Hasan Aksay

Hasan Aksay

İsrail, kimin gücüyle nereye koşuyor?

İsrail, kimin gücüyle nereye koşuyor?

Uçak yedek parçaları pırıl pırıl ama atılıyor. “Metal yorgunluğu” tarihi geçmiş ilaç gibi. Hayati yerde kullanılamaz. Siyaset, toplum hayatının hayatıdır, tazelenmeli. Diktatörlük, güç vehmi uyandırsa da, doping ilacı gibi yanıltıcıdır. Siyonizm, yüz yıldan beri kendi kurum ve dalkavuklarının dopingiyle yaşıyor. Nereye kadar?
Neron’lardan Hitler, Musolini’ye, son olarak “Arap Baharı” davetçisi diktatörlere kadar hepsi, zalimin sonunu anlatan güçlü hatiplerdir. Zalimin güçlenmesi sonudur. Her zalim, “Ben başkayım” zannıyla ibret alamaz, batar. 132 yılında zafer kazanıp Yahudi devleti kuran Bar Kohba, Mesih bekleyen Yahudilerce, “Beklenen Mesih Kral” ilan edildi. Krallık 2 sene sürdü. Millet katliama uğradı. İbret oldu. Bu 132 yılda 65’ten fazla Mesih çıkmıştı. Bu ibretle üç asır Mesih çıkmadı.
1897’de ilk Siyonist kongre çalışmaları başlayınca, bu “güçsüz güç doğurma hareketinin” nereye gideceğini gören Rabbani Yahudiler ilk günden karşı çıkmış. Siyonizm, oluşturduğu medya, evrensel gizli örgütler, sermaye ve lobilerden siyasi tahakküm, tehdit ve sömürü ağı örgütlemiş, “Benden değilsen düşmanımsın” diyen bir zulüm zirvesi inşa etmiştir. Bu örgütler, onlardan çekinenler ve Kılıçdaroğlu gibi kuvvet gördüğü tarafın avukatlığına soyunarak, içeride dışarıda T.C. Hükümetine muhalif kim varsa, onlardan destek alıp kuvvet bulmaya çalışanlar, İsrail cinayetlerini, tam tersinden zafer olarak takdim ederek bu şımarıklığı tahrik ve teşvik etmişlerdir.
Ortadoğu’yu kan gölüne çevirip dünyaya meydan okuyan İsrail’in kendi gücü yok. ABD’nin her yıl tekrarlanan sadakasıyla yaşıyor. Dışı çok parlak, temeli ve yapısı çok çürük Siyonizm’in dörtlü evrensel organizasyonuna dayanıyor. Batı, BM ve çoğu kurum, bu dörtlüden çıkar umarak veya korkarak zulme destek. Milyonlarca Filistinliyi vatanından sürdü. Vatansız yaptı. Çocuk-kadın, yüz binleri şehit etti. Zindanlarda çürüttü. Sakat bıraktı.
Zulmün ömrü kısadır. Kan gölüne, vicdan gözyaşları da akar doldurur. Taşmak için damla bekler. Mübarek’in zulüm barajı doldu. İsrail’inki dolmadı.
Dolmuyor çünkü: Siyonizm’in, dayanıksız ama birbiriyle karanlıkta paslaşarak güç doğuran, yedi katlı bir sihirbazlığı var. 1) Siyonist merkez. 2) Medya. 3) Evrensel gizli örgütler. 4) Sermaye. 5) Lobiler. 6) Bu 5 örgütü kendi çıkarı için yararlı bulan yandaşları. 7) Bu altılıdan korkarak, “kraldan fazla kralcı” olanlar.
İsrail’in suç barajını doldurmayan, bu örgütlerdi. İsrail’in döktüğü kan taşıyor fakat suç barajına damla düşmüyor. Çünkü gazeteler, localar, lobiler, yandaşlar hep bir ağızdan, “Suç ölende, İsrail zafer kazandı” diye ilan ediyorlar.
Ulaşım, iletişim, bilgi çağı imkanları, bu sihirbazlığın çarklarına çomak soktu. Ve baraj dolmaya başladı. 1) İsrail, öylesine katılaştı ki, en muhtaç olduğu yerde özür dileyip yolunu açamıyor. 2) Örgütler eskidi. İnsanlık, oyunun farkına vardı. 3) Bilgi çağı, gizlilikte yırtıklar doğurdu. 4) Örgütler, maskelerini düşüren telaşlara kapıldılar. Ortaya çıkmadan, Abdülhamid Han’ı tahtından indirip, Selanik’te Yahudi Alatini Efendi’nin evinde gözaltına aldıran Masonlar, Türkiye’deki başörtü yasağını devam ettirebilmek için Paris’te toplanıp Türk biraderlerine, “Halkın % 80’i istese de izin vermeyin” diye meydana döküldüler.
Artık suç barajının dolduğunu herkes görmektedir. Büyü çözüldü. İnsanlar, ölümü göze alıp Gazze’ye yardıma koşuyor. BM raportörleri, Yahudi Goldstone dahil “Gazze kuşatması zulüm” diyor. Düne kadar “İsrail cinayetleri” hakkında kilit açmayan yetkili ağızlar, artık İsrail’i ciddi olarak suçluyor.
İsrail, dostlarını yalnızlaştıran, onlara yük olan bir yere geldi. ABD’nin eski Savunma Bakanı Robert Gates, İsrail hükümetinin, Amerika’yı dünyada yalnızlaştırdığını söylüyor, “Tel Aviv, uyguladığı politikalarla, ABD’ye nankörlük etti” diyor. Burada üç önemli nokta daha var. Gates, bu sözleri nerede söylüyor? Tepki ne? Gazeteler ne diyor?
1) Gates, bu konuşmayı ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nde yapıyor. 2) Konsey üyelerinden bir tepki gelmiyor. 3) Şimdiye kadar görülmemiş bir hal olması nedeniyle medya bu tepkisizliği de özellikle not ediyor.
Görülen o ki İsrail, zulüm yolunun sonuna gelmiştir. İsrail’in güç aldığı, dayandığı tüm örgütler, çıkar kaygısıyla yanındadır. Çıkar istikameti hızla değişmektedir. İsrail, Arap baharına direnen diktatörlerden daha şanslı değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi