Mehmet Talu

Mehmet Talu

Veda Hutbesi 3

Veda Hutbesi 3

Ey insanlar! ALLAH Teâlâ'dan korkun beş vakit namazınızı kılın, Ramazan ayındaki oruçlarınızı tutun, mallarınızın zekâtını verin, amirlerinize itaat edin ki, Rabbinizin cennetine giresiniz.

Ey insanlar! Ben hepinizden önce Kevser Havzına varacağım. Sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim. Benim yüzümü karartmayın. Ben birtakım insanları kurtaracağım. Bir takımları da benim kendilerini kurtarmamı isteyecekler. Ben Ya Rab! Bunlar benim ashabım, ashabcıklarım diyeceğim. ALLAH Teâlâ da: "Senden sonra, onların neler yaptığını, sen bilmezsin." buyuracak.

Ey insanlar! Cenab-ı Hak, her hak sahibine hakkını vermiştir. Her varisin, miras malından olan nasibini beyan etmiştir. Artık varise vasiyyet etmek caiz değildir. Varisin dışında olanlara vasiyyet ise, miras malının sadece üçte bir miktarına kadar caizdir. Çocuk kimin döşeğinde doğmuş ise ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Bunların hesapları ise ALLAH Teâlâ'ya aittir. Babasından başkasını baba edinen veya efendisinden başkasını efendi edinene; ALLAH Teâlâ, melekler ve bütün insanlar lanet ederler. Böyle bir kişiden ne mal, ne de can fedakârlığı kabul edilir.

Ey insanlar! Aşırı gitmekten sakının. Geçmiş ümmetlerin mahvolmalarının sebebi: Dinde aşırı gitmeleriydi.

Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar. Ne diyeceksiniz? Risale-timi tebliğ ettim mi? İlahi vazifemi yaptım mı? Bütün Ashab-ı Kiram:

- Evet, yemin ederiz, ALLAH Teâlâ'nın risaletini tebliğ ettin, vazifeni yaptın. Bize vasiyyet ve nasihatte bulundun. Böylece şehadette bulunuruz, dediler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz mübarek şehadet parmağını göğe kaldırarak, sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek:

"Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab!" buyurdu.

İşte veda hutbesi... Kemâl ifadesi... Son Resûlün genel anlamda son nefesi... Alıcı bulunursa, Arafat semasında saklıdır O'nun sesi... Veda hutbesi... Son Peygamberin tüm insanlığa, son tavsiyesi... Dünyayı değiştiren sesi... İslâm'ın bir başka şeref abidesi... İnsan hakları beyannamesi...

Muhterem hacı kardeş!

Gel! Beraber çözelim, Veda Hutbesinin son cümlesini:

"Tebliğ ettim mi?"

"Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab!"

Bu sözler; Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin, Peygamberlik hesabını verişiydi. Çünkü O da sorumlu bir kişiydi.

"Andolsun ki, kendilerine peygamber gönderilenlere soracağız, peygamberlere de soracağız!" (Araf sûresi:6)

ALLAH Teâlâ'dan başka herkes için değişmeyen son. Sorumluluk!.. Sorumlulukta yüz aklığı, ne mutluluk!.. Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz, yüz binlerin "evet tebliğ ettin!" şehadetiyle gitti Rabbisine... Ya biz Müslümanlar, ya bizler nasıl çıkacağız ALLAH Teâlâ katına? Düşünceler düşüncesi, bu muammayı çözmesi! Haydi Müslümanlar! İşte meseleler meselesi! Bence bu noktada düğümlenir ve çözülür Veda Hutbesi...

Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin Arafat'ta okuduğu bu Veda hutbesi bir insan hakları belgesidir. Bu hutbe ile, insanlığın hayatında önemli bir değişim başlamış, insanlığın ufkunda yeni bir ışık doğmuştur. Artık haksızlığın ve geçici dünya ölçülerine dayalı ayrımcılığın yerini adalet ve eşitlik almıştır. İnsanların ALLAH Teâlâ katında en değerlisi ve en hayırlısı: ALLAH Teâlâ'dan en çok korkan, O'na en bağlı olan, insanlara en faydalı olandır.

Bu sebeple Müslümanlar için bir çeşit 'insan hakları beyannâmesi' niteliğinde olan Veda Hutbesi aslında Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizin duruşunun en açık göstergelerindendir. O gün, yüzbin kişiye hitap eden Resûlullah (S.A.V.) efendimiz, hutbesinde hem kendi duruşunu, hem de Müslümanların duruşlarının nasıl olması gerektiğini deklare etmiştir. Şöyleki:

1- Müslümanların canları ve malları, içinde bulundukları kutsal zaman ve mekan kadar saygın ve dokunulmazdır.

2- Kadınlar, ALLAH Teâlâ'nın emanetidir ve onların hakları, iffetleri ve ihtiyaçları konusunda bu sorumluluk bilinci ile hareket edilmelidir.

3- Kan davası ve faiz gibi cahiliyye gelenekleri kaldırılmıştır.

4- Sapıklığa düşmemeleri ve sımsıkı sarılmaları için Müslümanlara ALLAH Teâlâ'nın Kitabı'nı ve kendi Sünnetini bırakmıştır.

Görüldüğü üzere insanlar arasındaki olumsuz ayrımcılıkların tamamen ortadan kaldırılması, temel insan haklarına ilişkin ilkeler, dünya ve ahiret mutluluğu için gerekli prensipler bu hutbede yer alan hususlardan bazılarıdır. Fakat bu hutbedeki en can alıcı nokta, Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin, Kur'ân-ı Kerim'i ve buna bağlı olarak kendi Sünnetini bize emanet olarak bıraktığını özellikle vurgulaması ve bunlara sarıldığımız takdirde yolumuzu şaşırmayacağımızı ifade etmiş olmasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi