Son zamanlarda hep söylüyorum: Hiçbir anne, evladının ölümüne siyasî anlam yüklemez!... Ölen ister Mehmetçik, ister dağdaki Kürt genci olsun, ölümlerin ortak paydası, ana yüreğine düşen ateştir. Atalarımız “Ağlarsa anam ağlar/Gerisi yalan ağlar” mısralarını boşuna söylememiş. Her ana askere gönderdiği oğlunun eve sağ-salim dönmesini ister/bekler. Oğlunun cenazesinin gelmesini hiçbir anaya, hiçbir gerekçe ile açıklayamazsınız. Ateşin ana yüreğine düştüğü an, tüm siyasetin, tüm stratejilerin iflas ettiği andır... O yürek ateşini hiçbir teselli söndüremez. Her ana, oğlunun yaşadığı toprak olarak görür vatanı; nâşının gömüldüğü toprak olarak değil. Bırakalım terörü, bırakalım Türkiye’nin bölünmesini, bırakalım “Özgür Kürdistan”ı... Dağdaki Kürt gencinin anası da, eve evladının ölüsünün gelmesini istemez. İster kandırılmış, ister gönüllü, isterse zorla deyin; dağa çıkarılan her genç arkada bağrı yanan, evladının dönüşünü büyük bir ümitle bekleyen bir ana bırakır. Her iki ana da aynı kaderi paylaşmaktadır aslında. Biri Türkiye’nin bölünmemesi için, öteki “Özgür Kürdistan” için canını veren çocuğunun acısını yaşamaktadır. Garip bir tecellidir bu... Her iki anayı hem ölüm ayırır, hem de ölüm birleştirir. ¥ Kürt anaları, dağa çıkan çocuklarının ölümüne engel olmak için 19 Ağustos’tan beri, ordunun bombalarına karşı canlı kalkan olmak üzere dağlarda. Sivillerin üzerine bomba yağdırılmayacağı düşüncesiyle, çocuklarını korumak için gerçekleştiriyorlar bu eylemi. Bu eylemin arkasında hiçbir siyasî kurgu olmadığını düşünelim ve her ananın bu eylemi, tabii “ana olma” ve “çocuğunu koruma insiyakı”yla gerçekleştirdiğine inanalım... Yapılan eylem, analar ve çocukları için kendi içinde mantıklı ve tutarlı bir eylemdir. Sivil hedefleri bombalamama konusunda hassasiyet gösteren Türk ordusu, analarla kuşatılmış bir grup örgüt mensubunu bombalamaz... Böyle bir riski göze alamaz... (Ranya-Kortek’teki sivil katliamın arka yüzü bir gün ortaya çıkacaktır.) Bütün Kuzey Irak’ın ve Şırnak, Hakkâri dağlarının analar tarafından canlı kalkan olarak kuşatıldığını düşünürseniz, ordu tek bir bomba bile atamaz. Böylece dağdaki Kürt gençleri, ölümden kurtulmuş olur. Canlı kalkan olan barış annelerine bir teklifim var... Kanın durması için büyük katkılarınızın olma ihtimali yüksektir. Gelin, çocuklarınızı asker bombası ve kurşunundan korumak için gerçekleştirdiğiniz canlı kalkanları, Mehmetçik etrafında da oluşturun. Her karakol ve askerî birliği bedenlerinizle kuşatın. Her askerî konvoy etrafına bedenlerinizi siper edin. Mümkün olan yerlerde, tek tek Mehmetçiğe siz siper olun... Böylece oralarda sizler de olduğunuz için, dağa çıkan çocuklarınızın saldırılarından korumuş olursunuz Mehmetçiği. “İki taraflı ateşkes, operasyonlar durdurulsun” gibi, temenniden öte gidemeyen sözler yerine, sonuç alıcı bir adım atılmak isteniyorsa, barış annelerine büyük görevler düşüyor. Çünkü gerçekleştirdikleri takdirde iki taraflı canlı kalkan eylemi, ateşkesin gerçekleşmesi ve temennilerin fiiliyata geçmesi için önemli bir adım ve kanı durdurmak üzere, sonuca götürecek en etkili yollardan biri olacaktır. Yazımı bitirirken teklifimi tekrar ediyorum: Eğer gerçekten samimi iseniz, canlı kalkan eylemlerini hem dağlarda çocuklarınızın etrafında oluşturarak ölmelerine engel olun; hem de Mehmetçiğin etrafında oluşturarak, çocuklarınızın kan dökmesini engelleyin. Bunu yapmazsanız, çoook ana yüreği yanacak demektir.