Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Deprem ve...

Deprem ve...

Deprem gerçeği ile birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerek..

Fay hattı belli.. Mısır deltasından Lut gölünü geçerek Hatay’dan, Antep ve Maraş Gavur gölünden Adıyaman tarafına dönüyor. GAP-Atatürk Barajı üzerinden Van’a kadar uzuyor. Erzurum, Erzincan, Sıvas hattından Zonguldak’a doğru, oradan Sakarya, İzmit, İstanbul, Çanakkale’den Ege’ye dönüyor. Girit’ten Kıbrıs’a doğru, oradan tekrar Mısır deltasına doğru gidiyor..

Öte yandan “ecel gelmiş cihane, başağrısı bahane”.. Ölüm her zaman depremle ya da terörle, trafik kazası ile de gelmiyor.. Kimi yaşlılıktan, kimi hastalıktan gidiyor. KALANLAR SIRASINI BEKLİYOR. Yaşlı-genç de dinlemiyor.

Son Nazır Özsöz’ün vefat haberi geldi. Allah rahmet eylesin. Haberi bizim Hüseyin Kansu verdi.. Allah rahmet eylesin. Sonra da sağlık sebebi ile yatağa bağlı yaşayan kardeşlerin isimlerini saydı bir çırpıda.

Cevat Ayhan ağabey komada imiş. Rıza Ulucak’ta bilinç kaybı varmış. Bahri Zengin komada. Osman Yumakoğlu yatağa bağlı yaşıyor. Haşim Bayram da öyle. Ne yazık ki, dünya telaşından dostları ihmal ediyoruz sanki.

Van depremini konuşuyoruz da, bir dost “bir olayda bin tecelli vardır” dedi. Hani Gölcük depreminde Balyoz darbe planı da enkaz altında kaldı denmişti ya. Van’da da deprem öncesi PKK- KCK yapılanması, BDP’nin öncülüğünde fiili durum meydana getirmek, üniversiteyi işgal edip, kamu kuruluşlarında fiili durum meydana getirmek için plan yapıldığı, deprem öncesi her gün bir kamu kuruluşunun taşlanıp, önünde eylem yapıldığını söylüyorlar.

Yani terör örgütünün Van’ı pilot bölge seçtiği ve buraya militan takviyesi yaptığı söyleniyor.

Şimdi deprem sonrası gelen haberlere bakıyorum da, yardım kamyonlarının yağmalandığı, bazı köylere yardım ekiplerinin sokulmadığı söyleniyor.

Dilerim iddialar doğru değildir.. Ama bu iddiaların da soruşturulması gerek.

Yağma olayları, adi suçlarla ilgili olmayabilir. Ne yazık ki, bunu Sakarya depreminde de gördük, enkaz yağmacıları yok değil..

Deprem bu iddiaların hayata geçirilmesini önlerken, bir kardeşlik uyanışına da sebeb oldu..

Kimse uzanan elin kime ait olduğunu sorgulamadı.. Bir rüya görüp, Diyarbekir’den koşup gelen Deniz Gökçenlik’in Kürt ya da Türk olmasının ne önemi var burada. Ya da kurtuluşuna vesile olduğu ailenin Kürt mü, Türk mü ya da bir başkası mı olduğunun bir anlamı var mı?

Kader nasıl bir ağ ördü ise, Puzzle’nin eksik parçasının, kaderin eksik halkasının tam zamanında yerine oturması gerekiyordu. Zaten Allah’ın takdirinde bir eksiklik ne mümkün!

Kim bilir, o kurtulan aile hangi eylemde hangi rolü üstlenecek.. İnsanlar bazen kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşarlar aslında..

Türkiye depremden kaybettiklerinin dışında her anlamla güçlenerek çıkacak.

Depremin enkazı altından kardeşlik kurtarıldı, Ergenekon ve terör enkaz altına kaldı! Halkların kardeşliği ve terör kesin hatlarla birbirinden ayrıldı. Türkiye geçmişin yanlışlarına bir daha düşmemeli. İnkar’a sapmamalı.. Cezaevinde ya da askerde Türkçe bilmeyen anası ile görüşmesine izin verilmeyen, görüşünce işkence görme trajedisine Türkiye tekrar dönmemeli.

Aliya’yı BDP’lilerin iyi okuması gerek.. Aslında hepimizin buna ihtiyacı var. İntikam, kin, kan davası konusunda onun bilge duruşu herkese örnek olmalı..

Aslında Sırpların Boşnaklara yaptığı ile bizim derin devletin Kürtlere yaptığını bir arada düşün bakalım bir de Aliya’nın duruşunu.. Doğu-Batı arasında Müslümanın duruşu konusunda Aliya’nın rehberliğine ihtiyacımız var..

Batılı ülkeler ne kadar güvenebileceğimizi ya da güvenemeyeceğimizi Bosna trajedisine bakarak anlamak mümkün. Aliya’yı, Türkler, Kürtler gibi keşke Mısırlılar, Suriyeliler, Libyalılar, Tunus ve Yemenliler de okusalar..

Van depreminin, bundan sonrası için uyanışımıza vesile olan bir şok olması gerek. Bu musibeti, bir nasihat kabul edelim. Madem insan hayatı bu kadar değerli, terör ve kan davası ile elimizi kardeş kanına bulamayalım. Biz kardeşiz. Bugün yaptıklarımızın hesabını vereceğimiz bir de öteki dünya var.

O yardıma gelenleri köye sokmayanları, o yardım kamyonlarını yağmalayanları anlayamıyorum. Bunları akıl sahibi yakınları dizginlemeli. Yoksa, Türkler ve Kürtler olarak içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bütün bir toplum zarar görecek.. Öfkesi aklından büyük insanlar ne yapmak istiyor olabilirler ki!

Selâm ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi