Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Amerika'yı krize kimler sürükledi?

Amerika'yı krize kimler sürükledi?

Amerika'nın yaşadığı ekonomik kriz doğrusunu söylemek gerekirse pek de umurumda değil ama, orada çöreklenmiş olan küresel sermaye sahiplerinin dünya ekonomisini idare ve yönlendirdiklerini düşündüğümüzde yaşanan kriz sadece orada kalmıyor. Bundan tüm dünya nasibini alıyor. Ancak şimdiye kadar dünyanın yaşadığı ekonomik krizlerden ABD fazlaca etkilenmiyor, dünya üzerinde kurduğu sömürü düzeni sayesinde kendi insanlarını her türlü ekonomik krizin tesirinden kurtarabiliyordu. Gelinen noktada artık Amerikalılar da krizi hissetmekte, hayatları giderek çekilmez olmaktadır. Elbette tüm Amerikalar krizle boğuşmuyor. Küresel sermayenin temsilcileri New York'ta Wall Street'te oturdukları yerden tüm insanlığı sömürmeye devam ediyorlar. Bu bakımdan ABD'nin Nobel ödüllü ekonomi profesörlerinden Paul Krugman günlerden beri devam eden protesto gösterilerini değerlendirirken, "Protestolar, Wall Street'i elinde tutan zengin kesimde paniğe yol açtı. ABD'de gerçek aşırıcılar Amerika'nın oligarşi yöneticileri. Amerika'yı krize Wall Street'in efendileri soktu, bedelini ödesinler" diyerek bir gerçeğe dikkat çekiyor.

Elbette Wall Street'in efendileri sadece Amerika'yı krize sokmuyorlar, tüm dünyayı bir takım uygulamalarla sömürüyorlar. Bu sömürü sonucudur ki dünyanın zenginliklerinin büyük bir bölümü bu efendilerin kasalarında toplanıyor, oradan Siyonist Gizli Dünya Devleti'nin hakimiyetini sürdürmek için bir takım yerlere akıyor. Bu arada elbette sömürülerini rahatlıkla sürdürebilmek, dünya üzerinde kurdukları hegemonyalarının ayakta kalması için harcıyorlar.

Bu noktada Prof. Paul Krugman'ın tespitlerine dönmekte yarar var. Krugman "Wall Street'i İşgal Et' sloganı ile günlerden beri protestolarını sürdürenleri bazı kesimlerin komünist olmakla suçladığını, bu suçlamaların altında, "Kendi çıkarlarını koruyan bir sistemden beslenen zengin Amerikalıların, bu sistemin aslında ne kadar hileli olduğunu söyleyen herkese karşı histerik şekilde tepki vermelerinin yattığını" vurguluyor. Krugman daha sonra şu hususlara dikkat çekiyor:

"Burada ne oluyor? Yanıt şu ki, Wall Street'in efendileri, aslında derinde bir yerlerde duruşlarının ahlaken ne kadar savunulmaz olduğunun farkındalar. Bu insanlar Amerikan halkına yarar getirecek şeyler yapmak yerine karmaşık mali dolaplar çevirerek zengin oldular ve bizlerin de krizin içine girmemize yardımcı oldular."

Krugman'ın Amerika'ya yönelik bu değerlendirmelerini dünya özellikle de gelişmekte olan ülkeler penceresinden ele almak ve değerlendirmek de mümkündür. Çünkü, IMF ve Dünya Bankası gibi kürsel sermayenin uluslararası kuruluşları ile işbirliği yapan ya da yapmak zorunda kalan tüm ülkelerin ekonomi politikalarını onların belirlediği ve dikte ettirdiği düşünüldüğünde olayı anlamak kolaylaşacaktır.

Dünya'nın dolara bağımlı hale getirilmesinden tutunda dünya üzerindeki faiz oranların belirlenmesine, dolar kurunun birilerinin arzusuna göre inip çıkmasına kadar pek çok olay belli merkezlerde alınan kararlar çerçevesinde cereyan etmektedir. Kurulmuş olan küresel sistem pek çok ülkeyi Merkez Bankalarında yüz milyarlarca dolarları rezerv olarak tutmaya itmektedir. Bu rezervler bazen yüksek oranlı faizlerle alınan borçlarla, bazen zenginlerin düşük bedellerle paraya çevrilmesi ile oluşturulmaktadır. Çünkü, tüm dünya dolar ile alış-veriş yapmaya mecbur bırakılmıştır. Bugün gelinen noktada yüzlerce ülkenin parasının uluslararası piyasada hiçbir değeri yoktur. Böyle olunca da dolar ya da uluslararası piyasada geçerli para birimlerini ülkeler ellerinin altında rezerv olarak tutmak zorunda kalmaktadırlar. Peki doların Amerikan Merkez Bankası'nda altın cinsinden bir karşılığı bulunuyor mu? Hayır... Amerika paraya ihtiyaç duydukça basıyor, bununla da dünyanın çeşitli ülkelerinden ihtiyacını karşılıyor. Yani kendinde üretmeden tüketme hakkı görüyor. Ya da o kağıdın kıymetinden öte hiçbir değeri olmayan ancak oluşturulmuş mekanizmalar sebebiyle dünyanın mecbur edildiği dolar, ülkelerin merkez bankalarında biriktiriliyor. Çünkü, biriktirilmediği anda sizin kendi paranız uluslararası arenada derdinize derman olmuyor.

Kısacası dünyanın önemli bir kesimini esir almış olan kapitalist düzen sadece para sahiplerini koruyan ve kollayan bir sistemdir. Bu sebeple de zulüm ve sömürü düzenidir. Bu düzen değişmeden ne yer yüzünde adil bir dağıtım ne de huzur ve güven hakim olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi