Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İnsanlık buysa, üstü kalsın

İnsanlık buysa, üstü kalsın

Yıllar önceydi, Ankara-İstanbul otobanında grup halinde bir otobüsle seyahat ediyorduk ve önümüzde de Kars plakalı bir kasaba minibüsü gidiyordu. Minibüsün arkasında “yol edebiyatı” üzerine çeşitli yazılar vardı.
Otobüsün kaptanına rica edip, minibüsün arkasındaki yazıyı okumak istediğimi, hızını biraz artırmasını söylemiştim. İsteğim yerine geldi ve minibüsün arkasındaki yazıyı okumuştum. Gazete harflerinden kesilerek yazılan ifade şöyleydi:
“İnsanlık buysa üstü kalsın” diyordu. Yazının altında da bir cep telefonu vardı. Telefonu arayıp, bu yazının hikayesini öğrenmek istediğimi söyledim ve Bolu civarında bir yerde mola vererek, minibüs şoförüyle tanışmış ve hikayesini öğrenmiştim.
O günlerde bu mevzuyu yazmıştım. Kısaca yine paylaşarak asıl mevzuma geçeyim. Minibüs şoförüne sordum, “Nedir bu yazı” diye. Şöyle cevap vermişti:
“Ağabey benim param pulum yoktu ama şoförlüğüm iyiydi, parası pulu olan birisi dedi ki, ‘Parasını ben vereyim, sen minibüs al, çalıştır, kazancının yüzde seksenini bana ver, gerisi senin olsun.’ Ben bu sözün üzerine gerekeni yaptım ve çalışmaya başladım.
İki ay sonra adam gelip arabayı elimden aldı. Bunu öğrenen bir başka zengin gelip para verdi ve ‘Aynı şartlarda bana çalış’ dedi. Elde yok avuçta yok, ona da ‘olur’ dedim. İki ay sonra gelip o da arabasını aldı. Şimdi bu minibüs üçüncü adamın aldığı araba. O ne zaman geri alacak bilmiyorum, o yüzden, “İnsanlık buysa üstü kalsın” yazdım.
Evet, geçmişteki hikayemiz böyleydi. Şimdi o yüzde yirmilik minibüs sahibi ne haldedir bilmem. Biz bugüne dönelim ve “İnsanlık buysa üstü kalsın” sözüne bir başka örnekle devam edelim.
Adana’da “Köprübaşı Yardımlaşma Derneği” adında hayır yarışı yapan bir sivil platform var. Bu hayır yarışına hizmeti geçenlerden biri de Adanalı iş adamlarından Bekir Fevzi Yıldırım’dır. Geçen gün Bekir Bey aradı ve bir talepte bulundu.
CHP’liler; din, diyanet, Kur’an, namaz, hac, zekat denilince kaçacak delik ararlar ve asla yan yana gelmek istemezler. öcü görmüş gibi hangi deliğe gireceklerini bilemezler. İşte böyle bir hadise Ankara’nın Elmadağ İlçesi’nde yaşandı.
CHP’li önder Sav denilen şahıs Elmadağ’a gider. Sav’ın Elmadağ’ına geldiğini duyan köylü vatandaşın biri de Sav’ı ziyaret etmek ister ve emeline ulaşarak yanına kadar gelip, hacca gitmek istediğini fakat parası olmadığı için gidemediğini söyleyip yardım ister.
Sav hayatı boyunca böyle bir taleple hiç karşılaşmamıştır. çünkü duygu ve inanç dünyasında, böyle bir şey yoktur. “Hac” kelimesini duyar duymaz, vücut kimyasında depremler oluşur. Kaçacak yer arar ama bulamaz. çaresiz karşısındaki ihtiyara bir şeyler söylemek ister ve kimyasına uygun sözler sarf eder.
Hatırlayanlar olacaktır, ne demiştir; “Araplara niye para yediriyorsun, oraya gidersen, Muhammed seni bırakmaz” gibi son derece saygısız ve seviyesiz sözler etmiştir. İhtiyar, bütün bu aşağılamalara rağmen hâlâ isteğinde direttikçe, Sav da hakaretlere devam etmeyi sürdürmüştür.
Her neyse, Sav’ı inandığı tanrılarla baş başa bırakarak ben meseleme döneyim. Haberi izleyen Adanalı iş adamları, Elmadağlı vatandaşımıza bir çağrıda bulunuyorlar, diyorlar ki; “Eşiyle birlikte kendisini istediği zaman Umreye göndermeye hazırız.”
Ben de bu çağrıyı bizim gazetenin muhabirlerinden Nazif Karaman’a iletip, ilgili şahsı bulabilirlerse, Adana’dan Bekir Fevzi Yıldırım’la irtibata geçmelerini ve kendilerini Adanalı iş adamlarının Umreye göndereceklerini söyledim.
Gariban adam, kim bilir kaç km uzaklıktaki köyünden gelmiş, Sav’ı adam yerine koymuş ve bir insanlık yapmasını istemiş. Gerçi Sav’ı kınamıyorum, kimyasına uygun hareket etmiş fakat yine de ihtiyar bir insana böyle yapılmamalıydı.
Yukarıda anlattığım minibüs şoförüne; “Parasını vereyim, araba al çalıştır, sen de kazan ben de kazanayım” diyerek iki ay sonra garibanın elinden minibüsü geri alanlar hangi partililermiş biliyor musunuz? Tahmin edeceğiniz gibi CHP’li. Bunlardan gelecek insanlık şöyle dursun, cep telefonlarına sahip olsunlar yeter.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi