Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

“Herkes haddini bilecek”

“Herkes haddini bilecek”

Deprem günü izlediğim manzaralarda o insanlar yalnızdı. Halk panik içerisinde beton yığınlarına saldırdığında devlet henüz oralarda yoktu...

Sivil toplum kuruluşları da yoktu, PKK’nın haraca kestiği belediyeler de yoktu.

Olmazdı da...

Anında olaya el koyacak devlet dünyanın hiçbir ülkesinde bulmak mümkün değil, hele de Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerden en hızlı hali ile kalkacak uçaklar bile saatler alır. Tek çözüm, bu tip doğal olaylara karşı yerinde örgütlenmek...

Ancak, bu deprem bize şunu çağrıştırdı:

Güneydoğu batıya göre gerçekten geri kalmıştır, devlet hazinesinden payına düşeni yerinde kullanamamış; yolları ile fabrikaları ile imkanları kıt, sosyal ve de sivil yardım kuruluşları henüz yeterli değil. Aslında Van gibi bir ilimizde bu imkanlar yekta olmalıydı...

Nedenini elbette ki sorgulamak gerekiyor...

Ne var ki acı günde konuşmak, yazmak dikkat işidir, bazen maksadını aşan en ufak bir çizik deprem yarasından da büyük yara açmaya vesile olabiliyor.

Anlayan da anlamayan da taşa tutuyor seni..

Devlet bu depremde tüm imkanlarını kullandı, kullanacak tabii.

Müslüman yolda kalan, velev ki Müslüman olmasa bile zekatını ona verebiliyorsa Van ve Erciş’teki Müslüman kardeşlerimizin içine düştükleri bu acı günlerinde canla başla neden yardımlarına koşmayacağız? Bu bir Müslümanlık kadar insanlık görevidir.

Somali’ye neden koşuyoruz? Gazze’ye neden koşuyoruz?..

Gündemin asıl maddesi ATV’nin sunucusu Müge Anlı.

O diyor ki: “Herkes haddini bilecek. Yeri geldi mi taş atacaksın, Mehmetçik’i kuş avlar gibi avlayacaksın sonra zor günlerde canım cicim deyip, yardım isteyeceksin. O polisler hemen yardımına koştu oradakilerin. O taş atanların eli kırılsın. Askerlerimize polislere zeval vermesin”. Müge Anlı’ya neden kızıyorsunuz?

Bence de doğrudur, ama bu sözü felaket anında söylemek ve de genellemek yanlış.

Barış günlerine dönelim de öyle konuşalım.

Bugünkü yetersizliklerin altında PKK terörü yatmıyor mu?

Devlet nereye bir yol yapmak istediyse, teröristler makineleri yakmışlar, şantiyedeki işçileri kaçırmışlar. PKK korkusundan kimseler Güneydoğu’ya yatırım yapamıyor...

Örneğin, TOKİ’nin yatırımlarını sabote ettikleri gibi.

Aynı şekilde, yatırımcı kazmayı atınca PKK haraç diye başına dikiliyor...

Hadi terör diyelim, terörün işi bu...

Asıl olan bu terörün siyasal kanadı partiye oy veren bazı namazlılar, bu kişilerin bir kısmı ile konuştuğumuzda aklımız hayalimiz almıyor, adamlar PKK hayranı.

Zerdüşt dininden olanları bir tarafa koyalım, Güneydoğu’nun bir kesim Müslümanları bu teröre destek vermemiş olsa en azından çocuklarını sokağa salmazlar...

Çocuk kendi ülkesinin polisi ile askerini taşlayınca önümüze öylesi bir tablo çıkıyor.

Devletin BDP’li belediyelere göndermiş olduğu ödenekler PKK’ya aktarılırsa, bir deprem anında hızlı yardımı nereden bulacaksınız? Yatırımları terör yutuyorsa geriye az gelişmişlik kalır.

Kitabımız da demiyor mu;

Bir yere felaket gelince sadece günahkarlar değil, o günaha susanlar da cezalandırılır.

Bu kuralı ben yazmadım, ilahi adalet öyle.

Bir de doğrular karşısında susanlar için dilsiz şeytan cümlesini kullanıyor Allah Resulü...

İstismara gerek yok.

Müge hanım, maksadını aşarak genelleme yapması hata da, taşlayanlarla destekleyenlere hangi sözü söylesek fark edecek mi acaba?

Asıl Kürtçülüğü kaşıyanlara sıra gelince, propagandalarının baş sayfaları devletin Güneydoğu halkına yabancı oluşu ile ilgilidir. İşte şimdi bu Allah’tan korkmaz, kuldan utanmazlara ne demeli?

Hangi devlet Güneydoğu’ya yabancı ve de çekingen kaldı?

Bu işi CHP ile karıştırmış olmasınlar?

Şu anda tüm devlet seferber halinde, ülkenin Başbakanı ile bakanları çok kısa sürede deprem bölgesine intikal etmediler mi? Yetmedi, kuruluşlar da aynı azimle Güneydoğu depreminin yaralarını sarmak telaşında. Öyle iken, birtakımları Müge hanımın sözlerini bahane ederek ve de çarpıtarak ortaya atmış oldukları karalamalar başlarını yesin.

Kör gözlerine de Allah(c.c) hidayet versin, başka ne diyelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi