Hayrettin Karaman

Hayrettin Karaman

Yar ile bayram

Yar ile bayram

Bayram'ı imdi Bayram'ı imdi

Bayram edersin yar ile şimdi

Hamdü senalar hamdü senalar

Yar ile bayram kıldı bu gönlüm


Hacı Bayram-ı Velî böyle demiş.

Onun gönül bayramı yar ile olmuş; yar olmasaydı, yâri bulmasaydı bayram edemeyecekti.

Allah'ın has kulları, kendilerini yardan gaflete düşüren her şey ile ilgilerini asgariye indirirler ki, zikir (huzur, onunla olmak) daim olsun! Bu manada onlar daima oruçludurlar.

Sıradan insanların orucu belli şeylerden uzak durmakla olur; onların orucu ise "yar ile araya giren her şey"den, "sevgi, ilgi, şuur, meftuniyet..." olarak uzak durmakla gerçekleşir.

Bir kutsî hadis mealen şöyledir: "Kulum feraiz ve nevafil (farz ve nafile ibadetlerle) bana yaklaşır da sonunda onu severim; sevince de onun gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı olurum...".

İşte ibadetlerle Allah'ın sevgisine mazhar olan, bu sevginin meyvası olarak da varlığını Rabbine veren, bütün organlarını O'nun rızasını tahsile tahsis eden kul bu devlete erince "yar ile bayram" eder. Böyle bir ilişki içinde oruçla bayram iç içe girer; her oruç (ibadet, zikir) bir adım yaklaşma, her yaklaşma bir bayramdır.

Yar ile bayramdan her kulun nasibi yok mudur?

Olmaz olur mu?

Gece tatlı uykunuzu bölüp sahur yapmak için kalktığınızda, neşe içinde Allah ne verdiyse ölçü içinde yiyip yedirirken bu sevgiyi (yakınlıkla elde edilen ilahi muhabbeti) hissedersiniz.

Akşam iftar sofrasına oturup nimetler size bakarken "O'ndan yeme izni gelmedikçe" onlara elinizi uzatamadığınızda O'nunla -teşbihte hata olmasın- yüz yüze gelmişcesine bayram sevincini hissedersiniz.

Açlık ve susuzluğun ne demek olduğunu bir daha hatırlayıp ömrü böyle geçenlere el uzattığınızda, onların ihtiyaçlarını "Yâr'in rızası için" giderdiğinizde müşahede ettiğiniz sevinç sizde "yar ile bayram" olur.

Ramazan Kur'an ile daha çok içli dışlı olduğumuz bir aydır. O'nun kitabını okudukça, dinledikçe, üzerinde düşündükçe "Yar ile sohbet" elverir; yar ile sohbet onunla bayramdır.

Üç yıl önce Mescid-i Haram'a veda ederken gönülden dile gelenler şöyle idi:

....

Gelip de buralara

Dolanıp da evinin etrafını

Orada ve burada

Kılıp da namazları, eyleyip de niyazları

Okuyup da kitabını

Hatırlıyoruz unuttuğumuzu

İşte zikir budur

Hatırlamak unuttuğumuzu, uyandırmak uyuttuğumuzu

Ya Rab,

Uyutmak istemiyoruz ruhumuzu

Unutmak istemiyoruz duyduğumuzu

Ta ezelde

"Rabbiniz değil miyim" dediğinde duyduğumuzu

"Evet, Rabbimizsin" diyerek çağrına uyduğumuzu

Bunun için öptük

Ezeli ahdimizin mührünü, kara taşımızı

Makam-ı İbrahim'de "Ahdimizdeyiz, sözümüzdeyiz" dedik

Yerlere koyup başımızı

Ya Rab,

Bitsin artık hasret

Vatan olsun gurbet

Ebedî vatan

Sana en yakın olduğumuz an

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hayrettin Karaman Arşivi