Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

N’olacak bu dünyanın hali!

N’olacak bu dünyanın hali!

Dün kahinlerin dediklerini, teolojik beklentileri yazdım. Batı batıyor. ABD de..

Batıda kehanet, bizdeki gibi anlaşılmaz.. Kehanet onların inanç sisteminde güvenilir bir kaynak hükmündedir.. Kahinlerin söyledikleri gerçek olmasa bile, politik olarak ve toplumsal açıdan gerçek hayata yön veren bir etki gücüne sahiptir..
Hatta büyük bir iddia olacak ama, bilimsel gerçekler dedikleri öngörüleri zaman zaman bir kehanete de dönüşebiliyor.. Fukuyama ya da Huntington’un, “Tarihin sonu” ya da “Medeniyetler arası çatışma” dedikleri de bu değil miydi bir bakıma..
İsrail’e hayat veren Siyonist planlar bir kehanetin ürünü değil mi sonuçta?
Roma, Paris, Londra, Washington aslında Tapınakçıların esoterik planlarının kapsama alanı içindedir bir bakıma.
Dolar başlı başına kağıdı altına çeviren bir büyücünün yaptığı bir illüzyondan başka bir şey değil..
Modern kahinler, bazen bilim adamı şapkası ile çıkıyorlar karşımıza, bazen bir iş adamı, bazen bir politikacı ya da gazeteci kimliği ile. Bize “yeryüzünde bir cennet ve ebedi bir hayat” vaat ediyorlar, ama vaat ettikleri şeylerin sonuçları bütün çıplaklığı ile önümüzde duruyor: Hava-su-toprağı kirlettik.. Savaş ve terör korkusu ufkumuzu karartıyor.. Tabiatın genlerine müdahele etmek isteyen güçler hoyratça deneyler yapıyorlar..
Şu işe bir anlam verebilen var mı: Hem ABD batıyor diyoruz, hem dolar yükseliyor..
İkisi de gerçek.. Bu gerçek, piyasanın ne kadar sun’i, spekülatif, manipülasyona açık olduğunu göstermeye yeter de artar bile.
Siyaset de öyle.. İran’ın varlığı, ABD’nin bölge devletleri üzerinde birtakım baskılarına gerekçe oluşturuyor.. İsrail böyle bir İran’ın varlığından memnun. Kendi de böylece batılılar üzerinde baskı uyguluyor. Kendi politikalarına bu şekilde meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. İran da memnun, bu baskıları gerekçe göstererek içeride denetim sağlıyor ve kendi planlarını gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu olağanüstü politikalarına gerekçe oluşturuyor..
Herkes bu işten memnun..
Krizi yönetebiliyorsanız kârlı çıkarsınız.. Sonuçta bu kriz herkesin işine yarıyor..
Ama öte yandan dünya bu kargaşa içinde farkında olmadığımız bir şekilde bir yerlere sürükleniyor..
Japonya ve Almanya yıllarca dolar stokladı. Şimdi Çin stokluyor.. ABD’ye karşı bir koz olarak kullanacakları dolarlar şimdi başlarına bela oldu. Satsalar zaten çökmek üzere olan sistemi bir anda çökertebilir, o zaman da ellerindeki trilyonlarca dolar kağıt parçasına, çöpe dönüşür.. O zaman doları yaşatmaları, Amerika’yı yaşatmaları gerekiyor.. Amerika ve dolar yaşasın ki, kendileri de yaşasınlar.
Ama nereye kadar..
Dolar çöktüğünde, Amerika da, Çin de, Hindistan da, Japonya da, Kore de, Almanya da çökecek. Almanya çökerse Euro sistemi de çöker.. Merkez bankasında dolar stoku bulunduran herkes, dolar hesabı olan herkes, o ölçüde bu çöküşten payına düşeni alır.
Kennedy niçin öldürüldü? Şimdi öğreniyoruz ki, Kennedy, Amerika’nın yeni bir para sistemine geçmesini istiyordu.. Onun için öldürüldü.
Dolar Amerika’nın parası değil. Amerika devleti bu parayı belli bir yıllık faizle kiralıyor.. Para Amerikan derin devletinin örtülü KİT’leri tarafından üretiliyor. FED bu işin taşeronu. Obama şimdi bu temel soruna bir çözüm arayışı içinde.. Çin, uluslararası ticarette ve vadeli işlemlerde geçerli olacak başka bir para birimi ile eldeki döviz stoklarının değiştirilmesini istiyor..
Bu paraların Amerika’ya dönüşü devam ettiği sürece Amerika’nın hiçbir zaman iki yakası bir araya gelmeyecek. Amerika geleceğini tüketmiş bir ülke.. Savaş, kriz, sömürü düzeni olmadığı takdirde zenginliğini sürdüremez.. Artık internet ve GSM’ler üzerinden insanlar bazı gerçeklerin farkına varmaya başladı.. Filler karıncalarla baş edemez hale geldi. Büyü bozuldu..
Gerçek kıyamet ne zaman kopar bilmem ama, kızılca kıyametin kopması için fazla bir zaman kalmadı.
ABD ve batı, geleceğini tüketen ülkeler.. Zenginler batarken, baldırıçıplaklar yükseliyor! Bu ülkeler arasında da, ülke içindeki güç dengeleri arasında da böyle..
ve 2. Dünya Savaşı sonrası oluşan, ekonomik, siyasi, sosyal ve uluslararası düzen ve kültür hayatı, yaşam tarzı buraya kadarmış.. Büyük Ortadoğu değil, şimdi yeni bir dünya düzenine ihtiyaç var.. Sınırlar da değişecek, rejimler de, iktidarlar da el değiştirecek, servet de.. Yeni bir dünya kuruluyor ve bizler, tarihin yaşayan tanıklarıyız.. Görelim Mevlam neyler. Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi