Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Zorluğa hazırlanmak

Zorluğa hazırlanmak

Önümüzdeki günlerin, bir dünya savaşı dahil, zorluklarla dolu olacağı genel kanı. Bu nedenle geleceğe yönelik tahminlerde bulunmak ve gereken tedbirleri almak zorundayız. 11 Eylül’den beri, önceden olacağını düşündüğüm, küresel sermaye ile ulus devletler arasındaki çatışmayı yaşıyoruz. Genel kanaat günümüzdeki gelişmelerin herhangi bir güç tarafından yönlendirilmediği, olayların doğal akışı içinde seyrettiği yönünde. Bu nedenle çatışan taraflardan söz etmek anlamsız ve herkes ansızın yağan bir yağmurun yarattığı sellerle karşılaşmış gibi ve bunun zararlarından kurtulmaya çalışıyorlar. Bu görüşe katılmıyorum ve şiddetli yağmur öncesindeki bulutlar gibi havanın kararmaya başladığını ve özellikle ABD’nin buna hazırlandığını düşünüyorum.

***

ABD’nin stratejisini şöyle özetleyebiliriz: Hedef bütçe ve dış ticaret açığını kapatmak, biriken borçlardan herhangi bir ödeme yapmadan kurtulmak. Dış ticaret açığını kapatmak zor değil. Çünkü ABD’nin ihracatını aşan ithalatı lüks tüketim maddelerinden oluşuyor ve bundan vazgeçmek hayati öneme sahip değil, sadece marjinal refahın azalmasına yol açar. Bütçe açığını kapatmak için özellikle askeri harcamaları azaltmak ve dünya üzerindeki etkinliği ittifaklar yoluyla sağlamak politikasını izlemeyi düşünüyor. Bunun yanında harcamaları azaltacak tedbirler de alacak.

Biriken borçlarını ödemeyecek, banka ve finans kurumlarının iflası ile borsadaki büyük düşüşler borçtan kurtulmasını sağlayacak. Bunun halk üzerindeki olumsuz etkilerini önlemek için krizden Wall Street’i sorumlu tutan gösteriler yapılıyor.

Avrupa’nın ekonomik yapısı ABD’den farklı. Onun ithalatı hammadde ve enerjide yoğunlaşıyor ve bu nedenle bu ihtiyaçlarını borçlanarak karşılayanlar büyük sıkıntı çekecek. Ayrıca eskisi kadar çok ihracat da yapamayabilirler. Bu durum AB’nin oluşumunda izlenen politikanın yanlışlığını da ortaya koyuyor. Rakip ekonomilerin, yani aynı ekonomik yapıya sahip olanların bütünleşmesi büyümedir ancak eksikliğin giderilmesi için rakip değil tamamlayıcı ekonomilerin birleşmesi gerekir. Şu formülün uygun olacağını düşünüyordum. AB üç ülkenin temelini oluşturacağı bir birlik olmalıdır. Fransa askeri, Almanya ekonomik gücü temsil etmeli ve buna eklenen Türkiye ile enerji alanlarına ve İslam dünyasına yaklaşılmalıdır. Oysa AB politikacıları kendilerine hiçbir yarar sağlayamayacak aksine yük olacak Doğu Avrupa ülkeleriyle Yunanistan, Portekiz gibi sorun kaynaklarıyla bütünleşmeyi tercih ettiler. AB konusundaki bir tartışma programında “AB’de hiç stratejist yok mu? Hepsi izindeler mi” demiştim.

Dünya yeniden kuruluyor ve bu bir dünya savaşının etkilerine yakın sonuçlar yaratacaktır. Ülkemiz enerji konusunda gerekli politik tedbirler aldıktan sonra ihracatındaki azalmayı kısmen yeni pazarlarla karşılasa bile talep daralmasıyla karşılaşabilir. Gıda ihtiyacını kendisinin karşılaması önemli bir avantajdır ama bu ürünlerin halka intikali için iş yaratmak gerekir. Bu konuya çözüm olarak inşaat ve bayındırlık hizmetlerin artırılmasını ve bunun başlangıçta Merkez Bankasının karşılıksız çıkaracağı parayla finanse edilmesini düşünüyorum. Paranın doğrudan tüketiciye verilmesiyle bir yatırım aracılığıyla üretime katkı yaparak halka intikali farklı sonuçlar yaratır ve bunun hiç enflasyona sebep olmadan yapılması mümkündür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi