Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bir diktatörün ölümü

Bir diktatörün ölümü

Trajik son! Ve Kaddafi öldürüldü. Ne kendi eyledi rahat, ne aleme verdi huzur, öldü gitti nihayet, dayansın ehli gubur!

69’da 28 yaşındayken iktidarı ele geçirdi ve bir daha bırakmadı. Kısa süre sonra megalomaniye yakalandı ve kanlı bir diktatörlük kurdu..


Kayıp bir 42 yıl ve harap bir ülke bıraktı arkasında. Darbe olduğunda ilkokula giden çocuklar bu gün 50 yaşını geride bıraktı. Keşke Kaddafi’nin sağ ele geçirilmesi için titizlik gösterilebilseydi. Onun tanıklığı, ölüsünden daha değerli olacaktı.. Ama olan oldu!


Şimdi Libya’da sıra yeni bir düzenin kurulmasında. Libya halkının önünde ince uzun bir yol var.. Partiler kurulacak, kurucu meclis teşkil edilecek, geçici hükümet göreve başlayacak, atamalar yapılacak, anayasa, referandum, seçimler, bugünden yarına olacak şeyler değil.


Geçici hükümet kurulduktan sonra NATO kuvvetleri ülkeden ayrılacak..


Libya da özgürlüğüne kavuştuğuna göre bakalım sıra kimde. Suriye mi, Yemen mi daha önce özgürleşecek göreceğiz. Her iki ülkede de kritik eşik aşıldı. Geri dönüşün mümkün olduğunu sanmıyorum.. Bu iki ülkede de yaşanacak olanlar, finalin zaman, ekonomi ve can maliyetinin ne olacağını gösterecek, o kadar!


Her iki ülke lideri için 3 seçenek var. Ya Tunus diktatörü gibi bir başka ülkeye kaçacaklar, ya Mısır diktatörü gibi teslim olacak ve yargılanacaklar, ya da akibetleri Kaddafi gibi olack.


Kaddafi kendi akılsızlığına çocuklarını da kurban etti..


Ne İran, ne Rusya, ne Çin ve ne de Fransa Suriye’yi kurtarabilir bundan sonra..


Oysa Esad için onurlu bir geri çekilme kapısı açıktı, ama bu şansını kullanamadı.. O da Kaddafi’nin izinden giderek yandaşları ile belli merkezlerde kendi lehine gösteriler yaptırıyor..


Özellikle AB ülkeleri ve ABD’ye yayılan protestoların, Arap dünyasındaki değişim rüzgarlarını daha da şiddetli bir biçimde etkileyeceğini düşünüyorum.. Bu rüzgarın Latin Amerika’dan Asya’ya, Afrika’dan Rusya’ya, Balkanlar’a, Kafkaslar’a, Çin’den Hindistan’a kadar dünyanın dört bir yanını etkilemeye devam edeceğini düşünüyorum..


Olaylar daha yeni başlıyor. Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Kaddafi ettiğini buldu. Doğduğu yerde öldü.


Kaddafi’nin canlı ele geçirildiği anlaşılıyor. Muhtemelen yaralı olarak ele geçirildi.. Öldürülmemeli idi. Çatışmada öldürülebilirdi. Elinde silahı varken de anlarım. Ama teslim olduktan ya da “Ateş etmeyin” dedikten sonra, sağ ele geçirilmesinin ardından öldürülmesi doğru değil..


Bir kişi ya da topluluğa olan öfkemizin, bizi o kişi ya da onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemesi gerekir.. Eman müessesesi diye bir şey var. Bırakın suçlu da olsa birini canlı ele geçirip öldürmeyi, karşı tarafa zarar vermek için kadınları, çocukları, bu işlerle doğrudan ilgisi olmayan masum insanları hedef seçmeye ya da ortamı germek için sağa sola bomba bırakıp patlatanlara ne demeli..


Bazen insanlar hayvandan da aşağı olabiliyor.. Şeytanlaşabiliyor.. Diktatörler buna en güzel örnek. Ama bizim onlara, onların bize davrandıkları gibi davranmamamız gerekiyor. Sonra aradaki fark fark edilemez hale geliyor..


Kaddafi’nin başına gelenler, ötekilere ders olsun.


Ölüm en büyük ibret dersidir. Aslında bu ders sadece diktatörler için değil, herkes için, hepimiz için. Ölüm gibi, adalet de herkes için. Kaddafi’ye çok kızabilirsiniz ama birilerine olan düşmanlığınız sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemeli. Suçluların da hakları var. Ve siz bu sınırı aşarsanız, eleştirdiklerinizden ne farkınız kalır?.. Aliya İzzet Begoviç bu anlamda örnek alınabilecek bir lider.


Ne Sirte halkı, ne Kaddafi kabilesi cezalandırılmalı ve bir an önce bu keyfiliğe son verilmeli. Adalet sağlanmalı. Hatta bu cinayeti işleyenler yakalanıp, aleme ibret olsun diye yargılanıp cezalandırılmalı.. Kan davasına izin verilmemeli.


Kaddafi’nin yaralı oğlu için bari tedbir alınsın. Unutmamak gerekir ki, “Babaları koruk yediklerinde oğullarının dişleri kamaşmaz”. Herkesi kendi suçu bağlar.


Kaddafi’nin infazı ile ilgili aklıma takılan bir başka bir soru da: Tamam bu cinayeti protestocular işledi ama, sakın halkı buna teşvik eden Batılı ajanlar da devrede olmasın? Çünkü Kaddafi delinin teki. İtalya ve Fransa, Rusya ve diğer ülkelerle kurduğu derin ilişkiler hakkında konuşacak olsaydı, onlar hakkında iyi olmayabilirdi. Onun için birileri Kaddafi’nin susturulmasını istemiş olabilir.. Ya da Libya halkının alnına bir kara leke çalmak isteyenler de olabilir bu tezgahın arkasındakiler.. Onun için bu konunun titizlikle soruşturulması ve benzer olaylara bundan sonra fırsat verilmemesi gerek. Selam ve dua ile.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi