Taha Kıvanç

Taha Kıvanç

Ne olur bana farklı bir ‘Bir Bilen’, lütfen...

Ne olur bana farklı bir ‘Bir Bilen’, lütfen...

Benim ‘Bir Bilen’im ile Habertürk’ten Serdar Turgut’un ‘Bir Bilen’ dediği kişiyi nasıl değiştirebilirim, bir bileniniz var mı?

Serdar Turgut ‘Bir Bilen’ adını taktığı kişiyle görüşmelerini hayli zamandır okurlarıyla paylaşıyor. Amerika gezilerinde değişik yerlerde buluşup görüş alış-verişinde bulunuyorlar genellikle; bazen de, ‘Bir Bilen’ kendisini telefonla arayıp Türkiye’yi ilgilendiren gelişmeleri yorumluyor.

İstihbarat kökenli olduğunu, çocuklarının Harvard’ta okuduğunu, emeklililik günlerini New Jersey’de geçirdiği halde sıkça Washington’a gittiğini biliyoruz HaberTürk yazarının anlatımından...

Tabii bu kimlik bilgileri aldatma amaçlı değilse...
Dün benim ‘Bir Bilen’ aradığında, sabahın köründe okuduğum ‘Bir Bilen’ sıfatlı tanıdığının anlattığı gönlümü okşayan yazısının etkisi altındaydım: “Washington’da da çok özel bir şeyler oluyor; yılların yerleşik yapıları yerinden oynuyor” demiş ‘Bir Bilen’...

ABD yönetimindeki Yahudi kökenli bürokratların konumu zayıflamış... New York Times bile “Artık İsrail politikalarında değişim şart” noktasına gelmiş... Sözlerini, “Ankara’nın aldığı İsrail’le ilgili kararlar rasyonel ve zamanlama da mükemmel” diye tamamlamış ‘Bir Bilen’...

Henüz gecenin yoğunluğunu üzerimden atamamışken karşıma çıkan bu iyimser tahlil yüreğimin yağını nasıl eritti, anlatamam. Kendimi, “Bugünüm iyi geçecek” diye motive etmeye başladım. Tam önümde serili kümeye elimi daldırıp bir sonraki gazeteye doğru hamle edecektim ki, ekrana yansıyan ‘202’ alan kodlu numarasından ‘Bir Bilen’ olduğunu anladığım kişi arayıverdi. Bu, benim ‘Bir Bilen’...

Zihnimden saat farkını hesaplamaya çalıştım; gecenin hayli ilerlemiş bir vakti olmalıydı Washington’da...

Türkiye’ye ve Ak Parti’ye olumlu yaklaşan nâdir yabancılardan benimki. Ak Parti kurulduğunda ABD’nin Ankara Büyükelçiliği ve başkentindeki bürokratları içtikleri çayın bardakta kalmış çözeltisine bakıp “Bunların geleceği yok” der iken, yalnız başına kalma pahasına farklı şeyler yazıp söyleyen küçük azınlıktandı. Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül’ün 2002 kışı New York ve Washington çıkarmasında bütün konuşmalarını dinleyenler arasındaydı.

Telefonda ilk söylediği “Seninkiler İsrailli politikacıları hafife almıyorlardır umarım” cümlesi oldu. Netanyahu’nun uzun yıllarını ABD’de geçirdiğini hatırlattı; ailesiyle yaşamış ve okumuş... Sonra da İsrail’in BM temsilciliğine getirilmiş New York’ta...
“1990’larda politikaya atıldığını, çok genç yaşında başbakanlık yaptığını unutmayın” dedi bana.

“Her türlü politik ayak oyununu iyi bilir ve mükemmel uygular.”

Dostuma göre, Netanyahu İsrail’in ‘askeri-endüstriyel mekanizması’nın en uyumlu çarklarından biri. “Gençliğinde operasyonlara katılmış, özel bir vurucu timin liderliğini yapmıştır. 1990’ların sonunda bir mali skandalla köşesine çekilmek zorunda kalmıştı, yeniden başbakanlığa yükselmesini kimler sağladı dersin?” Bu sorusu üzerinde fazla düşünmem gerekmedi.

Washington’da gecenin bir vaktiyken arayıp söylediği özetle şu: “Çok yönlü bir savaşın parçası haline çekilmek isteniyor Türkiye... Komşularıyla ‘sıfır sorun’ amaçlayan, silâhlı muhalefete bile karanfil uzatan, refaha ve barışa çalışan yumuşak gücünü önemseyen bir ülke olmaktan uzaklaştırılıp ‘içte savaş dışarıda da savaş’ noktasına sürüklenmek...”

Benim ‘Bir Bilen’ istihbaratçı değil, bürokraside bulunmuşluğu da yok... Amerikalı, ama Amerikan politikalarına karşı... Bir özelliğini daha yazsam Washington’u bilenler tanıyacaklar; onun için sıfatlarını burada kesiyorum.

“İsrail’in açık hamlesi, Pentagon’un ne zamandır zorladığı ‘erken uyarı sistemi’ ile ilgili Türkiye’nin direnişini ortadan kaldırdı. Gizli hamleleri ise Ak Parti’nin ‘açılım’ ile amaçladığını tersine çeviriyor. Asker geriletiliyor denirken askeri ön plana çıkaran gelişmeler bunlar...”

Oynananın bilinen bir ‘oyun’ olduğu kanaatinde: “CIA’den Miles Copeland’ın ‘Milletler Oyunu’ kitabında anlattıklarını hatırla: Bir hamle, bir hamle daha; tam ‘Kazandım’ diye bağıracağın sırada ‘Şah Mat’ oluvermişsin... Aman dikkat...”

Görüyorsunuz, ‘Bir Bilen’in bile kötümseri düşüyor bana...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Kıvanç Arşivi