Serdar Arseven

Serdar Arseven

Bir haksızlık daha...

Bir haksızlık daha...

Gel de Yeni Akit alma! Gündem hayli zamandır birkaç konuya kilitlenmiş durumda...

Vatandaş; sıranın ne zaman “kendi meselelerine” geleceğini bilmeksizin şöyle göz ucuyla takip ediyor, “güç” mücadelesini...
Dert bir değil elvan elvan...
Esnaftan başla, emekliye, öğrenciye, işçiye, işsize kadar kim varsa, “yaşamı sürdürme” mücadelesinde...
Hükümetin sistemi “askeri vesayetten” kurtarma ameliyesi hayli zaman alacağa benzer...
Bu arada, vatandaşın temel meselelerinden bir bölümü, korkarım ki gürültüye gider.
Bizler; yani bu garip kardeşiniz yönetenlerle her daim bir arada olabilme ve problemlerini direkt olarak muhataplarına iletebilme avantajından istifade bir şeyler yapmaya çalışıyoruz...
En azından; “Vatandaşın böyle bir derdi de var!” bilgisini iletebilmek yaptığımız.
Bu sütun aracılığıyla ve gerektiğinde yüz yüze!..
Az veya çok; adımız Hıdır, elimizden gelen budur!..
İşte; binlerce fen-edebiyat, ilahiyat mezununu vuran “pedagojik formasyon sertifikası alabilmek” yani öğretmenliğe adım atabilmek için “28 Şubat dönemi mezunlarından da 4 üzerinden 2.5 diploma notu” şartı, “eski mezunlar” için kaldırıldı.
Çorbadaki bir tutam tuz bizimse, şükür.

Yine eğitim, yine bir başka mesele...
Sayın YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, Muhterem Hocam:
Bu işte ölesiye ısrarlıyım.
“Meslek okullarını ve ilk hedef olarak İmam Hatip’leri vuran şu katsayı haksızlığı” sizin dönemizde ortadan kalkmazsa eğer, benim ve yüzbinlerce okuyucumun iki elleri “ahiret”te de yakanızda!..
Tamam, bu dönemde haksızlığın boyutu bir ölçüde küçültüldü.
Ancak, bu küçüğün de hazmı çok zor Hocam.
Siz gelmezden önce, makas 40-50 soru mu neydi... Şimdi, duruma göre, beş, altı, yedi soru filan oluyormuş...
Yüz binde birlik farkların üniversite kazanmak ile kazanamamak arasındaki makası ifade ettiği bir sınavda, beş, altı, yedi soru ne demek!..
Bir “soru” uğruna Hocam, ne istikballer kararıyor!..
Hiç kimsenin “Eh, bu da iyidir!” deme lüksü yok.
Haksızlığın küçüğü büyüğü olmaz.
Bu işler “ehven-i şer”i kaldırmaz...
Ben Hocam, Ticaret Lisesi mezunuyum.
Hatta İktisat Fakültesi ve M.Y.O. Turizm-Otelcilik (Muhasebe) mezunuyum...
Baktım ki, muhasebe filan bana çok uzak...
Bir defteri, belgeyi on yıl saklayacaksın, yazın inci gibi olacak, dosyalarını ip gibi dizeceksin...
“Ohooo, benim gibi savruk, dağınık bir adam ‘muhasebeci’ olsa, hem devlete yazık hem de mükellefe” dedim...
Hocalarım da, “Senden matematikçi, fenci, muhasebeci filan olmaz... Sende varsa çene var, bir de hayli sivri bir kalem” kanaatinde birleşince...
“Ya Allah” diyerek “Edebiyat Fakültesi”ne yöneldim.
Bugünkü sistem olsaydı, edebiyatı filan kazanamazdım; milletin başına bela bir muhasebeci olarak, sevmediğim işte “sebat” ederdim!..

Bunlar aslında boş laflar; bir insanı “emmisinin yazdırdığı” mesleğe devam mecburiyetinde bırakmanın ne büyük zulüm olduğunu siz herkesten iyi bilirsiniz Hocam...
Çocukları hiçbiri meslek okuluna gitmeyen ve Allah’ın izniyle gitmeyecek olan bir baba olarak yalvarıyorum; kaldırın bu zulmü...
Bu işten benim “düz liseli” çocuklar bir miktar zarar görebilirse de “Vatan sağolsun” modundayım şu an.
Ortam böylesine müsaitken...
O kadar ki; “YAŞ” toplantısı -bile- Sayın Başbakan’ın “tek başına başkanlığında” icra ediliyorken...
Yargı millete iyice yaklaşmışken...
Kırın atın şu “makas”ı...
Allah aşkına!..
YENİ AKİT ALMA DA GÖR!..
Bir de şu mesele; eksik olmayın binlerce mesaj gönderiyorsunuz...
“Yeni Akit’ten başkasının pek ilgilenmediği meselelere el atan” ve “maksat kamu yararı olsun” diye canını dişine takmış bulunan bu kardeşinize takdir, teveccüh o biçim.
Eksik olmayın da...
Kimileri “sadece internetten” idare ediyor gibi gelmekte bana...
Bak kardeş; bu hizmetlerin sürmesi, etkinliğini arttırarak sürmesi için el ele vereceğiz.
Onun için de, bayiden, temsilciden “en az birer adet” Yeni Akit gazetesi “satın alacağız.”
İnternetten takip et tamam, et de, burayı da ihmal etme!..
Biz böyle taşeron işçilikten sözleşmeliye, esnafından memuruna, işlisine, işsizine koşarken...
Birileri “Bana ne” derse, ayıp olur.
Bu Bayram, “Yeni Akit”e destek vermenin “aslında kendine destek vermek” olduğunu idrak için iyi bir fırsat sunuyor bizlere...
Bilmem anlatabildim mi “ilgili” okuyucum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi