Muhsin Meriç

Muhsin Meriç

Endülüs dersleri-1

Endülüs dersleri-1

Büyük komutan Tarık bin Ziyad, İspanya yolunda, rüyasında Peygamber Efendimiz (asm) ve silahlarını kuşanmış Ensar ve Muhacir’den bir grup sahabeyi görür ve “Ey Tarık! Yoluna devam et!” müjdesiyle, İspanya’nın fethi ile alakalı niyeti, cesaret ve azimle birleşir ve sadece Müslümanların değil, tüm dünyanın rengini ve tarihini değiştirecek fetihleriyle (711) büyük bir medeniyetin kapılarının açılmasına vesile olur.
İşte bu sene (2011) bu önemli fethin 1300. yılı. Her yönüyle Endülüs’ü konuşmanın, değerlendirmenin, dersler çıkartmanın tam vakti. Bu sahadaki ender uzmanlardan Doç. Dr. Lütfi Şeyban, Endülüs konusundaki ihmal ve ilgisizliğimize şöyle dikkat çekiyor: “Endülüs deyince biz Türkler hâlâ ‘Ah Endülüs Vah Endülüs!..’ aşamasındayız. Oysa Batılılar, hatta Araplar ve Mağribliler bu konuda somut bilimsel, sosyal ve kültürel çalışmalar yapmışlar ve yapmaktalar. Bizim de öyle yapmamız gerekirken, maalesef duygusal tepkiden öte geçemiyoruz. Ve hâlen bu duygusal edebiyat ve Elhamrâ-Ulucâmi turuyla Endülüs hamâseti yapan insanlar prim topluyor ve kimileri de bu tarih hazinesini ekonomik çıkarlarına âlet ediyor!” (endulus.net)
“Lütfen artık eski alışkanlıklarımızı terk edelim de tarihe sadece duygusal açıdan değil, biraz da gerçekçi ve bilimsel açıdan bakalım.” diyen Lütfi Hoca, Endülüs’le alakalı sahadaki faydalı çalışmalara destek olunmamasından da şikâyetçi: “Ne acı ki, Endülüs kültürü-medeniyeti üzerine somut bilimsel-sosyal-kültürel çalışma projeleri hazırlayıp kapı kapı dolaşarak destek arayan insanlara kimse tek kuruş bile destek olmuyor.”
Endülüs meselesini sadece akademik çalışmalardan ibaret görmeyen, üzerinde ciddi çalışmalar yapan Lütfi Şeyban yapılması gerekeni de şöyle ifade ediyor: “Her yıl grup grup Endülüs’e gidip duygularımızı tatmin ederek dönmek yerine, oradaki Müslümanlarla ve Müslüman olmak için küçücük ilgi bekleyen binlerce İspanyol Endülüslü ile insanî münasebetler kurup geliştirmenin yollarına bakalım.”
Roger Garaudy’nin şu tespiti bile medeniyet araştırmacılarının dikkatlerini çekmeli: “Batı, hikmeti kaybettiği için gayesini de kaybetmiştir. Dengeli ve ideal medeniyetin numunesi Endülüs Medeniyeti olmuştur.”
“Asıl önemli olan, Endülüs’e ağlamak veya yüceltmek değil, onu anlamaktır.” diyen Ali el-Cârim de “Gerekli olan gözyaşı değil göz nuru dökmektir” tespitine şu ilâveyi yapıyor: “Batılı zihin, Endülüs’ü anlamak suretiyle ondan yeni bir medeniyete temel oluşturacak malzemeyi çıkarmasını bildi. Ya bizler? Ol mâhîler ki derya içredür deryayı bilmezler!”
Tarihçi Mustafa Armağan ise ünlü edebiyat eleştirmeni Harold Bloom’dan şu çarpıcı nakli yapıyor: “Mevcut kültürel çok kültürlülüğümüz olsa olsa Kurtuba ve Gırnata kültürünün bir karikatürü olabilir.” Armağan, Endülüs’le zayıf bağımıza acı bir şekilde şöyle işaret ediyor: “New York caddelerinde bile esmiştir Endülüs rüzgarı; ama Türkiye’ye kapatılmış ve iğdiş edilmiş tarih bilincimize bu rüzgardan bir esintinin değmemesi için elden gelen yapılmıştır. Bugün hâlâ ayakta duran kral III. Ferdinand’ın Sevilla şehrindeki türbesinin Arapça, Latince, İbranice ve Kastilya İspanyolcası yazılı duvarlarına yahut Toledo’daki San Roman kilisesinin mihrabındaki Arapça yazılarına bakan ziyaretçiler Endülüs’ün bir “kaza” değil, Hıristiyanlar ve özellikle Yahudilerin de katılımıyla gerçekleşen bir hoşgörü modeli olduğunu anlayacaklardır.”
Nobel ödüllü Fransız Fizikçi Pierre Curie’nin şu tespiti ise konunun öneminin farkına varmamız için yetmeli: “Endülüs’ten bize otuz kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Eğer yakılan bir milyon kitabın yarısı kalmış olsaydı, çoktan uzayda galaksiler arasında geziyorduk.”
“Endülüs dersleri” yazılarımıza birkaç hafta daha devam edeceğiz inşallah. Endülüs’le ilgili temel bilgileri ve okuma listelerini endulus.net adresinden temin edebilirsiniz.
İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) 19 Kasım’da Eyüp-Bahariye Mevlevihanesi’nde bir günlük Uluslararası Endülüs Sempozyumu düzenliyor; endulussempozyumu.org adresinden kayıt yaptırılabilir. Türkiye’den Mehmet Özdemir, Lütfi Şeyban, Ahmet Kavas ve Yaşar Şadoğlu’nun yanısıra İspanya, Fas, Irak ve Bosna’dan konuşmacıların katılacağı toplantıyı takip etmenizi tavsiye ederim.
Hayırlı bayramlar efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Muhsin Meriç Arşivi