Serdar Arseven

Serdar Arseven

İstiyorsan, yapabilirsin!..

İstiyorsan, yapabilirsin!..

“Büyük konuşurlar.”

Büyük “ideallerden” bahseder; yaptıkları işin ne kadar önemli olduğunu, ne bileyim, laik cumhuriyetin ayakta durması için, din, diyanet için, vatan, millet için ne büyük değer taşıdıklarından dem vururlar.

Senden hep fedakarlık beklerler; hep sen vermelisindir, hep sen...

Sağcı, solcu, ilerici, gerici, İslamcı, dinci, laikçi...

Bunlar birer “kılıftır”, sömürü çarkını örtmeye yarayan!..
¥
Yıllar geçer...

Ve bir bakarsın ki...

Mesela...

Kirli bir “Ergenekon-Balyoz” sürecinin basit bir oyuncusuymuşsun; tıpkı “Islak imza” rumuzlu sürecin bugün, “Yaptım ama tek başına mı yaptım?” diye sızlanma noktasında bulunan ve üstlerini de sorumluluk paylaşmaya davet eden “Miralay”ı gibi!..

Ve maalesef; bugün “Bizi amma da kullanmışlar” diyen bir dolu mesture var sağımızda solumuzda.

Gidin Emine Şenlikoğlu’na sorun...

Bu süreçte en kötü evlere düşen ve dahi akıl hastanelerine düşen “kaç bacımız var?” diye...

“Çooook” diyecektir...

“Sayılamayacak kadar çok!..”
¥
E, abi...

Onlar böyle perişan olur, perişan edilirken...

Bizim “varsıllaşan” İslamcı erkeklerimizin hali nicedir?..

Bir kısmının “cihat ruhu ile” uzandıkları Bosna’dan “alımlı” hatunlarla döndüğü malûmunuz...

Bosna’dan, Rusya’dan, Ukrayna’dan...

Olmadıysa, güzelim Anadolu’dan!..
¥
Şimdilerde...

Başörtüsü mücadelesine yıllarını vermiş, “İslamcı siyasetin” bolca oy ve para kazanmasına vesile olmuş...

İslamcı ticarete de bol bol “malzeme” taşımış mücahide kardeşlerimiz için bir şeyler yapana rastlamak mesele...

Abi, herkes ihale konuşuyor...

Herkes yatırım, herkes yer, koltuk kaygısında...
¥
Sadece başörtülüler değil; “İslamcı siyaset”in oluşturduğu bütün müesseseleri kurmuş olan rahmetli Necmettin Erbakan da vefasızlığın mağduru olarak gitmedi mi?..

İktidardan düştükten sonra maruz bırakıldığı sayısız hukuk dışı uygulama karşısında onu canla başla savunan medya organlarına bakın...

Bir Milli Gazete vardı, tabii olarak TV5...

Bir de, “vefa” adına, “Akit” kadrosu.

Oysa, o kaynaktan “beslenen” sivil toplum örgütlerinin tamamı ve medya organlarının tamamı ayağa kalkmalı değil miydi?..

Baktım; Yeni Akit’in İHH ile birlikte yürüttüğü “Somalili Yetimlere Destek” kampanyasında ulaşılan yetim sayısı 4200’ü bulmuş...

Dedim ki;

Yeni Akit bu noktaya geldi...

Ve..

Kimseden “medet” ummadan geldi.
¥
Yeni Akit mücadelesini veriyor, verebiliyor.

Demek ki, birtakım “payandalara” ihtiyaç yok.

Heraklitus, “Aynı nehirde iki kere yıkanamazsın” demiş.

Oğlu ise ona karşı çıkmış ve bir adım ileri gitmiş:

“Nehir aynı olmadığı için bir kez bile değil!..”

Geçmişten gelen tecrübeleri inkar ettiği için tam olarak doğru olmayabilir ama “Değişmeyen tek şey değişimdir” sözünün ne kadar isabetli olduğu da ortada.
¥
Değişmeden gelişmeye bak, arkadaş.

Yapabilirsin.

Tek mesele, neyi istediğini ama gerçekten istediğini keşfedebilmek.

Keşfedebilirsen, Allah’ın izniyle yaparsın.

Kendine acıma!..

İLGİLİLERİN DİKKATİNE!..

Bir mektup...

“Biliyorsunuz;

6191 sayılı yasa ile YAŞ (Yüksek Askeri Şûra) mağdurları bakanlıklara atandı. Fakat Ergenekoncular atanan arkadaşlarımıza

karşı hemen harekete geçti ve oralarda çalışmalarına müsaade etmeyeceklerini, bu kurumlara atananları kurumlara aldırmamak için mücadele başlattıklarını, arkadaşlarımıza ve devlet personel başkanlığına bildirdi. Maalesef Devlet Personel Başkanlığı da bu yönde tavır alarak arkadaşlarımıza başka kurum amirleri ile görüşüp kendilerine yer bulmalarını tavsiye ediyor.”
¥
Bu tür şikayetler bolca gelmekte.

Aman, YAŞ mağdurlarının mağduriyetlerine mağduriyet eklenmesin!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi