Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Açlık ve israf

Açlık ve israf

Afrika’da Müslümanlar açlıktan ölüyor... Bebekler hastalıklı doğuyor... Ellerinde-avuçlarında hiçbir şey yok, ne yiyecek, ne içecek... Biz ise israf içinde yüzüyoruz. Biz de onlar gibi Müslümanız!...

Onlar da bizim gibi Müslüman!

İnsanın içi acımaz mı?

İçi acıyan insan böyle bir zamanda, “Nasılsa ben kazandım” diyerek saçıp savurur mu?

Beş yıldızlı otellerde iftar verenlere bir şey demiyorum, ama o tür mekânlarda yapılan aşırı israfa söyleyecek çok şey var.

“Self-Servis” (tezgâhtan istediğin kadarını almak) denilen illet bize de bulaştı. “Porsiyon” (bir insanın yiyebileceği kadar) güme gitti. Lüks konaklama yerlerinde israf doruğa çıktı...

Kahvaltılıklar yüz çeşidi aşıyor. İçeceğin her türlüsü...

İnsanız gözümüz aç; böylesine zengin bir tezgâha yaklaşınca nefsimiz dürtüyor, “belki yerim” düşüncesiyle üç kişilik yemek alıyoruz.

Hiçbir şeyde ölçülü olmayı başaramıyoruz ki yemekte başaralım.

Alınanın üçte biri yeniyor, gerisi çöpe... Bir lokma koparılan ekmek olduğu gibi atılıyor... Allah’ın gücüne gider: Zaten “İsraf haramdır!”

Gerçek şu ki, biz hem fakiriz, hem de müsrif! Üstelik modernitenin getirdiği pek çok yeniliği, modern dayatmaların bile öngörmediği bir açlıkla kullanan bir toplumuz.

Kendim için basit bir hesap yaptım: Gördüm ki, her ay bir takım gereksizliklere harcadığım meblağla Anadolu’da fakir bir aile rahatça geçinebilir...

Bu yüzden çektiğim ekonomik sıkıntılar da cabası...

Aslında hepimiz bir birimize benziyoruz: İşyerinize toplu taşıma araçlarıyla gidebilecekken, alışkanlık, ya da gösteriş gereği, özel otomobilinizle gidiyorsanız bunun her ay bütçenize getirdiği yük (bakım-onarım dahil) en azından bin lira civarındadır...

Korunaklı, ya da kapıcılı bir sitede oturuyorsanız, ayda asgari ikiyüz lira civarında aidat ödüyorsunuz... Cep telefonları dâhil, ailenin telefon masrafı da şöyle böyle ikiyüz lirayı geçer...

Durmadan arızalanan elektrikli ev aletleri her ay ortalama ikiyüz lira götürüyor... Gereksiz aletlerin harcadığı aylık elektrik fazlası da herhalde bir elli lira tutar... Televizyonlar, müzik setleri, su ısıtıcıları, su israfı, kullanılmayan bölümlerin ısıtılması derken, nereden bakarsanız bakın, orta üzeri geliri olan bir aile eğer tasarruf etmiyorsa ikibin lira civarında bir parayı çöpe atıyor demektir.

Yaşamak için zarurî olmayan şeylere para harcamakla çöpe atmak arasında pek fark olmasa gerektir.

Yuvarlak hesap yılda az kullanılmış yerli bir otomobilin fiyatıdır.

Kısacası, israfımız yüzünden her yıl az kullanılmış yerli bir otomobili çöpe atıyoruz.

Akıl var, mantık var: O parayı fakirlere verip sevap kazanmak varken, niye ihtiyacımız olmayan ıvır-zıvıra harcayalım?

Üstelik israf yasak!..

Yani hem Allah’ın rızasına aykırı davranıyoruz hem de cebimizi boşaltıyoruz.

Ramazan-ı mübarek hürmetine, bir tasarruf ve infak (yardımlaşma) alışkanlığı kazanmaya çalışsak ne güzel olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi