Ersoy Dede

Ersoy Dede

Afet barış getirecek

Afet barış getirecek

“Depremin acısı, kardeşlik ruhu ile atlatılır, şerler hayra tebdil olur; inşallah”.

Dün bu temenni ile bitiriyordu yazısını Ali İhsan Karahasanoğlu.. İnanın yalnızca bize özgü bir durum bu. Müslüman toplumlara özgü. Dün Kürt-Türk diye birbirini yiyenlerin, bugün enkaz altında birlikte yaşam savaşı verdiği, bir pet şişe suyu paylaştığı bir coğrafya burası.. Ve tüm bu yaşananlar, kavganın ne kadar yersiz, ne kadar bize uzak, ne kadar üzerimizde emanet durduğunun da en açık örneği.

Bizi bize bıraksalar aslında nasıl da yaşayacağız birbirimizle.. Nasıl paylaşacağız acıları azaltmak için, mutlulukları çoğaltmak için. Bizi bize bırakmıyorlar. Yaşananlara inat kenetlendiğimizi, tek vücut olduğumuzu görenlerin kıskandığı Van Depremi, yaşattığı acılarla bir travmanın da ismi şüphesiz. Ama bu sayede nasıl da etle tırnak olduğumuzu göstermesi bakımından da ciddi bir imtihan.. Bizim yokmuş meğer böyle dertlerimiz. Bizim derdimiz insanmış meğer. Etnik farklılıklarla, kökenle vesaireyle ilgilenmezmişiz aslında..

Selahattin Demirtaş’ın twitter mesajında da bunu görüyoruz; “Türkiye’nin dört bir yanından gelen yardımlarda kardeş kokusu, kardeş selamı var. Herkese teşekkürler” diyor Demirtaş.. Bu mesajı iyi okumak lazım. Kavgayı bitirecek olan bu dar günde beraber olabilmektir.

DENİZ FENERİ

Bize böyle dar günlerde bir ve beraber olmayı hatırlatan kurumların başında geliyordu Deniz Feneri. Önce Alman istihbaratının bir operasyonu sonucu Almanya’da bir yolsuzluk davası açıldı. Sonra o yapıların Türkiye’deki uzantılarının katkısıyla iş buraya uzadı. Tek suçu milyonlarca kilometrekarelik alanda yoksul bırakmamak olan Deniz Feneri, adeta linç edildi.. Sadece Deniz Feneri değil, bu tip kurumlara olan güven ve inanç da linç edildi bu kampanyalar sırasında..

Hükümeti yaralamak için, Müslüman insanın dayanışma ruhunu kırmak için, rant elde etmek için televizyonlardan, gazetelerdeki köşelerinden haykıran güruh, akşam boğazdaki villasında rakısını yudumlamaya devam etti.

Yaptığı haksızlık nedeniyle sofrasına bir kuru ekmek gidemeyen garip-gurebayı bir kez olsun düşündü mü zannediyorsunuz? Şimdi gene tek vücut olmuş yardım topluyoruz.. O fildişi kulelerinize giderken önünden geçtiğiniz Esenler Otogarı’na bir girin bakalım bir zahmet.

Uzun yola uçakla gittiğiniz için yıllardır adresini bilmediğiniz o Esenler Otogarı var ya, bizim kardeşliğimizin, barışımızın, insanlığımızın bir yansıması. Van’a giden otobüslerin bagajlarında gelişi güzel atılmış kıyafet ve yiyecek kolilerini görün.

Ne kaydı var, ne evrakı. Gönlünden kopan toplamış yardımı atmış Van’a giden otobüslerden birinin bagajına.. Otobüs şoförünün insafına, vicdanına.. Çünkü biliyor ki, o otobüs şoförü de, yardımı taşıyan da, nakleden de, alacak olan da Müslüman..

Ama bunu bilebilmelerine, anlayabilmelerine, imkan ve olanak yok...

ARTIK ÖZGÜRLER

Deniz Feneri demişken anmasam olmaz.. Haksız yere 102 gün F tipi cezaevinde yatan iyi insanlar tahliye edildi. Bütün tertibe, düzene rağmen, suç üretme gayretine rağmen, mahkeme son sözünü söyledi.. Bu isimler bundan böyle tutuksuz yargılanacak. İki iyi insan daha var cezaevinde. O ikisi de serbest kalacak. Bakmayın siz Kılıçdaroğlu ve onun ağzıyla konuşan tayfaya.

Onlar sadece cezaevinden hukuksuz biçimde tahliye etmek için Ergenekon sanıklarını milletvekili yapmış adamlar. Onların lafıyla işlemiyor adalet mekanizması. Hoşgeldiniz Zekeriya Karaman, Zahid Akman, Mustafa Çelik, İsmail Karahan ve bütün iyi insanlar.. En olmanız gereken yerdesiniz.. Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi