Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Topyekûn savaş

Topyekûn savaş

Bana kalırsa terör de dövizdeki yükseliş de Türkiye’ye karşı savaş açan birtakım odakların işi.

Hem Euro havzasında, hem de ABD’de kriz var diyeceksiniz, sonra da, global krizden en az etkilenen bir ülke olarak sizin paranız aynı dönemde %30 dolayında değer kaybedecek. Bunun bir anlamı var mı?
Merkez Bankası döviz satarak bu çabaları zor boşa çıkartır.. Onlarda bu para ve bizde bu istikamet varken, bu işler bugünden yarına, kolayca çözülecek işler değil. Bu konuda özel yetkili bir savcılığın bu işi soruşturması gerek..
Birileri Merkez Bankası’nın pilini bitirmek istiyor gibi sanki. Erdoğan’ın batıya kafa tutmasının arkasında Merkez Bankası’ndaki döviz stoğunun olduğunu düşünüyor olabilir..
Dövizdeki, özellikle de Amerikan Doları’ndaki yükselişi ile Euro’daki yükseliş arasındaki farkın da makul bir açıklaması yok..
Arap dünyasındaki ve Yunanistan’daki kriz biraz bu durumu etkilemiş olabilir ama bu ölçüde bir fiyat farkı çok makul değil. Öyle sanıyorum ki, dolar yakın gelecekte yükseldiği gibi düşecek de.
Bir kaynak, seçimden önce borsada ve döviz piyasasında birtakım dalgalanmalar olacağı tüyosunu vermişti.. O kaynak, o operasyonun bugün gerçekleştirilmekte olduğunu söylüyor.. Bu operasyonun amacı, hem iktidarı ve hem de Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak.. Doları önce 2000 liraya, sonra 2500 liraya çıkarmak ve bu arada sosyal olayları provoke etmek.
Bugün bu hareketi başlatanlar, yarın mediayı da kullanarak, STK’ları devreye sokarak, uluslararası merkezleri de harekete geçirerek bir anda iyimser havayı karamsarlığa çevirmek istiyor olabilirler..
Merkez Bankası’nın piyasaya sürdüğü dövizin nerede ise %50’si kadar daha fazla talep oluşturuluyor.. Bu bir meydan okuma da olabilir..
ABD’deki, AB ülkelerindeki karamsar ekonomik tabloların Türkiye’yi de etkisi altına aldığı kanaati yayılmak isteniyor sanki.. Hani Yunan kağıtlarına yatırım yapan Fransız, İtalyan, Alman şirketleri var ya, onların Türkiye’de de yatırımları var.. Bu şirketler, açıklarını kapatmak için Türkiye’deki yatırımlarını satmak isteyebilirler. Bu da ister istemez borsayı etkileyecektir..
Yani birileri Yunanistan’daki krizi de fırsat olarak görüyor olabilir..
Bana kalırsa dövizden kaçmak gerek. Özellikle bundan sonrası hem Türkiye’ye zarar verir, hem de bu spekülatif değer artışı, ani bir düşüşe dönüşecek olursa yatırımcı bu işten büyük zarar görür..
Zaten dolardaki bu artış ihracatçıları memnun ederken, ithalatçılar ya da dövizle borçlananlar için tam bir felakete dönüştü.. Bu işi kotaranlar, yükselişte de, düşüşte de vurgun yapmayı planlıyor olabilirler. Onun için bu oyunu bozmanın yolu, vatandaşın elindeki dövizleri satmasından geçiyor.
Bugün özellikle dolar karşılıksız basılan bir para. Karşılığı bir galon mürekkep ve birkaç palet kağıttan ibaret. Başka bir değeri yok. Hiçbir kumar bu para oyunu kadar acımasız değildir.. Bu bir kumar. Bu yeşil kağıt, büyülü bir kağıt..
Tahmin edin bakalım, bu operasyonun arkasında hangi ülkeler, hangi istihbarat örgütleri olabilir. O zaman kendi ülkeniz ve halkınıza karşı bu oyunların figüranı olmayalım..
Tabii onların bir planı varsa, Allah’ın da bir planı vardı.. Bu oyunu bozarsak, bu işten de alnımızın akıyla çıkarız inşallah. Ama bu arada Merkez Bankası’ndan da önce mali polis, istihbarat örgütleri ve savcılara büyük görevler düşüyor.. Başbakanın da çıkıp bu konuda bir şeyler söylemesi gerekir.. Birileri Türkiye’ye karşı ve AK Parti hükümetine karşı “topyekun bir savaş” başlatmış olması mümkün.. Bu işin içerideki Media, STK ve sermaye ajanlarını da yakalamak gerekir..
Bu arada tek gerçek bu felaket senaryoları değil. Merkez Bankası’nın elindeki döviz stoğu, TL bazında kısa sürede %30 değer artışı sağlamış durumda.. Bu değer artışını kullanarak piyasadaki döviz yangınını söndürmeye çalışıyor..
Bu vesile ile piyasada ve borsadaki manipülatörleri deşifre etmek açısından da önemli bir fırsat geçti elimize.. Yine bu oyun, ithalatın azalmasına ve ihracatta artışa sebeb olacaktır.. Eğer daha ileri bir safhaya intikal etmeden bu aşamada durdurulur ve dolar yeniden 1400-1500 lira seviyesine geri çekilebilirse, Türkiye belli bir bedel ödemekle birlikte toplamda ve sonuçta bu işten kârlı bile çıkabilir.. Bana kalırsa dolar bu seviyeye çekilebilirse, bundan sonra da doların yönü, bu konjonktürde aşağı doğru olacaktır.
Bunun için, bu işleri tek başına hükümet ve Merkez Bankası’nın omzuna yıkmadan, şirketlerin ve tasarruf sahiplerinin finans firmalarının da ellerini taşın altına sokması, bireysel çıkarları uğruna ülke ve millete zarar verecek hesaplardan vazgeçmeleri gerekir.. Kim ne yaparsa yapsın, sonunda Allah’ın dediği olacaktır. Bize şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi