Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Hâlâ neden ölüyoruz?

Hâlâ neden ölüyoruz?

Çok öfkeliyiz, daha ne kadar öfkeleneceğiz?..
Daha ne zamana kadar, “Kanları yerde kalmayacak” nutukları atacağız?..

“Son çırpınışlarıdır” diye daha kaç kırk yıl kendimizi avutacağız?
Yüreklerimiz daha ne kadar acıyacak?..

Gözlerimiz daha ne kadar ağlayacak?..
Ne kadar daha dövüneceğiz?..

Kaç delikanlımızı, kaç kadınımızı, kaç çocuğumuzu daha kara toprağa vereceğiz?..
Kaç tabuta daha bayrak saracağız?

Kaç ana yüreği daha “oğlum”, “kızım” diye ağıt yakacak?..
Kaç anne daha “Oğullarımdan biri dağda, diğeri kışlada” diye ağlayarak, çelişkiler yumağında yas bağlayacak?

Kaç baba daha elleri koynunda feryat edecek?
Ben ne atışmadan anlarım, ne çatışmadan!..

Ne kin bilirim, ne intikam!..
Bu saatten sonra ne “son çırpınışları” söylemine inanırım, ne “beş bizden... yirmi beş onlardan” hesabına bel bağlarım!...

Ne rakamlara güvenirim, ne istatistik tutarım!
Ben “insan” olarak, “vatandaş” olarak sadece terörün bitmesini isterim.

İnatlaşmayla, zıtlaşmayla sonuç alınamayacağını gördükten sonra, inatlaşma ve zıtlaşmayı tırmandırmanın anlamsızlığını bilirim.
Bugün ödediğimiz “can” bedelinin yanında tüm bedellerin hafif kalacağını düşünürüm.

Ben “huzur” içinde yaşamak isterim...
Ben, güle-oynaya, düğün-bayram eşliğinde askere uğurladığımız çocuklarımızın, vatani görevlerini sağ salim yapıp ana kucağına dönmelerini beklerim...

Çünkü, tabut içinde “terhis” olmalarını beklemekten çok yoruldum!..
Ağıt duymaktan çok yoruldum!..

Siyaset dinlemekten çok yoruldum!..
Ben vatandaşım, sonuç isterim!..

Toplumsal sevgi isterim!..
Kardeşçe yaşamak isterim!..

Silah sesleri yerine kuş sesleri duymak isterim!
Barış isterim, yarış istemem, savaş istemem, terör istemem, kan istemem!

“Kim ister?” diyeceksiniz.
İsteyenler olmasaydı, bu terör kırk yıl sürer miydi?



Kandil’i daha önce de bombaladınız...
Daha önce de kara harekâtları yaptınız...

Bugün sığındığınız mazeretlere, bundan çok önce de sığındınız.
Ergenekon dediniz, KCK dediniz, BDP dediniz, PKK dediniz, Pejak dediniz...

Artık yeni şeyler söylemek lâzım değil, çünkü “yeni” bir söz kalmadı, söylenmedik.
Lânetse, milyon kere lânetledik PKK’yi...

Öldürmekse, binlercesini öldürdük bu çetenin...
İçeri tıkmaksa Ergenekon’dan başladık, KCK’dan çıktık!

APO denen katiller elebaşısına demediğimizi bırakmadık...
Ama terör devam ediyor...

Çocuklarımız şehit oluyor.
Yıllardır bir millet kendi cenaze namazını kılıyor, kendi cenazesini kaldırıyor.



Ordumuz güçlü...
Komutanlarımız deneyimli...

Askerimiz, polisimiz eğitimli...
Paramız var, silâhımız var, her türlü teknik donanımımız var...

Eksiğimiz ne öyleyse?
Hâlâ neden ölüyoruz?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi