Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Ne bu şimdi?

Ne bu şimdi?

Kemal Burkay'ın Diyarbakır'da BDP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile kucaklaşıp, hasret giderirken verdiği mesajlar kimi çevrelerde hayal kırıklığı oluşturdu.


Türkiye'ye dönüş sürecinin en başından beri “ılımlı ve çok farklı bir duruşa sahip olduğu”na vurgu yapılan Kürt Siyasetçi Kemal Burkay ileduruşu malum olan BDP'li Osman Baydemir görüşmede “Kürt Sorunu konusunda birlikte hareket etme”yi konuştular.


Hepimiz takip ettik.


İsveç'te 31 yıl yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönen ve Diyarbakır'a gelen Kürt siyasetçi ve yazar Kemal Burkay, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'i makamında ziyaret etti.
Baydemir, Kemal Burkay'ı makam adasının girişinde Kürtçe konuşarak karşıladı.



Görüşmede de Kürtçe konuşan Baydemir, Burkay'ı kendi ülkesinde ve topraklarında görmekten memnun olduğunu söyledi.



Baydemir, Burkay'la görüşmenin ana gayesini şu sözlerle ortaya koydu:



“Kürtlerin kendi aralarında ittifak sağlaması lazımdır. Kürtlerin birliği gerekiyor. Kürtler, birliğini sağlarsa Türkiye'ye onurlu bir barış gelecektir. Biz sizin kimliğinizi ve yaptıklarınızı biliyoruz. Ben sizi bilge adam olarak görüyorum. Bizim Kürt siyasetçilerimiz var, Kürt bilgelerimiz de vardır. Bütün zorluklara rağmen inşallah gün gelecek Zübeyir Aydar, Remzi Kartal ve Şivan Perver gibi Kürt siyasetçiler ve sanatçılar kendi ülkelerine onurlu bir barış sağlandıktan sonra başı dik olarak geleceklerdir."



Burkay da önce Baydemir'in (olmayan) başarılı çalışmalarını övdü.



Sonra da görüşmenin ana konusu “güç birliği”ne ilişkin şunları söyledi:



“Kürtlerin birliği çok önemlidir. Ancak, Kürtlerin birbirine tahammül etmesi ve saygı göstermesi lazımdır. Kürtler arasında da demokrasiye ihtiyaç vardır. 20 milyon Kürt nüfusu vardır. Siyaseti çok renkli ve çeşitlidir. Kürtlerin kendi aralarındaki bu renklere tahammül etmesi gerekir.”



Kemal Burkan, ardından da yeni bir anayasa yapılacağını hatırlatarak, yeni anayasanın “Kürt sorunu”nun çözümü için yol açan bir metin olması gerektiğini ifade ederek “Diyaloga başlanması gerekir” dedi.



“Diyalog”dan konuyu, artan terör eylemleri karşısında harekete geçerek Kandil'e hava harekatı başlatan Hükümete getiren Burkay, Hükümetin son günlerde çok sert bir dil kullandığını ifade ederek şöyle dedi:



Hükümetin bu dili bırakıp barış dilini kullanması gerekir."



Kemal Burkay bu şekilde Hükümete mesaj gönderirken, terör örgütüne karşı tek bir kelime etmedi; Silvan, Çukurca şehitlerini hiç ağzına almadı.



Evet…



Burkay-Baydemir kucaklaşması ve “güç birliği gayesi” altında verilen/verilmeyen mesajlar böyle.



Görüldüğü gibi adamlar "birleşerek güçlenmek" için kolları sıvamış bulunuyorlar.



Başından beri "silahı reddettiği" yazılıp çizilen Burkay ile duruşu malum olan BDP güç birliği yapmaktan söz ediyor. Diğer Kürt gruplar da bu birliğe katılmaya davet ediliyor.



Ne bu şimdi?



Buradan şuraya gelmek istiyorum:



Daha iki hafta önce, estirilen Kemal Burkay rüzgarı karşısında “Kemal burkmasın” diye yazmış, özellikle Hükümete yakın çevreler tarafından  “öryargılı olmakla” suçlanmıştım.



Oysa ben “Akreditasyon kompleksinde olanlar hele…Burkay'la yatıp Burkay'la kalkıyorlar. Şöyle Türkiye için büyük bir şans, böyle Türkiye için büyük bir şans! Ne yana dönsek bu yollu yorumlar…Haftalar öncesinden başlamıştı.Şu gün dönüyor, bugün dönüyor yazıları. Ve döndü, layt Apo! Habur'u andıran bir törenle karşıladık…” diye yazmıştım.



Yazımda ayrıca, şu yorumda bulunmuştum:



“BDP güya tepkili Burkay'a! Oysa BDP ile tutuşulan kayıkçı kavgası da bölücülükte yeni dönem stratejisinin bir parçası. Öcalan da, BDP de “federasyon” deyip, kan akıtmıyor mu yıllardır? İsveç'e kaçmamış olsaydı, o da BDP'nin bir milletvekiliydi şimdi belki de. Fark ne ki? Burkay aynı Burkay ve söyledikleri BDP'nin. Öcalan'ın söyledikleri ile aynı. Bu bölücü ve işbirlikçi stratejinin başarıya ulaşıp ulaşmayacağını zaman gösterecek.”



Burkay'ın BDP'li Baydemir'le kucaklaşıp, PKK'ya tek laf etmeyip Hükümete tepki gösterirken, Kürtler arası
ittifaktan söz etmesi öngörümde haklı çıktığımı göstermiyor mu?



BDP'li vekillerin de, Baydemir'in de elinde silah yok.



Burkay'ın elinde silah yokmuş da ne olmuş.



Bölücü kadroya bir nefer daha kazandırmış olmadık mı?



Hem de kendi elimizle yapmış olmadık mı bunu?



[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fatih Akkaya Arşivi