Hayrettin Karaman

Hayrettin Karaman

Kurban ve Bayramı

Kurban ve Bayramı

Biri çıkıyor “Ben hacca gittim ama şeytan taşlamadım; çünkü bu Kur'an'da yok” diyor, bir başkası “Hayvan kesmek şart değil, hatta hayvanlara yazık, kesmemeli, bundan maksat mali yardımdır, bedeli para olarak yoksullara verilmeli” diyor, halkın kafası karışıyor, telefona ve kaleme sarılıp benim gibi ilgililere başvuruyorlar; bu yüzden mübarek bayram günü daha duygu, anlam ve hikmet yüklü bir yazı yazmak yerine düz fıkıh hükümlerini yazmak mecburiyetinde kalıyorum.

Eğer biri çıkar da “Ben şunu kabul etmiyorum; çünkü Kur'an'da yok” diyorsa ben bunlara “sünnetsiz” diyorum ve halkıma da “Sünnetsizlerin peşinden gitmemelerini” tavsiye diyorum. Bütün hak dinlerin peygamberleri vardır ve peygamberi -tebliğ, açıklama, örneklik ve tamamlama bakımlarından- devreden çıkardığınız zaman sahih dinden uzaklaşmış olursunuz.

Sünneti kabul ettiği halde usule uymayan tevillerle, delil olmayan nakıllerle (şiir, felsefe vb.) genel olarak genç hayvan kesimine ve özel olarak da Kurban Bayramı'nda ve hac ibadetinde kurban kesmeye karşı çıkanlara, kurban kesilmeli diyenlere de incitici sözlerle mukabele edenlere gelince:

1. İslam'ın kaynaklarında genç hayvanların kesilmesinin caiz olmadığına dair bir delil şöyle dursun, bir işaret bile yoktur.

2. Genç yaşlı farkı gözetmeden (tabii belli yaşını doldurmuş olmak kaydıyla) kurban kesme ibadeti Peygamberimiz (s.a.), ehl-i beyt, sahâbe ve daha sonraki nesillerin tamamı tarafından uygulanmıştır.

3. Peygamberimiz, ehl-i beyt, ermişler, Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Mevlânâ, Yunus… -yükümlü olanları- kurban kestiler ve hepsi kurban dahil et yediler.

4. Hz. İbrahim'in oğlu İsmail ile geçirdikleri büyük imtihandan sonra Allah Teâlâ'nın onlara gönderdiği kurban, “kurbanlık bir hayvan” idi ve bunun, Hz. Hüseyin'in şehadeti ile uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur. El-Mîzan gibi muteber Şîî ulemanın tefsirlerinde de, Sünnî alimlerin tefsirlerinde de bu “büyük kurban” dan maksadın, bu büyük imtihan sonunda Hz. İbrahim'e Allah tarafından hediye edildiği için “büyük olan” kurbanlık hayvan olduğu ifade edilmiştir.

5. Balık ettir, tavuk ettir, küçük ve büyük baş hayvanların etleri ettir. Biri çıkar da “bunların ölüme yakın yaşlılarından başkasını kesmeyelim, sudan çıkarıp öldürmeyelim, insanlar da et yerine daha çok başka şeyler yesinler” derse “merhamet duygusunun bu denli kemale ermiş olması” takdir edilir, bu duyguya saygı gösterilir, ama bu bir fıkıh hükmü olmaz, kimse bunu uygulamaya yanaşmaz. Şu halde ikide birde “kurban hayvan kesmek değildir, et şöleni vb.” sözleri tekrarlayarak halkın dini duygularını rencide etmemek daha uygun olur.

6. İbadetlerden hangisinin, hangi şartlarda bedeli ile yerine getirilebileceğinin usulü ve kuralları vardır. Mesela oruç tutmak yerine fidye verebilmek için ortada ciddi bir mazeretin bulunması gerekir. Hacca bedel göndermek için de gönderenin bizzat gitme imkanından mahrum olması şarttır. Biz “şundan şu lazım gelir” diyerek bu usulü ve kuralları değiştirmeye kalkarsak hayırlı değil, zararlı bir sonuca ulaşırız.

Hasılı bırakalım Müslümanlar, asırlardan beri alimlerinden aldıkları bilgiler ve fetvalara göre ibadetlerini yapsınlar, onların kafalarını karıştırmayalım, ibadet duygularını zedelemeyelim.

Cümleye hayırlı, bereketli, feyizli bayramlar diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hayrettin Karaman Arşivi