Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Özel Yetkili Mahkemeler!

Özel Yetkili Mahkemeler!

Eskiden bazı zarfların üzerinde “kişiye özel” yazardı.

Yanı malûm kişi okusun, başkaları okumasın.

Bir de özeli kalmamış ortalığa dökülenler var...

Söylensen, bir kesim senden baskın çıkmak için ya çağdaşlığa veya özel hayatın dokunulmazlığına sığınacaklarını biliyorum...

Orasını geçelim de, Merhum Menderes’in avukatı(!) Cindoruk ergenekoncularla, balyozcuları yargılayan mahkemelere öyle bir isim takmış.

Özel polis.

Özel iddianame.

Özel yargılama...

Tersinden okunan mektup tersinden anlaşılır.

Zaman zaman Kanal B denilen televizyonu izlerim.

Bu televizyonun ülke çıkarına yapıcılığı bir tarafa, iktidar aleyhtarlarının gazını almak için genelde fosillerden kürsü oluşturur...

Kuyruk acısı...

Bu acıdır ki son zamanlarda “Özel Yetkili Mahkemeler” diye tutturdu.

Anlasa; anladı diyeceğim, ama anlamıyor.

Özel; yani konumunda ihtisaslaşmış mahkemelerle sorgulamadan adam asan zamanın İstiklal Mahkemelerini karıştırıyorlar. Çağdaş cumhuriyet Kel Aliler’den mahkeme kurmadı mı?

Özel deyince işte keli özel, Yassıada’sı özel, DGM’si özel.. Bugünküler ihtisaslaşmadır.

Dokuz yılın hikayesi...

CHP sandıkta sürekli karavana atınca halk gerici oldu(!), hakimlerle savcılar özelleşti!

Eskiden sanki bağımsız idiler...

CHP akşam kararnameye koyuyordu, sabah tasını tarağını toplayan düşüyordu yollara.

Az mı çektik... Şimdi öyle bir sürgün var mı?

Ama olsun yine de Kadir Özbek döneminde Özel Yetkili Mahkemelere atanan hakim ve savcılar da özelleşti(!), şimdiki HSYK tarafından atananlar da özelleşti!

Sadece özelleşme olsa, Başbakan tutun diyor, tutuyorlar, mahkûm edin diyor mahkûm ediyorlar! Bu Başbakan meğerse neymiş...

Bahçeli bir taraftan bağırıyor:

“PKK ne ise o günkü Dersim de odur.”

Uzmanlaşma...

Bir kalp üzerine on çeşit uzman çalışıyor...

Sen diyorsun ki bu iş uzmanından al, bilmeyene ver ki CHP devrine yeniden dönelim.

Kel Aliler uçuşsun milletin başına, bela olsunlar...

Özel iddianame diyen Encümen-i Daniş kafalılar hem ülkenin hakim ve savcılarına hakaret ediyorlar, hem de Özel Yetkili Mahkemelerin sulandırılmasını istiyorlar...

Sulansın ki ortalık bulansın...

Uzmanlar ne diyor?

Diyorlar ki bu PKK’yı geçmişin istihbaratı kurdu...

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu, 3 Aralık 2007 tarihinde yapmış olduğu açıklamada, “Kıbrıs’ta başımıza Asala’yı saranlar, bugün başımıza PKK’yı sarmıştır” dedi...

Asala bitti, PKK başladı görüşü de son günlerde oldukça ağır basıyor...

Bu serüven yargıyı da uyandırdı...

Hangi kurul tayin ederse etsin, hakim ve savcı önündeki delilerle bağlıdır.

Arada bir delil melil tanımayanı mesleki dayanışma zaten barındırmaz.

Dışarıdan bilinmez ama en çok kendi kendini oto kontrole tabi tutan hakim ve savcı mesleğidir. Çürükler hemen sırıtır, veya mercek altına alınır, yanlışlar fazla tutunamaz.

Son zamanlarda KCK ile PKK operasyonlarını hafife alan, küçük gören bir sınıf türedi.

Köşe yazılarında terörü çaktırmadan meşru görenler var.

Bu kesim asker öldüreni, etnik bölücüyü, seminerlerle Kürt halkını güvenlik güçlerine karşı kışkırtanları masum görüyor. Kozları aydınlar tutuklanıyor yaygarası...

Tıpkı 27 Mayıs günlerinde olduğu gibi...

Savcıların ellerinde bunca delil varken konuşuyorlar...

Bekliyorlar ortam gerilsin, asker çıksın kışlasından...

Encümen-i Daniş, kime danışırsan danış boşuna bekleme, o asker artık kışlasından çıkmayacak. Derler ya geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi