devleti bazı kararları almaya zorluyor. Elbette devlet terör örgütüne teslim olacak değildir ama bu böyle de sürüp gidemez. Buna mutlaka bir çözüm bulunmalıdır. Bu çözüm elbette tek yönlü olamaz. Olayın anayasal ve yasal boyutu olduğu gibi, ekonomik ve sosyal boyutu da var. Bu bakımdan terörle mücadele tüm yönleri ile ele alınmak durumunda. Bütün bunlar olurken işin birde emniyet güçleri boyutu var. Bu noktada polislerden oluşan özel timler oluşturulması gündeme gelişi ile birlikte terör örgütünün polislere saldırısı sıklaştı. Sanki bundan rahatsızlar ve polisi yıldırmak istiyorlar. Elbette saldırı tek yönlü olarak sadece polislere yönelik değil. Askerlere karşı saldırılar da hız kazandı. Bu arada bir kaymakam adayının kaçırılmış olması işin bir başka boyutunu oluşturuyor.

Terör eylemlerinin yeni anayasa hazırlanmasının gündeme gelmesi ile birlikte yeniden artış göstermesi ise sanki yeni anayasa hazırlanmasından terör örgütü rahatsız. Olaya bu boyutu ile bakıldığında denebilir ki terör örgütünün hedefi söylendiği gibi bir takım demokratik hakların kazanılmasından ibaret değildir. Bunun ötesinde hedefleri var. Bunu söylerken elbette yeni sivil bir anayasanın yapılmasına karşı çıkıyor değilim. Çünkü yeni sivil özgürlükçü bir anayasa toplumun her ferdinin ihtiyacı. Artık bu ülkeyi asker sivil bürokrasinin vesayetinde yönetmek mümkün değil. O günler geride kaldı. Toplum yeni özgürlükçü bir anayasayı bekler durumda. Bu konuda verilmiş sözlerin yerine getirilmesini bekliyor. Eğer verilmiş sözler iktidarı ve anamuhalefeti ile unutulmaya terk edilir ya da bir takım bahanelerle yeni anayasa askıya alınırsa toplumu huzura kavuşturmak mümkün değildir. Ancak, terörle mücadelede tek başına yeni anayasa da yeterli değildir. Çünkü 27 yıldır barıştan uzak, çatışma halinde olan dağları mesken tutmuş silahlı bir kesim oluşmuştur. Denebilir ki onlar için hayat dağlardan ve verilen emirleri yerine getirmekten ibaret. Çatışan kesimlerin barışa alışması sanıldığı kadar kolay değildir. Bunun dünyanın çeşitli ülkelerin örnekleri yaşanmıştır, hâlâ da yaşanmaktadır.

Bu bakımdan terörle mücadelede terör örgütü istediği için değil, insanımızın hakkı olduğu için hak ve özgürlükleri teminat altına alan yeni bir anayasa yapılması gerekiyor ama işin emniyet güçleri ile ilgili boyutunun unutulması mümkün değildir. Bu konuda yıllardan beri verilen mücadelede başarılı olunduğunu söylemek mümkün değildir. Bunun sebepleri elbette ayrı bir inceleme konusudur. Hatta, terörle mücadele ediliyor denirken bir takım anayasa ve yasalara aykırı eylemler gündeme gelmiştir. Bir bakıma terörle mücadele adına bazı emniyet güçleri yasaların dışına çıkmışlardır. Kanun benim anlayışının hangi boyutlara ulaştığını her gün ortaya çıkan belgeler ve itiraflarla net bir şekilde görülüyor. Elbette teröristler saldırıp hergün asker sivil insanımızı katlederken onlara çiçek uzatılamaz ama, yasalar yok sayılarak hatta birilerinin kendilerini yasaların yerine koyarak bu mücadeleyi sürdürmüş olmaları da zarardan başka bir sonuç vermemiştir.

Demek istediğim o ki, her türlü insan hakkını teminat altına alacak anayasal ve yasal düzenleme yapılırken, ekonomik ve sosyal problemlere de çözüm getirilmesi gerekiyor. Bu da yeterli değildir, bunlar yapılırken terörle emniyet güçlerinin etkili mücadelesini sağlayacak tedbirlerin alınması, adımların biran evvel atılması gerekiyor. Diyebiliriz ki bazı konuların konuşulması terörü azdırmaktadır. Ne yapılacaksa günler aylar boyunca konuşmak yerine adım atılması gerekiyor.

Hergün asker ve polislerimize pusu kurularak onların şehit edilmesi, daha da ileri giderek kaçırma eylemlerinin devreye sokulması gösteriyor ki terör örgütünü bir takım yasal ve sosyal hakların sağlanması ile etkisiz hale getirmek mümkün değildir. Artık her şehit cenazesinde "Hain eller kırılacak" sözlerinin yerini eylem almak durumundadır. Somali elbette önemlidir, oraya yardım için millet olarak harekete geçmek inancımızın gereğidir, devam eden soruşturmalar sebebiyle bir takım tutuklamaların devam etmesi de toplumun alışık olmadığı gelişmelerdir. Ancak, tüm bunlar terör canavarını etkisizleştirmeye yetmiyorsa, başka yollar bulunması ve uygulamaya konulması gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi