Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Darbeler ve partiler

Darbeler ve partiler

Anlamakta zorluk çektiğimi itiraf edeyim…
Neden bazı çevreler milletin seçtiklerine tahammül edemiyor?..
Demokrat Parti’ye tahammül edememişlerdi, darbeyle yıktılar…
Ve bir intikam sendromu içinde, milletin seçtiklerini Yassıada’ya tıkıp, aylarca maddi ve manevi işkence uyguladılar…
Nihayet halkın çok sevdiği Başbakan Adnan Menderes’le birlikte iki bakan arkadaşını astılar…
İşin özü, “İrticaa taviz… laikliği ihlâl” suçlamasıydı…
Söyler misiniz; bu işten Türkiye ne kazandı?..
Türk Milleti ne kazandı…
Türkiye Cumhuriyeti ne kazandı?

Demokrat Parti’den sonra kurulup milletin ak oylarıyla iktidara gelin Adalet Partisi’ne de tahammül edemediler…
“Laiklik karşıtlarına ve irticaya taviz verdiği” suçlamasıyla 12 Mart 1971’de onu da bir darbeyle yıktılar…
Cumhuriyet'in ilk darbesinin (27 Mayıs 1960) aksine, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni kapatmadılar, ama partilere direktif vermek suretiyle siyaseti şekillendirmeye çalıştılar.
Yüzlerce aydına kıyıldı…
Yüzlercesine işkence uygulandı.
Yüzlerce yetenekli siyasetçi, bu manzara karşısında siyasetten soğuyup köşesine çekildi…
Türkiye çok vakit kaybetti…
Siyasi hayatın yanı sıra, ekonomik ve sosyal hayat büyük zarar gördü.

Milletin ferasetine bakın ki; Demokrat Parti, ilk genel seçimde, Adalet Partisi adıyla yeniden iktidar oldu…
Malûm çevreler tabiî ki yine benimseyemediler…
Hazmedemediler…
İçlerine sindiremediler…
Yaptıklarından ders alıp işlerine bakmak yerine, halkla inatlaşma yoluna gittiler.
Ve 12 Eylül 1980’de yeni bir askeri darbe ile Adalet Partisi’ni de devirdiler…
Adalet Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Süleyman Demirel’i gözetim altına aldılar…
Bu işin de özü, “laikliği ihlâl” suçlamasıydı…
Milletten şu veya bu oranda oy almış politikacıları, milletin karşısına hiçbir şekilde çıkmamış insanlar aylarca suçladı…
Aylarca isnat ve iftira yağdı üzerlerine…
Söyler misiniz; bu işten Türkiye ne kazandı?..
Türk Milleti ne kazandı?..
Türkiye Cumhuriyeti ne kazandı?

Bu süreçte kurulan yeni partiler, “eskinin devamı” oldukları gerekçesiyle tekrar tekrar kapatıldılar…
Kurucuları veto üstüne veto edildiler…
Yine de millet, darbecilerin onaylayıp işaret ettikleri MDP’de (açılımı sanırım “Milliyetçi Demokrasi Partisi” idi) değil, Demokrat Parti, Adalet Partisi çizgisinin devamı olarak görünen Anavatan Partisi’nde (rahmetli Turgut özal’ın önderliğindeki) buluştu.
Tabiî “kurtarıcılar” onu da beğenmediler…
Ona da “irticacı” damgasını vurdular.
Turgut özal’a “Takunyalı Başbakan” dediler, laiklik ilkesinin çiğnendiğini defaatle öne sürdüler…
ANAP kadrolarını “irticaya taviz” vermekle suçladılar.
Ama ANAP, rahmetli özal döneminde büyük hizmetler yaptı.
Oysa malûm çevrelerin “laiklikten yana” ilan ettiği partilerin iktidarları döneminde Türkiye’ye taş üstüne taş konmadı…
çivi bile çakılmadı…
CHP’nin her iktidarında açlık, kıtlık, kuyruk, yokluk, yoksulluk ve jandarma korkusu kol gezdi…
Türkiye, mevcut yarım yamalak gelişmişliğini bile, malûm çevrelerin “laiklik karşıtı” ilan edip, hatta “irticacı” saydığı partilerin iktidarı döneminde sağladı.
CHP ve yandaşları yalnızca slogan ürettiler, ideoloji ürettiler.
Sayın Başbakan, “Sloganlar karın doyurmuyor..” derken, işte bunu kastediyor.
Hizmet özürlüler neden gocunuyor, anlayamıyorum.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi