Serdar Arseven

Serdar Arseven

“Küfür ettim ama yazma!..”

“Küfür ettim ama yazma!..”

Toktamış Ateş Hoca’yı, İslam’la şereflenişimin ilk günlerinden bu yana tanırım; o zamandan bugüne hemen her konuda farklı görüşlere sahip olduk, o kendi tabiriyle “iflah olmaz bir Kemalist”, ben ise malûmunuz!..
Sayın Hocam ile farklı fikirleri de savunuyor olsak iyi anlaşırız.
Namuslu adamdır, şuradan belli:
O zamanlar Cumhuriyet gazetesinde yazardı...
Ben de yine “Akit ekibi”nde...
Kendisiyle uzun bir söyleşi gerçekleştirdik...
Verdiği malzeme tam bana göreydi; kendisinin “jakoben” olduğunu (Millete tepeden bakar) söylüyordu resmen...
Jakobenizmi açık açık savunuyor ve millet oyunun demokratik sistemlerdeki “ağırlığını” hayli hafife alıyordu...
Ben bunu yazdım; kendisine bin türlü tepki yöneldi...
O günlerde “Serdar Arseven benim söylediklerimi çarpıtmış” türünden, “muhafazakar takımına” has yamukluklardan birine sapacağını düşünmüştüm...
Hayır, öyle yapmadı...
Cumhuriyet’teki sütunundan tepkilere cevap verirken; “Serdar Arseven ne söylediysem onları yazmış... Kendisine teşekkür ediyorum” yollu ifadeler kullandı...
O gün, hele muhafazakâr dediklerimizin bin türlü “fırıldaklığına” alışmış olan bendeniz ziyadesiyle takdir ettim hocamı ve bir görüşmemizde de uzun uzun teşekkürlerimi sundum...
Geçtiğimiz günlerde, o sâkin üslubuyla tanıdığımız Sayın Hoca’yı, Ramiz İlker denilen bir Emekli General’in karşısında izledim...
Sonrasında da, “Ramiz İlker gibi biriyle” televizyona çıkmış olmaktan dolayı ne denli üzgün olduğunu gösteren yazısını okudum...
Ramiz İlker denilen eski paşa, her türlü hakareti savuruyor kendisine, tehdit ediyor, belden aşağı giriyor, Gülen Hocaefendi üzerinden gelip saldırıyor...
Toktamış Hoca da nezaket âbidesi, üslup eleştirisiyle yetiniyor...
Aynı Eski Paşa’nın bir bayan meslektaşımıza ve dahi Fikri Akyüz kardeşimize saldırdığı programları da izledim; tuhaf bir ruh haline sokuyor karşısındakileri...
Hakaretlerle, iftiralarla sonuç almaya çalışıyor...
İki de bir de tehdit ediyor...
Aynı eski paşa, bizim karşımızda aynı taktiği uygulamaya sokmaya çalıştığında, hak ettiği istihza ile karşılaşmış, zaten bozuk olan konuşma dengesini iyice yitirmişti...
Birbuçuk saat boyunca, yumakla oynatır gibi oynatmıştık kendisini...
İlgi çekti ya mevzu; bir televizyon kanalından aradılar...
“Paşa ile son gelişmeleri tartışmak ister misiniz?..” dediler...
“Hayhaaaay!..”
Paşa’yı da aramışlar...
Demiş ki; “Iııh!..”
Sonra...
Bu olay internet medyasına düştü...
“Ramiz İlker”in dünya görüşüne yakın bir internet sitesi de aramış kendisini...
Kayıtlara oradan muttali oldum;
Eski Paşa diyor ki özetle:
“Ben o (buralarda bol küfür var, tam da kendisini tarif eden küfürler!..) adamla çıkmam!.. Adam acayip bir şey... Gizli servisler tarafından özel olarak mı yetiştirilmiş ne!.. Her lafı alıyor, oralardan buralardan getirip çaaaak cevap veremez noktaya getiriyor seni!.. Fikri var bi tane (Akyüz) o da (burada da küfürler!...) ama karşısındakinin paşa olduğunu bilip hizasını bozmuyor icabında... Bu Serdar’ın paşa filan taktığı yok!..”
Paşa bir küfür bir küfür...
Sonra...
Orası da matrak...
Telefon açıyor aynı siteye...
Diyor ki; “Biz demin ağzımıza geleni söyledik... Bunları yayınlarsanız, lütfen içinden ayıklama yapın... Bu adam çok uyanık, oradan alır bizi altından kalkamayacağımız tazminatlara mahkûm ettirir...”
Yapma be eski paşa!..
Benden bu kadar korkma!..

Toktamış Hocam, yazısında “Bu türden insanlara bir zamanlar bu milletin general üniforması vermesi ve yetkiyle donatması ne kadar yanlış ve utanç verici” ifadelerini kullanmış...
Sayın Hocam, zamanında bazı paşalar hakkında benzeri ifadeler kullandığımızda karşı çıkardı.
Zaman, Hocam’a da çok şeyler öğretiyor işte!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi